Merhabalar!
Sizlere yeni bölümle geldim.
Umarım seversiniz.İyi okumalar dilerim!
Tunç elimi tutarak bana destek olmaya çalışırken nefes alış verişimi düzenli tutmakta zorlanıyordum. Karşımda duran ve bazı uzuvları olmayan insanlar korkunç görünüyordu. Bazılarının kolları yokken bazılarının gözleri yoktu... Ancak bazılarının bedenen görünen bir sorunu yoktu, sağlıklı görünüyorlardı.
Psikolojim hassas olmamasına rağmen bu insanların yüzleri ve bedenleri beni korkuttu.
"Hoş geldiniz!" dedi şişman adam kollarını iki yana açarak. Sol bileğinde yazan rakamlar gözüme çarpsa da dikkat etmedim ve adamın üzerinde bakışlarımı gezdirdim. Bedeni sağlam duruyordu. Kır saçları ve kalın bıyıkları yüzündeki sinsi gülümsemeyi daha da ürkünç yaparken yutkundum. Onun bu hastanenin sahibi olduğunu internette görmüştüm ancak adını hatırlamıyordum.
Tunç "Ne haltlar dönüyor bu lanet yerde," dedi biraz yüksek bir sesle.
"Artık öğrenme vaktiniz geldi," derken adamın yüzündeki gülümseme büyüdü. Tunç elimi sıkarak kendime gelmem için destek olurken dudaklarımı ıslatıp Tunç'un elini hafifçe sıktım. Gözlerine bakıp iyi olduğumu göstermek istercesine gözlerimi sıkıca kapatıp geri açtım. Yüzümü ifadesizleştirdikten sonra karşımıza kadar gelen şişman adama çevirdim bakışlarımı.
"Anlat!" dedim buz gibi bir sesle emir verircesine. "Anlat neler olduğunu."
Etraftaki durgun bakışlı insanlar samimiyetsiz gülümsemeleriyle bizi izlemeye devam ediyordu. Bizi duyuyor olduklarından bile şüphe ediyordum.
"Burada gördüğünüz insanların her biri birer hastamız." diyerek şişman adam konuşmaya başladı. "Hepsinin ruhsal sorunları vardı ancak bedenen hissettikleri acılar ruhsal sorunlarını unutmalarını sağladı."
"Bu da ne demek oluyor?" derken kaşlarımı çatmış bir şekilde yüzüne baktım. "Ruhsal sorunlarını unutturmak için bedenlerine zarar mı verdiniz?"
"Tabii ki hayır, daha zeki olduğunu düşünüyordum Nevra. Onlar bize ruhsal sorunlarından bahsetti, ölmek istediklerini söyledi. Bizler ise onların ölümlerini izlemek yerine başka hastaların iyileşmelerini izlemek istedik. Onların bedenlerindeki bazı parçaları başka hastalara nakledip onları iyileştirdik. Senelerdir yaptığımız şeylerden biri bu."
Ben soğuk kanlılıkla söylenen cümleleri idrak etmekte bile zorlanırken Tunç olduğu yerde kaskatı kesildi. Hissettiğim öfke yüzüme yansırken hislerime engel olmaya çalışmadım.
"Diğer yaptıklarınız neler? İnsanları parçalamaktan başka yaptığınız vahşetler neler?!" Tunç'un sesi içeride yankılanacak kadar yüksekti. Öfkesi içine sığmıyordu, tıpkı benim gibi.
"Hepsinin bedeninden parçalar aldık, evet. Ancak bazılarını ilaçlarla uyuturken bazılarını uyutmadık. Çığlık sesleri duymak bazılarımıza iyi gelebiliyor, anlıyor musunuz?"
"Ben anlamak istemiyorum," dedim mırıldanarak. "Bize gösterdiğiniz her şeyin bir sebebi vardı, değil mi?"
"Tabii ki!" dedi şişman adam mutlulukla. "Sizi burdan gitmeye zorladık her seferinde ancak siz gitmemek için direndiniz. Açıkçası şunu belirtmek isterim ki buraya daha önce gelen sağlıklı insanların hiçbiri gördükleri halüsinasyonlardan sonra burada kalmaya devam etmedi. Siz kaldınız. Bir kan gölü görmenize rağmen, bir ceset görmüş olmanıza rağmen, halüsinasyon görmüş olmanıza rağmen kaldınız. Tebrikler!"
Yüzümde midem bulanır gibi bir ifadeyle şişman adama bakmaya devam ettim. Söyledikleri miydi midemi bulandıran yoksa yüzündeki iğrenç ifade mi bilemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAŞTIRMACI HASTANE
Misteri / ThrillerÖzkan Hastanesi adındaki bir Ruh Sağlığı Ve Hastalıkları Hastanesi yıllarca hasta yakınları da dahil olmak üzere kimseyi içeri almamıştır. Bu duruma devlet yetkililerinin bile bir şey demiyor olması dikkat çekerken insanlar merak etmeye başlamıştır...