Hey sen, ne bu acele! Önce şu minicik yıldızı aydınlat. Bizimkileri sevindir 😍😍😍
•
İnsan hep imtihan olur. Zira cevher harda, insan darda işlenir.
Ve bazen imtihan, dile sükut düşürür. Dile sükut düştüyse şayet yara derindir, yara derinse Allah kerimdir.
Hayatımın dönüm noktası değildi bu yaşadığım. Ölüm noktasıydı...
Önce ölmüştüm, sonra ölümden dönmüştüm. Dönmüştüm de tek dönmemiştim. Yanımda da canımdan bir parçayı getirmiştim.
Bir can...
Kalbim, artık yama tutmuştu. Ve bana bu yamayı getiren rahmimde can bulan bebeğimden başkası değildi. Artık sadece Efsun değildim. Artık sadece babasının ilk göz ağrısı, annesinin biriciği, Cihangir'in sevgilisi olan Efsun değildim.
Anneydim, bir bebeğe candım, canandım.Sınavsa şayet bu yaşadıklarım. Kazanmış mıydım, kazanmışsam dahi kayıp vermediğime emin miydim...
Bir can... Ama bu sefer benden giden bir can.
Daha önce hiç görmediği birini sever miydi insan, yokluğu acıtır mıydı canını. Kıyım kıyım içi oyulur muydu onsuzluktan. Zira benim yüreğim yangın yeriydi. Kaybetmiştim... Bir hoş geldin demeden hoşçakal demişti.
Ona ettiğim vedalarsa sessizce akıttığım gözyaşlarımdaydı. Ağıtım bugün kaybettiğim, bebeğimeydi. Ve yine akıttığım gözyaşlarım, rahmimde can bulan bir diğerineydi. Umudum bugün benimle olan bebeğimeydi.
"Abla!" Kapı aralığından yükselen sesle düşüncelerimden sıyrılıp gerçeğe dönmüş ve irkilerek Hare'ye bakmıştım. "İyi misin, iki kez seslendim ama beni fark etmedin." Benim için endişeli olduğu belliydi, yüz ifadesinden bunu çok rahat okuyabiliyordum.
"İyiyim Hare." Pürüzlü çıkan sesime karşılık boğazımı temizledim. "Babam hala sinirli mi?"
Kafadını aşağı yukarı, olumlu manada salladı. "Maalesef."
Hastaneden çıkalı sadece birkaç saat olmuştu. Kendi evimde, kendi odamdaydım fakat babam hastaneden çıktığım ilk andan itibaren barut gibiydi. Sonuç itibariyle geleneksel bir adam değildi ama evlenmeden hamile kalmış olmam onun için bir travma yaratmıştı. İşin kötü yanı ise aniden atağımın tutmasını da buna bağlamış ve tamamen Cihangir'den tüm öfkesini çıkarmıştı.
Aklıma hastane odamdaki sahneler gelince yine gerilmiştim."Ulan ırz düşmanı." Cihangir'in yakasına yapışan babama karşılık korkuyla doğrulmaya çalışsam da ağrılarım buna mani olmuştu. Araya giren Boran, babamı uzaklaştırmaya çalışsa dahi zorlandığı aşikardı. "Seni öldüreceğim!"
Hiçbir şey söylemeden babamın onu sarsmasına hatta yüzüne indirdiği birkaç yumruk darbesine izin vermişti.
"Kızımın yanında, yamacında seni görmeyeceğim. Bugünden itibaren görüşmenize asla izin vermiyorum," dedi. Oysa karnımda onun çocuğunu taşıyordum. Bu detayı unuttuğunu sanmıyordum ama yokmuş gibi davranmak daha çok işine geliyor olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fabrikatörün Kızı
Teen Fiction"Yanlış anlamayın lütfen, bir anneye göre çok gençsiniz, bekar mısınız?" Kucağımda ki bebeğin bana ait olduğunu düşünmesine karşılık, utançla dudaklarımı birbirine bastırmıştım. "Aslında bakarsanız-" Yanlış anlaşılmayı açığa kavuşturacakken, belime...