AYRILIĞIN EŞİĞİNDE

0 0 0
                                    

Her şey güzel gidiyordu, ya da ben öyle sanıyordum. Mert’le geçirdiğimiz sekiz yılın ardından ilişkimizde eksik bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Belki sıkılıyordum, belki de bu monotonluktam bıkmıştım. Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, içimde büyüyen bir huzursuzluktu.

O akşam partiye girmeden önce derin bir nefes aldım. Kendime her zamanki gibi özgüvenli bir duruş verdim ve içeri adım attım. Kalabalık sesler, tanıdık yüzler... Derken Merve yanıma koştu, “Sonunda Açelya, geldin! Hadi, piste.” dedi. İçten bir gülüş attım ona; Merve her zaman böyleydi, samimi ve sıcakkanlı.

Fakat gözlerim farkında olmadan etrafı taramaya başladı. Mert neredeydi acaba? Yine Berna’yla mı sohbet ediyordu? Son günlerde ikisinin arasındaki tuhaf yakınlıktan hoşlanmıyordum. Bu durum kafama binlerce düşünce getiriyor içimde ruhumu bağlayan bir ip varmış gibi hissettiriyordu. "Açelya, kendine gel," dedim kendi kendime. İçimde bir ses ise çoktan beni uyarmaya başlamıştı.

Ve sonra onları gördüm... Berna, Mert’e doğru eğilmiş, onu öperken. Kalbim aniden sıkıştı, hemen kendime hakim oldum. Gözlerim o ikisinin üzerindeyken bir soğukkanlılık geldi bana. Adımlarımı sıkı sıkıya yere bastım ve onların yanına yürüdüm. Herkesin bakışları üzerimdeydi artık. Hepsi ellerine telefonu almış okulun dedikodu sayfasına laf çıkarmak için video çekiyordu. Dudaklarımı hafifçe araladım. Ne desem bu saatten sonra hiç bir şey değiştirmezdi. Keşke gözlerim bu kirli görüntüyü görmeseydi.

“Gerçekten mi Mert? Yani bu kadar basit, bu kadar ucuz bir şeye mi düştün?” dedim, sesim öfkemden titrese de kendimden emindim. Berna sırıtırken Mert’in yüzü bembeyaz olmuştu. Ellerim terlemiş ve buz kesilmişti. Boğazımdaki yumru ne kadar yutkunsam da geçmiyordu

Bana bakarken bir şeyler söylemeye çalıştı ama dinlemek istemedim. Çantamı omzuma asıp kalabalığın arasından çıktım. Son gördüğüm şey Merve'nin şaşkın yüzüydü. Mekandan çıkarken arkamdan koşsa da asansöre binmiştim bile. İçimde bir rahatlama vardı, sanki bu şehir artık bana ait değildi. Neden bu kadar sakindim? Bilmiyordum. Neden orada Mert'e tokat atmamış, Berna'nın saçından tutup yüzünü yere sürtmemiştim? Belki de aylarca içimde kalacaktı. Derin bir nefes aldım ve kendime fısıldadım. "İmajını korudun Açelya. İmajını korudun."

Sakin adımlarla eve kadar yürümeye karar verdim. Her bir adım benden tüm dertlerimi alıp götürecekti. Eve yaklaştıkça Babamın bana sunduğu teklif geldi aklıma. Ne kadar da aptaldım! Mert için burada, bu şehirde tek kalacaktım. Babamdan başka kimsem yoktu ve babamı tek başına adeta başka bir dünyada bir başına bırakacaktım. Evet annemin yokluğunu başka bir kadın kapatamazdı ama babama da saygı duymalıydım. Hem Aylin abla da kötü birine benzemiyordu. Babamın teklifini tekrar tekrar düşünmeye başladım: küçük, sakin bir kasabaya taşınmak. Başka bir hayatın kapısını aralamak... Evet, belki de yeni bir başlangıca ihtiyacım vardı.

AÇELYA: AŞK YENİDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin