Tanışma

536 44 12
                                    


İyi okumalar. 💞💞

.
.
.
.
.
.
.
.

   Salon da herkes oturmuş birbiriyle bakışırken benim odak noktam Mihrimahdı. Gözünün dolmuş olduğu burdan bile belli oluyordu. Renkli gözlü yirmilerin de gibi gözüken çocuğun kolunun altında yere bakıyordu. Kafasını kaldırıp benimle göz göze geldiğin de ise gözlerini kaçırıp tekrardan yere bakıyordu. Bu döngüden sıkılmıştım artık.

   İçeri gelen lavuk Mihrimah'ın geldiğini söylediğinde herkes kapının oraya gitmişti bende masa da tek kaldığım için salona gidip oturmuştum. Sonra dan ise Cihangir ve sürüsü gelip oturmuştu salona.

    Derin bir nefes alıp bakışlarımı sıkıldığımı belli edercesine Cihangir'e çevirince dikkatli bir şekilde bana baktığını görünce kaşlarımı çattım.

  Bakışlarını yavaşça benden çekip konuşmaya başladı. "Herkes burda olduğuna göre tanışma işine devam edelim." Dedi. Bu adamın sakinlik den bende istiyorum. Hiç bir sikim olamamış gibi davranıyordu adam.

   "En büyük abin Alparslan 34 yaşında  şirketimizin 2 yöneticisi yanında ki de eşi Yasemin. Bir çocukları var Emir o da bakıcısı ile parkta şuan gelince tanışırsın yeğeninle de Yasemin kızım da öğretmendi ama Emirle daha iyi vakit geçirmek için biraz ara verdi işine."diyerek Mihrimah'ın yanında oturan ikiliyi gösterdi. Kadın tebessüm ederken adam kafasını hafif eğerek tepkisiz bir şekilde selam verdi. Bende onlara kısa bir bakış atıp kafamı hafif öne eğerek selam verdikten sonra bana dönüp diğer ikiliyi anlatmaya başladı.

"İkinci abin Arden 28 yaşında o da mühendis. Eşi Mehir iki çocuğu var Melis ve Ceylin onlar da Emir ile birlikte parktalar. Mehir kızım da doktor o da yeğenlerinle daha iyi ilgilenmek için ara verdi birazcık."dediğinde eliyle bir diğer koltuk da oturan ikiliyi gösterdiğinde yine kadın tebessüm etmiş adam da kafa selamı vermişti. Bende aynı şekilde önceki yaptığım şekilde selam verdikten sonra tekrar konuşmaya başladı Cihan.

 
   "Mihrimah'ın yanında olan ise Kerem üçüncü abin 25 yaşında bekar yani umarım bekardır biraz çapkın bir çocuk da kendisi. Aşçılık okudu kendisi ve şuan bir restorandı var." Dediğinde yine kafa selamı veren çocuğa bende kafa selamı verdim. Yeter amına koyayım ya boynum ağrıdı ne bu libido yüksekliği abisi.

   "O da ablan Ayça 24 yaşında ve Avukat evli değil." Deyip tekli koltukta oturan kadını gösterdi bana hafif gülümsediğin de kafa selamı verdim.

    "Mihrimah'ı zaten biliyorsun ama yine de anlatayım Gastronomi okuyor ve son senesi." Dedi. Mihrimah'a baktığım da yanağından akan yaşı sildi. Niye ağlıyordu ki şimdi. Küçükken de en ufak şeye ağlardı.

    " Yanında oturanlar da Asel ve Asil onlar da ikizler ve 15 yaşındalar." Onlara döndüğümde koala gibi birbirine yapışmışlardı ve bana bakmıyorlardı. Onlara bir bakış attıktan sonra tekrar konuşan Cihangir'e baktım. Yeter artık lan kim kaldı daha.

    "Bu da benim güzeller güzeli karım Azade."dediğinde kadın bana tebessüm etti yine selam verdim.

    Bu demek oluyor ki annemden sonra bir daha evlenmiş ve yanımda ki veletleri yapmıştı. Ne kadar seviyorlar bu hayatı sekiz çocuk yapacak kadar. Yine herkes mal mal birbirine bakarken bir hıçkırık sesi duyduğum da kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne baktım.

    Mihrimah ağlıyordu. Yerinden kalkıp bana doğru gelmeye başladığında oturduğum yerde biraz daha dikleştim. Niye geliyor bu şimdi.

     Bir anda yanıma oturup bana sarıldığında ne olduğunu anlayamamıştım bile. Daha şiddetli bir ağlama sesi duyduğumda ise kızın ağlamaktan sarsılan bedenini hissediyordum. Ellerim hala yan taraflarında dururken ne yapacağımı bilemeyerek bir elimi kaldırıp hafifçe beline koydum.

    Ben ne yapacağımı bilmezken. Kızın bedeninin hafif çekilmesiyle Mihrimah'ın arkasına baktım. Büyük abi denilen şahıs duruyordu.

  "Mihrimah abicim gel odana götüreyim seni kötüleştin iyice hasta olacaksın." Dedi.

   Kızı benden ayırıp kucağına aldığın da kız kimseyi duymuyormuş gibiydi. Kafasını abisinin boynuna gördüğünde merdivenlerden çıkıp gitmişlerdi.

     Mal gibi kaldığım da bende yavaşça ayağa kalkıp merdivenlere doğru yürümeye başladım.

     "Oğlum nereye gidiyorsun." Diye bir ses duysamda umursamadan yukarı çıkıp kaldığım odaya gittim.

     Kapıyı kapatıp pencereye doğru ilerleyip pencereyi açtım. Camın kenarına kalçalarımı dayadığım da bir sigara yakmıştım bile.

       Hiç kimseyle konuşmak istemiyordum. Mihrimah ile bir iletişim veya bağ kurmak istemiyordum ve burdan gitmek istiyordum.

     Ben yalnızken mutluyum mutluydum.
.
.
.
.
.
.
.
.

Yeni bölüm yarın gelir büyük ihtimalle.

Sonra görüşürüz.🩷🩷

GerçeklikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin