'My Girl'

43 5 2
                                    

-Hatırlatma-

^My Girl Kurt Cobain şarkısıdır.^

Gözlerimi açtığımda sıcak ve ipeksi battaniyeye sarılmış bedenim dikkatimi çekti önce sonra burnuma dolan uyumadan önce aldığım koku ardından sigara dumanı kokusu başım ağrıyordu kafamı kaldırarak karşımda oturan adama gözlerimi diktim. Bu adam bizim okul müdürümüzdü. Gözlerimi kocaman açmaktan alamadım. "Küçük kız sonunda uyandı." sesinin o mükemmelliğiyle irkildim. "be-ben" diye saçma sapan kekelerken kesip araya girdi. "O herifler orada seni sağ bırakmazlardı. Başka yapabileceğim birşey yoktu. Alparsan seni böyle görse eminim kötü olurdu." Haklıydı. "Ben gitsem iyi olur." dediyip ayaklanmıştım ki birden başım dönmeye başlamıştı bile. koltuktan tutunarak güç almaya çalıştım. "Otur." dedi o en güzel ses tellerine meydan okurcasına. "Kahve getireceğim hem açılırsın hemde bana herşeyi anlatırsın." dedi. Kafamı salladım sadece ve olduğum yere çöktüm. Tanrım burası çok güzeldi sigara kokusu bile enfes kokusunu bastıramamıştı. Normalde ters gidip evden çıkmak için direnmeliydim ancak ne bu gücü nede bu cürretkarlığı buluyordum kendimde. Sanırım borçluydum bunu ona. Yada değildim bunu yapmak zorunda değildi. Elinde bir kupayla odaya girdi. Onu takım elbisesiyle bir kaç kez görmüştüm ve herzaman siyahtı. Şuanda bir fark yoktu ancak Siyah tsort ve kot pantolon onu adeta yirmili yaşlara indirmişti kır saçları dağınık bir o kadar da sexydi. Bu iğrenç düşünceleri bir kenara bırakarak dikkatimi karşımdaki adama çevirdim.

"Orada o saatte yalnız başına dolaşmaman gerektiğini birinin sana söylemesine luzum yok bence ne dersin sence de öyle değil mi ne işin vardı orada ?" dedi. "Tanrım! sen bana hesap mı soruyorsun? Pekala teşekkür mü bekliyorsun teşekkürler!" diyerek çıkıştım birden. "Öyle mi olmuş sana hesap sormak mı ne haddime sorumsuz küçük bayan?" devam etti "Sinirlerimi bozuyorsun soruma cevap ver?" . Gülmemek için kendimi zor tuttum ve dudağımı ısırdım çünkü gerçekten bir müdüre söylenmemesi gereken kelimeler dilimi kemiriyordu. "Bakın teşekkürümü ettim kahve içinde bir teşekkür bekliyorsanız onun içinde sağolun! Gerisi sizi ilgilendirmez." dedim. "Cevap verecek misin ?" dedi bende tabiki "Hayır." dedim. Yanıma hızlı adımlarla yaklaşarak kollarımı birbirine bastırarak kafamın üzerine kaldırdı canım yanıyordu bu umurumda değildi ne yapıyordu ? "Kalk üzerimden ne yapıyorsun ?" ve ardından koltuğa girdiğime emindim üzerimde tam anlamıyla bir adam vardı. "Seni orada bıraksaydım" dedi ve şekilli dudaklarını kulağıma iyice yerleştirerek o iğrenç kelimeleri etti. "Seni acımasızca doğrultacaktılar." İtiledim tekrar ve tekrar itiledim ses çıkarmadım sadece üzerimden kalkmasını istiyordum konuşursam gözlerim dolacak ve etmek istemediğim sözleri söyleyecektim. Bir erkek karşısında ağlamak yapacağım son şeydi. Üzerimden yavaşça kalktı ve kokusunu adeta vücuduma çivilemek istercesine uzaklaştı. Ağzıma sakinleşmek için kullandığım yol olan 'My Girl' kelimesi geldi ve defalarca tekrarlayarak sırt çantamı alarak kapıya yöneldim. Kapıyı açıp çıkıyordum ki kolumdan tutup sürüklemeye başladı pislik herif. "Bırak" dedim keskin bir sesle. "Şurada uyu sabah istediğin yere gidebilirsin." dedi sakin konuşarak. Alaycı bir kahkaha attım ve "Burada kalacağımımı düşünüyorsun aptalsın. Hemde senin gibi bir pisliğin evinde." sözlerime pişman olacak gibi görünüyordum çünkü kafamın dibi acıyordu. Saçlarımı çekiyordu. Lanet olsun ben bu değildim burada ne işim var ? Gitmek istiyorum. "Benimle düzgün konuş." dedi az evvelki kadar sakin bir tavırla. Saçlarımı bıraktı ve odadan çıktı. Çıkmadan öncede "Eğer evden dışarı adımını atarsan tuttuğum yerde beceririm" demeyi ihmal etmedi. Tam bir pislik lanet bir pislik. Onunla tek kelime edip dialoğu uzatmak istemiyordum onun edepsiz cümlelerine maruz kalmak sinirlendiriyordu ve şuan güçsüz olduğumu kabul etmem gerekiyordu. Sadece beş- altı saat kadar dayanmam gerekiyordu. Umarım Alparslan ortalığı ayağı kaldırmamıştır.

Gözlerim aralandığında yine karşımda onu görmüştüm. Ve bu berbattı. Hemen kalkıp buradan uzaklaşmak istiyordum. Öylede yaptım bana bakmıyordu bile bu güzeldi. Sırt çantamı alıp arkama bile bakmadan yürüdüm. Sadece yürüdüm.

Hey hey bir saniye bu herifin adı neydi ?

GaripHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin