30.BÖLÜM

2 1 0
                                    

Fethi

Gorev dönüşü güzelde sırtım belim her yerim ağrıyor. Eve gitmeden önce turnamı almak için yatakhaneye gittim. Fakat bizim kuş uçuştaymış banada bu gidişle yalnız ev yolu görünmüştü. Yemeğimi yedim yatağıma uzandım. Telefonda bir kaç videoya bakıyorken uyuya kalmışım zaten rüyamda bana beyaz kabarık bir elbise ile yaklaşan  Turnam vardı elinden tutan bir çocuk ile bana doğru geliyordu. sabaha karşı alnımda, dudaklarımda birer öpücükle uyandım. Karşımda en güzel uyanma sebeplerinden biri dikeliyordu. Belinden çekip yatağa düşürdüm dudaklarına bir öpücük bıraktım. Tatlı tatlı kıkırdadı gözlerinin içi güluyordu adeta o güldükçe ben aşık oluyordum. Ikimizde durduk bir an bakıştık öylece elimi saçlarına attım gördüğüm rüya canlandı gözümde saçlarını okşadım baktım öylece yüzüne. Elini yanağıma atıp sevdi oda. Benim o gözler karşısında daha fazla düşünmeme sebep yoktu.

Fethi: evlensek ya biz!

Funda: Nasıl?

Fethi: evlenelim bir tanede çocuk yapalım dolansın öyle ortalıkta.

Yüzü değişti sonra dudaklarımı dudaklarına kapattı. Elim tşörtünden içeri gitti ezbere bildiğim noktalarda gezindi bana ait olan herşeyden daha çok benimdi.

*****

Derin

Karnım git gide büyümüştü parmaklarımı yavaş yavaş gezdiriyordum son 2 ay Mert yanımda yüzüstü uyanmış ağzından salya akıta akıta uyuyor ben ise bu sıpa sayesinde düz bile duramıyordum ve bir taraflarım basınçtan mı bilmiyorum acayip karıncalanıyordu. Sevgili kocam olacak hıyarda normal vakitlerde göstermeyeceği dirayetini aylardır gosteriyor ben onu istedikçe " olmaz kızımın piskolojisini bozamam" diyordu. Erkek olsa da aynısını dermiydi orasıda bir muamaydı.

Benimde daha fazla oturma tahamülüm yoktu kalktım yüzü koyun yatan sırtında muzzam kaslar bulunan beyefendiye kahvaltı hazırlamaya koyuldum. Herşeyi yavaş yavaş balkondaki masaya yerleştirirken bizim lazistan korosunun sesini duydum.

Körhatun: kız zillu ha yükli halunla ne poh yiyisun!

Aknene: asil sori poh yiyesuca koçan ne halt edeyi almuşun elune su sebilu gibi çaydanluk ha olsa bebeye bişi ne edeceğuz!

Derin: ikimizde nasil bok yedik şimdi?

Akçahatun: sorgulama bizu ha geç otur oraya biz hazur ederuk iki takkaya sen git kocani uyandur. Gavatın siki kalkayi kendi kalkamayi.

Içerden uykulu uykulu yürüye yürüye benim adonis heykelim çıkıp geldi. Askeri künyesi adım attıkca gövdesine vuruyor. Benim govdem büyüdükce onun baklavaları büyuyordu. Saçma ama benim hamilelik boyu aşerdiğim tek şey o olabilirdi ama vermiyordu çocuğumun popişinde babasının yüzünün çıkmamasını umaraktan yaşıyordum yada başka tarafının.

Mert: yav ne diyonuz ya!! Bir uyutmadınız!

Akçahatun: ha diyirumki sikin kalkmayi bileyi sen kalkip bir kahvaltı hazırlayamiyin mi karuna.

Mert: benim sikin derdi niye sizi gerer oldi ha size mi kalkayi !! Uyandığını bilsem ben hazırlarım zaten. " geldi sarıldı önce her zamanki gibi kızını sonrada beni öptü" yavrum sen niye bana haber vermiyorsun!

Yavrum kelimesini hep mi güzel söylüyordu yoksa ben onsuzluktan dediği her kelimeye mi yükseliyordum bilmem ama şu an o yeni uyanmış sesi ve şis dudakları gayet ilgi çekiciydi. Benim kocama ağir düşuşümü ise Akçahatunun mükemel şivesel felsefesi bozdu.

Akçahatun: ha bu kahvaltıya değulde kocaya aç gibi!

Körhatun: öyle tabi baksağa yiyecek gibi bakayi bizum maviluye.

KURALSIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin