Bilinmezlik

447 41 7
                                    

İyi okumalar.💗💗💗

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Hava aydınlanmıştı ve saat 9 gibiydi. Yatakta öylesine uzanırken burdan nasıl çıkacağımı düşünüyordum.

Kapı tıklatıp açıldığında yattığım yerden kalkmıştım biraz. İçeri kimin girdiğini görmemse sinirimi bozmuştu sabah sabah.

Cihangir gelmişti. " Neden geldin lan."dediğimde ise suratıma ters bir bakış atmışdı.

" Az sonra kahvaltı hazır olur o yüzden ve biraz konuşuruz diye geldim."dedi.

"Ne anlatacaksın." Dediğimde ise yavaşça yatağın diğer tarafına oturup sırtını yatak başlığına yaslamıştı.

"Neden daha önce gelip seni alamadığım hakkında konuşuruz diye düşündüm oğlum."dedi. Sessiz kaldığımda bu seni dinleyeceğim demekti ve bu da onu anlamıştı. Aslında nedenler umrumda bile değildi ama merak ediyordum işte neden terk edip gittiğini merak ediyordum mesela, neden annemin Cihangir'in öldüğü ile yalan söylediğini merak ediyordum.

"Bundan 23 yıl önce annen yani Eftal bir mektup bırakarak gitti. Kimseye birşey söylemeden 4 çocuğunu ve beni orta da bırakıp gitti. Bir mektupla hepimizi terk etmişti. Bıraktığı mektub da başka birine aşık oldugunu ve çocuklarıma iyi bir baba ve ona iyi bir koca olduguma dair teşekkür etmişti. O gün ise hastaneye gitmiş sen ve senin ikizin Mihrimah'a hamile olduğunu öğrenmiş. Bundan haberim yoktu. Ta ki bizi terk ettiğinden 6 yıl sonra beni arayıp Mihrimah'dan bahsetti. Seni ve adını hiçbir şekilde duymadım. Eftal in yanına gittiğimde çok dağılmış olduğunu gördüm çocuğu yani Mihrimahı bana doğru ittirdi. Ve bu senin çocuğun istersen DNA testi yaptır. Artık istemiyorum onu demisti . Sonrada gitti zaten. Bir şey diyememistim zaten. Mihrimah'ı alıp dna testi yaptırdım. Ve gerçekten de benim kızımdı."dediğinde ona inanmayan gözlerle bakıyordum.

"İnanmıyorum Eftal bana böyle anlatmadı ikinizden biri bana yalan söylüyor."dediğimde yataktan kalkıp pencereye doğru gittim ve penceriyi açıp biraz hava girmesini sağladım. Derin bir nefes alırken bu anlattıklarını sorguluyordum böyle bir şey olmazdı ya da Eftal yalan söylüyordu. Başım ağrımaya başlamıştı iyice.

"Hayır yalan söylemiyorum. Mihrimah o zamanlar sürekli ağlıyordu ve sürekli kara kara diyordu. O ne diye sorduğumuzda ise cevap vermiyordu. 4 yıl öncede senden bahsetti. Kara dedi kardeşim ikizim dedi. Yanımda bir çocuk daha vardı dedi o ikizimdi dedi. Hatırlıyorum onu dedi. Sonrada bende seni araştırmaya başladım. En sonunda ise buldum. Bana inanmıyor olabilirsin ama mihrimahı görünce hatirlarsin onu birlikte büyümüşsünüz sonuçta."dediğinde iyice kafam karışmıştı.

Evet Mihrimah'ı hatırlıyordum ama silik silik anılar vardı aklımda sadece 5 yaşına kadar birlikteydik. Birbirimize kardeşim derdik. Hatta saçım siyah diye o bana kara derdi. Halbuki onun saçıda siyahtı.Ama annem kan bağınız yok sizin derdi o mihrimah başkasının çocuğu derdi.

Ona karşı çıktığımda ise o gün ilk kez yediğim tokadı hatırladım düştüğüm o soğuk beton zemini hatırlardım.

Ben kendi kendime düşünürken Cihangir'in sesini duymuştum.

"Kahvaltı hazırlanmıştır oğlum aşağıya iniyorum ben sende gel hadi. Tanışacağın kişiler var bir kaçtane." Dediğinde kafami salladım sadece.

Kapının kapanma sesini duyduğumda bir sigara yakıp içmeye başladım sigarayı bitirdikten sonra banyoya geçip elimi yüzümü yıkadım. Aynadan kendime baktığım da ise gözümün içinde ki beyaz yerlerin kızardığını gördüm.

Büyük ihtimal uyumadığım için olmuştu. Dudağım da ki ve kaşımda ki ringden kalma yara da hafif geçmeye başlamıştı. Odaya geçip dolabı açtığımda dolaptan siyah t-shirt ve gri eşofman giydim.

Kapıdan çıkıp merdivenlerden indiğimde salon da komidinlerin tozunu alan dün ki bana kapıyı açan ablayı gördüğüm de o da beni fark etmişti.

"Günaydın. Bende seni bekliyordum yavrum gel yemek odasına götüreyim seni."dediğinde ağzımın içinde günaydın diye birşeyler sacmalarken yemek odası diye tahmin ettiğim yere gelmiştik. Abla afiyet olsun deyip gittiğinde.

Kapıyı açıp içeri girdiğimde beni uzun bir masa , masa da oturan beş çocuk bir adet Cihangir ve cihanın yanında oturan bir kadın karşılamıştı.
Cihangir " Günaydın oğlum ." Dediginde cevap vermeden boş gördüğüm yere oturdum. Bütün bakışları üstümde hissetsem de ben Cihangir'e bakmıştım.

"Kardeşlerinle tanıştırayım oğlum seni." Dediğinde ters bir bakış atmıştım ona. Aynen ne kardeşler ama.

Tam konuşmaya başlayacakti ki kapıyı biri çalıp içeri girdi. Bu hıyar dün bana tekme atan piçti. Göğüsümun etrafında hala bir acı vardı.Burnu sargılıydı ama kırıktı büyük ihtimalle kim yaptıysa helal. Dün ki tekmenin hesabını sorardım bu dangalaktan ama neden geldiğini merak etmiştim.

"Efendim Mihrimah hanım geldi. " Dedi.

İşte ben buna hiç hazır değildim.

.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.

Oy verip yorum yazarsanız sevinirim.

Sonra görüşürüz.🩷

GerçeklikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin