TESELLİ

15 4 60
                                    

Yaşıyor ama ölü gibi olan biri  daha fazla bir şey istemez, sevgi istemez,  merhamet istemez ve teselli istemez...

Eskiden sesli bir şekilde ağlardık ki sesimizi duyub, gelib teselli etsinler diye

Peki ya şimdi... sesizce ağlıyoruz ki kimse gelib sesimizi duymasın diye.

Sonra gelib bu neden, ''BEBEK'' gibi ağlıyor diye söylenmesinler diye yastıkla,elimizle ağzımızı kapatıb az kala ağlamaktan nefessizlikten boğuluyorken sırf bu söz için.

Yaşamayan bilemez,anlayamaz.

Ya da onlara neden ağladımızı anlatmak istemediğimiz içindir.

Bunu ailemize söylemiyoruz, peki arkadaş?

Mutsuzsun.

Neyin var diyorlar.Anlatıyorsun boşver diyorlar...

Sağolun yaa gerçekten o kadar çoooook teselli etdin ki.

Şakamısın anlatmamak daha iyidir diye düşünüyorum.

Teselli olmak... yani bence boş bir sürü bir şeyler söylüyorlar. Ah noldu hayatın mı değişti,her şey yoluna mı girdi, o canından çok sevdiyin adam mı geri döndü, kalbini kıranlar,seni incitenler,ezik yerine koyanlar hepsi düzeldi mi?

Hah tabi ki de hayır.... 

Teselli olmayı sevmiyorum.

Tamam bazıları bir azda olsa rahatlıyo onu anlayan birileri var diye.

Ama ben sevmem... çünki bir şey değişmicek. O yüzden bir şey anlatmak istemiyorum,derdimi söylememiyorum.

Onun gittiğini duyduğum haberinde.... Çok tuhaftı ağlayamadım ama ruhum paramparça olmuştu.

Nasıl yani dedim?... şaka dimi dedim.

X: o uzaklara gitti ama gelicek.

İşte o zaman anladım... daha ona sarılamadan,onu göremeden gitmişdi.

Onu son kez görmem için izin vermediler.

İnsanları anlamıyorum zaten gitmişdi, neden daha da uzaklaşdırdınız, neden onu götürmelerine az kalmışken beni getirmişdiler.

Geldim... ama konuşamadım, sanki boğazımda bir şey vardı konuşmama engel oluyordu. 

X: GEL GEL BAK BAK ONA SON KEZ GEL HADİ!!!

Gelemedim, konuşamadım,ağlayamadım,haraket edemedim.....  

X: hayır o daha çocuk korkar....

İşte o hakkımı burda kaybetdim. 

LANETLER OLSUN!!!  bir şey demedim.. diyemedim şok olmuştum.

Karşımda öylece uzanmışdı.İnsanlar da onun etrafında toplaşmışdılar.

Beni o olmayan yere götürdüler. Mutfağa.

Ne konuşuyordum,ne ağlıyordum. Aklımda hiç birşey yok sormuyorum,sorgulamıyorum.

Boş boş yere bakıyorum.karşımda kardeşim oturmuş ağlıyordu, peki ya ben neden ağlamıyordum..ağlayamıyordum. İşte o zaman sordum kendime cevabını bulamadığım soruyu.. İnsanlardan utandığım içinmiydi?...

Kardeşimin yanındaki beni sevmeyen insan Dayım.... nedenini bilmiyordum. Büyüyünce öğrendim bunu neden bana karşı soğuktu? yine cevabını bulamadığım soru sordum kendime.Hala da soruyorum.

Benim boş boş yere baktığımı görüb adımı söyledi. Duyuyordum ama cevab vermedim bir kere daha adımı söyledi. Onu korkutmamak için ona baktım gözlerim dolmuştu, ama lanet olsun ki ağlayamıyordum. Başını salladı ne oldu dercesine bende başımı salladım hiç bir şey dercesine ve hafif gülümsedim korkmasın diye.

Aptalım,aptalım,aptalım,aptalım, aptalım içimde söyledim keni kendime ağlayamıyorum ama gülümseye biliyorum. Sikerim böyle işi ama.... Ve o günden neden ağlamadım diye kendime zarar verdim,sövdüm. Bana küfür edenlere tabi küfürlerin bana batmıyor demedim orda öylece havladılar. ama bende yanına bırakmadım :)

Nedensizce kendimi yaralamakdan zevk aldım. Ne zaman üzülsem ağlamak yerine kendime zarar vedim.... Bileklerimi kesdim o sıcakta kollu giyindim. Kimse anlamadı...

Yani insanlar anlayamıyorum. Mantıksız geliyor. Neden mi söyleyeyim.


Şöyle bir alıntı var:

-İnsan nedir bilirmisin Olric?

+Nedir efendimiz?

-İnsanlar ağaçları kesib ondan kağıt, yapıb sonra da o kağıtlara '' Ağaçları koruyun'' yazandır...!

                                                                                                                                                                          Oğuz ATAY



gerçekler acıdır.acıtır.alış...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin