Zamanın durmasını istediğim anların sayısı bugün için birden fazla kez olurken şu an zamanı geriye alması için tanrıya dua ediyordum. Tanrım, lütfen zamanı geriye al. Geriye al ki Hasan'ın eve girişini engelleyebileyim. Geriye al ki birazdan okunacak selamı hiç okutmadan yaşamıma devam edebileyim.
Babamın gür sesini duymamla birlikte tüm kanımın kalbime doğru pompalandığını hissetmiştim. Ellerim buz kesilmiş, yüreğim yerinden çıkacakmış gibi hız kesmeden atmaya başlamıştı. Hasan'ın da benden farksız olmadığını rahatlıkla söyleyebilirdim. Eğer babam seslenmeseydi ilk öpücüğümü yaşayacaktım ama şimdi bunu düşünmenin sırası değildi. Alfaların birbirlerinin feromonlarını hissetmesi çok kolaydı zira hiçbir alfa etrafında başka bir alfa istemezdi.
Daha öğle arasında sadece ufak bir yakınlaşma ile yaydığı feromonu yüzünden tüm okulu tatil ettiren Hasan'ın az önce yaşadıklarımızdan dolayı yeniden yoğun feromonu salgılamış olması çok muhtemeldi. Top patlasa uyanmayacak babamı uyandıran şey yüksek ihtimal buydu.
"Alfa sen feromon mu yaydın yoksa?"
Hasan da ne yapacağını bilemez halde bana bakıyordu. Bir an durup düşündükten sonra,
"Kendimi kontrol etmeyi yeni yeni öğreniyorum. Sabahki olay bir daha olmasın diye abilerim bana buraya gelmeden önce biraz öğretmişti ama sanırım tam başarılı olamadım."
Babamı kesinlikle uyandıran feromonlarıydı. Kelimenin tam anlamıyla bitmiştim. Babamın buraya gelmesi an meselesiydi artık. Neyseki yaşlı olduğundan ve beni çok sevmediğinden buranın yerini bile tam bilmezdi veya hatırlamazdı. Yine de fazla zamanımız yoktu. Bir an önce kurtuluş yolu bulmak zorundaydım.
Tam ne yapacağımı düşünürken pencereden ağaç evi görmüştüm. Bu ağaç evi babam, omega ablalarım çok istediği için alfa abilerimle beraber inşa etmişti. Evin en arkasında kocaman büyük bir ağacımız vardı. Böyle bir ağaç evi için gerçekten idealdi. Küçükken ablalarım bırakın içine girmemi, yakınından dahi geçmeme izin vermezlerdi. Babam da sağ olsun hiçbir şey demezdi bu duruma. Zaten başıma ne geldiyse hep bundan gelmişti, babamın tepkisizliği.
Şimdi bu karanlık geçmişi düşünmenin hiç de sırası değildi. Yoksa düşünebileceğim bir geleceğim dahi olmayacaktı.
Bu çatı katındaki camdan ağaç eve giden bir köprü vardı. Pek sağlam olduğunu iddia edemezdim. Özellikle yıllardır kullanılmaması ve küçük çocuklar için yapılmış olmasını göz önüne alırsak hiç mantıklı değildi ama babamın bizi burada böyle görmesinden daha iyi olacağı kesindi.
"Alfa lütfen camdaki köprüyü kullan ve ağaç eve git. Oradan merdivenle aşağı indiğin gibi arkadaki çitlerden kaçarsın. Yoksa babam beni öldürür."
Bunu dememle hiç düşünmeden kendini öne atmıştı. Camı açtığında gördüğü şey önce onu bir güzel korkutmuştu. Köprünün yıkılacak gibi duran görüntüsü kimseyi böyle bir cesarete sürüklemezdi elbette. Yine de bana kısa süreli bir bakış attığında yüzümdeki korkunç ifadeyi görünce dayanamadı ve hızlıca köprüyü kullanarak ağaç eve geçmişti. Geçerken çıkardığı seslerden dolayı bir an düşeceğini zannetmeme rağmen sağ salim gittiğini görünce rahat nefes almıştım.
Hasan'ın gitmesiyle odamın kapısının açılması bir olmuştu. Babam sinirli bir şekilde karşımda duruyordu. Ayakta öylece dikildiğimi görünce önce şaşırsa da ardından sert ifadesini yüzüne takınmaya devam etmişti. Alfalar karşısındaki insanın duygularını; feromonlarını veya kalp atışlarını hissederek rahatlıkla anlayabilirdi. Boşuna yönetimi onlar kaplamıyordu değil mi?
Ama benim yarım insan oluşuma ilk kez dua edeceğim bir anın olacağını hayatta düşünemez iken şu an çok şükür diyordum. Feromon yayma özelliğim yoktu. Babam da artık yaşlandığı için kalp atış hissi eskisine göre çok zayıftı. Sakin durduğum müddetçe babamın şüphelerini yok edebilirdim. En ufak bir açık bile vermemem gerekiyordu. Bu savaşı kazanmaktan başka bir şansım yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Yarım - bxb / omegaverse
Manusia Serigala"Tüm dünya ne derse desin, senin diğer yarın olacağım."