Bölüm 1: Okula Yeni Gelen

10 0 0
                                    

Sabah ilk ders başlamadan önce koridor, öğrencilerin gülüşmeleri ve konuşmalarıyla dolmuştu. Lale, her zamanki gibi arkadaşlarıyla birlikte sınıfın kapısının önünde duruyor, aralarında şakalaşıyorlardı. Bir yandan da ilk sınav dönemi yaklaşırken kimin hangi derste zorlandığından bahsediyorlardı.

Tam o sırada koridorun sonunda, herkesin dikkatini çeken bir hareketlenme oldu. Öğrenciler, sanki aralarından geçen bir rüzgarla sarsılmış gibi iki yana çekildiler. Siyah deri ceketi, sert bakışları ve özgüvenli adımlarıyla yeni bir öğrenci koridorda ilerliyordu. Yusuf Yılmaz.

Yusuf'un duruşunda tuhaf bir çekicilik, herkesin üzerinde bıraktığı bir iz vardı. Onun geçişiyle koridorda bir an sessizlik oldu. Göz ucuyla onu izleyen birkaç kız, hafifçe gülümseyerek Yusuf'un arkasından fısıldaşmaya başladı.

"Yeni gelen çocuk bu muymuş?" dedi Mine, Lale'nin koluna hafifçe dokunarak. "Gerçekten de dikkat çekici bir tipi var."

Sinem ise heyecanla ekledi: "Deri ceketle tam bir bad boy gibi görünüyor. Baksana, kızların çoğu ona bakıyor!"

Lale ise arkadaşlarının bu konuşmalarına hafifçe gülümseyip başını çevirdi. Kızların hevesine kapılmadan, doğal bir sakinlikle "Tamam da, hepiniz birini görünce böyle havaya giriyorsunuz," diyerek konuyu geçiştirdi. Diğer kızların heyecanına karşı Lale'nin bu umursamaz tavrı dikkat çekiyordu. Yusuf, Lale'nin bakışlarının kendi üzerinde olmamasını fark ettiğinde hafifçe duraksadı. Onu ilk kez gören diğer kızların ilgisine karşı Lale'nin kendisine kayıtsız kalması, Yusuf'u içten içe etkilemişti.

Yusuf, Lale'nin gözlerinde hafifçe parlayan bir merak hissetmiş, fakat bu ilginin diğerlerinden çok daha farklı olduğunu anlamıştı. Belli ki Lale, onun dış görünüşüne göre hareket eden biri değildi ve Yusuf'un sert görünüşü onu etkilemiyordu bile.

Derslerin arasındaki teneffüslerde Yusuf, koridorda yürürken etrafında her an bir fısıltı, bakış ve dikkat hissediyordu. Okuldaki kızların çoğu, onunla en ufak bir temas kurmak için fırsat kolluyor gibiydi. Bazen yanına gelip bir şeyler soran ya da sırf dikkatini çekmek için yanında dolaşan kızlar vardı.

Bir gün, teneffüste yine koridorda yürürken yanına dersle ilgili bir şeyler sormak isteyen bir kız yaklaştı. Kız, gülümseyerek "Yusuf, matematik dersinde yardımına ihtiyacım var. Birkaç soru var da..." dedi. Yusuf, hafifçe sinirli bir ifadeyle "Dersle ilgili bir şeyler soracaksan hocaya git, benim vaktim yok," diyerek kızın hevesini kırdı ve yoluna devam etti.

Onun bu sert tavrı bile kızların gözünde onu daha da çekici kılıyordu. Yusuf'un bu soğuk ve tersleyici tavrı, gizemli karakterini daha da pekiştiriyor, ona olan ilgiyi artırıyordu. Ama onun aklında, o an bile, sadece Lale vardı. Lale'nin neşeli kahkahaları, arkadaşlarıyla eğlendiği anlar, Yusuf'un aklında yer ediyordu. Yusuf, Lale'nin kendine bu kadar kayıtsız oluşundan etkileniyor, onu daha yakından tanımak istiyordu.

Birkaç gün sonra, Yusuf okulun bahçesinde arkadaşlarıyla sohbet eden Lale'yi uzaktan izlerken göz göze geldiler. Lale, diğer kızlar gibi Yusuf'a bakmıyor, tamamen kendi arkadaş grubuyla eğlenmeye odaklanmıştı. Göz göze geldikleri anda Lale, ona hafif bir baş hareketiyle selam verdi ama hemen ardından dikkatini arkadaşlarına verdi. Yusuf, Lale'nin bu umursamazlığında kendisini daha da çekici bir şey buluyordu.

Lale'nin umursamaz tavrı, Yusuf'un ilgisini çekmek için uğraşmayışı, ona daha farklı bir anlam katıyordu. Yusuf'un gözlerinde Lale'nin neşesi, samimiyeti ve arkadaşlarına olan bağlılığı belirgin bir şekilde dikkatini çekiyordu. O an Yusuf, kendini Lale'den daha fazla uzak tutamayacağını hissetti.

İşte böylece, Yusuf için Lale'yi gözlemleme ve ona ulaşma isteği daha da güçlenmişti. Lale ise Yusuf'un ilgisinden henüz tamamen habersizdi ama onların kaderi, koridorlarda buluşacak yeni bir hikayeye doğru adım adım ilerliyordu.

Kalp ÇarpıntısıWhere stories live. Discover now