Merhaba arkadaşlar. Ben u bölümü yazarken keyif aldım umarım sizde okurken alırsınız. Keyifli okumalar!
***
Genç adam sabah erkenden kalkıp koşu yapmak için evden ayrılmıştı. Henüz havalar ısınmaya başlamadığı için sabahın ayazında kendine gelmeyi planlıyordu. Genç adam gece bir türlü uyuyamamıştı. Garip bir şekilde ilk kez kendini eksin hissediyordu. Düşüncelerinde sürekli Efnan varken uyumasına imkan yoktu. Kızın kırgın kalbini nasıl onaracağını düşünüyordu. Bir saatlik koşudan sonra eve döndüğünde evdeki curcuna daha kapıdan girmeden başlamıştı. Yeğenleri evin içinde at koşturuyordu. Çocuklar o kadar mutluydu ki içeri girdiğini fark etmeyen ablasını kızlarını gözü yaşlı bir şekilde yüzünde gülümsemeyle izlerken bulmuştu.
"Abla?" Suna Ahmet'in sesiyle irkilirken yemen ıslak yanaklarını sildi. Aile salonu oldukça geniş olduğu için çocuklar rahat bir şekilde oynayabiliyordu. Odanın bir köşesinde bulunan yemek masasının etrafında oynayan çocukları annesi uzandığı kanepeden sevgiyle izliyordu.
"Sen dışarıda mıydın bende seni kahvaltıya kaldıracaktım."
"Neden ağlıyorsun?" Suna buruk bir şekilde gülümseyerek "Şunlara bak Ahmet, onları hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Çocuklarım çok neşeli."
"Hep öyle olacaklar abla, sen içini ferah tut."
"Hadi kahvaltıya geçelim sonra çıkarız." Ahmet başını sallarken kısa bir duş alıp üzerini değiştirmek için odasına geçmişti. Yirmi dakika sonra salona döndüğünde annesi ve babası başını iki yana sallayarak konuşmuştu.
"Kaç kez sabahın ayazında dışarı çıkma diyorum oğlum? Sonra hasta olacaksın."
"Merak etme anne bir şey olmaz. Sabah zinde tutuyor koşmak."
"Bu sabah Efnan'la kahvaltı yapmak istersin diye düşünmüştüm. Neden onu kahvaltıya çıkarmadın?" Suna merakla kardeşine bakarken Ahmet iç çekerek "O günlerde gelecek. Şimdi kahvaltı yapmak istesem kabul etmez. Hem nikahı bahane olarak kullanmak istemiyorum. Düğünden sonra inşallah."
"Bende sormalıydın! Evet henüz kimse evli olduğunuzu bilmiyor ancak yakında herkes öğrenecek."
"Abla nikah duyurudur biliyorum ancak henüz değil. Efnan bu konularda çok hassas. Eğer duyurmadan baş başa vakit geçirmeyi teklif edersem güveni kırılır." Hilmi bey oğlunun ince düşündeşi karşısında gurur duymuştu.
"Ahmet haklı, kızı zor durumda bırakmayalım. Kabul eder belki evli oldukları için ama içi rahat etmez kızımın. Hem dün ilk kez gözlerime çekinmeden baktı." Yaşlı adam keyifle geriye yaslanırken genç kızın artık onu baba olarak gördüğünün farkındaydı. Rabbim ne büyük nimet verişti onlara. Efnan gibi saygılı, kendini sakınan bir gelinleri olmuştu.
"Keyfin yerine geldi bakıyorum."
"Elbette Gülay, siz sarmaş dolaş karşımda sevgi gösterileri yaparken kıskanıyordum. Şimdi kızım benden gözlerini kaçırmadan konuşuyor." Yan tarafında oturan Ahmet'in omzuna elini koyarak sıkmıştı. Minnetle genç adama bakarken derin bir iç çekti.
"Çok nasiplisin evlat biliyorsun değil mi?" Ahmet çayından bir yudum alırken başını salladı. Ablasına bakarak "Abla kahvaltını yaptıysan hazırlan da çıkalım. Seni çarşıya bırakırım sonra da işe geçerim." Genç kadın iş görüşmesine gitmeden önce üzerine kıyafet almak istiyordu. Bunun içinde erkenden alışverişe çıkacaktı. Sonra da kardeşiyle buluşup iş görüşmesine gideceklerdi. Suna kardeşine başını sallayarak "Masayı toplayayım çıkalım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖRDÜĞÜM KALPLER
Algemene fictieSevdiği tarafından ihanete uğrayan genç adam kalbini aşka kapatarak kariyerine odaklanmıştı. yıllar sonra bir aile kurmak istediğinde geçmişi peşini bırakmamaya yemin etmiş gibi sürekli karşısına çıkıyordu. Ahmet için griler yoktu. Onun için her şey...