25 eylül 2000
O gün Çakır,varlığından bile rahatsız olduğu kızını yetimhaneye getirdi.Henüz annesini görmeyen bu kız çocuğu,babasının eli ile rütubetli duvarlar arasındaki hayata getirilmişti.
Çakır elindeki pusete bakmadan müdürün odasına girdi.Müdür, adamın gelişiyle kalkıp selam verdi.Adamın sert çehresi müdürü ürkütürken gerekli evrakları imzalaması için masaya bıraktı.
Gözünü bile kırpmadan kızının ondan alınması için gerekli olan evrakları imzaladı.
Puseti masaya bırakırken Çakır soğuk bir tonla,
"Bütün malzemeler pusetin içinde."Kadın adamın soğuk tavrına karşı yutkunup bir şey söyleyeceği sırada adam "Tek bir kelime dahi söyleyip sinirlerimi bozma.Sakın beni aramaya kalkışma,onun hakkında tek bir bilgi bile umrumda değil."
Kadın kafasını hızla sallayıp onayladı.Çakır kapıyı çarparak odadan çıkıp direkt hastaneye gitti.
Karısının taburcu işlemlerini bitirdikten sonra havaalanına gitmek üzere hasta odasına girdi.
Kadın yaşlı gözlerle Çakıra bakarken yalvarmaya başladı
"Çakır,lütf-"diye konuşacakken sözünü kesen şey yüzünde hissettiği yanma oldu.
Çakırın yüzüne attığı tokatla Canan susmuştu."Tek bir kelime dahi duymak istemiyorum,yürü gidiyoruz."
Kadın ağlayarak toparlandıktan sonra hastaneden çıktılar.Bade Sönmeze annesinden kalan tek şey ismi olmuştu...
Evettt.Merhabalar öncelikle ben Gül.Yani böyle denmesini tercih ediyorum.
Bu benim ilk kurgum.Çok büyük bir şey beklemiyorum ama hevesle yazdım.
Akşam ilk bölümü yetiştirmeye çalışacağım.
Umarım beğenirsiniz.🤍🤍🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adavet Şarabı
Ficción General..."Yapamam Bade,bu aşkın ateşi ikimizi de yakar.Ne sen yanacak kadar cesursun,ne ben seni yakacak kadar vicdansız." Aldığım soluklar boğazıma takılırken "Yakan sen olduktan sonra elimden tutsan cehenneme bile giderim."...