Ay Prensesi'

Moonacre Vadisi'

Selene, Yunanca'da "Ay" ya da "Ay Tanrıçası" anlamına gelir.

×××××

Selene, sarsılan at arabasında devrilmemeye çalışıp karşısındaki kız kardeşi Maria ve Bayan Heliotrope'ye bakıyordu. İkiside iğne oyayla uğraşıyorlardı.

Genç kız oldukça bunalmış hissediyordu. Saatlerdir bu sarsıntılı yolculukta kusmamak için mücadele etmek dışında yaptığı bir şey yoktu.

Babasının oynadığı kumarlar üzerine evleri dahil neredeyse tüm malvarlığını kaybedip üstüne öldürülmesinin üzerine, amcası Sir Benjamin Selene'yi ve Maria'yı yanlarına çağırmıştı.

Kendisi oldukça büyük bir malikanede yaşıyordu, ama şehirden epey uzak kalıyordu. Ayrıca daha önce amcaları ile tanışmamışlardı. Tek bildiği, babası ile de araları iyi değildi.

Selene usulca Maria'yı süzdü. Kendisinden bir kaç yaş olsa da küçük olan kardeşi bu olayları nasıl kaldırabiliyordu, diye düşünüyordu. Anneleri uzun yıllar öncesinde vefat etmişti, üzerine bir de babalarının ansız ölümü...

Şimdide koca bir hayatı geride bırakıp bir vadiye taşınıyorlardı resmen.

Hem de ellerinde olan tek şey eşyaları ve babasından miras kalan kitaptı.

"Doğru ya!" Diye bağırdı Selene istemsizce.

Onu duyan Maria ve Bayan Heliotrope yerinde sıçramıştı. İkiside Selene'ye meraklı gözlerle bakarken Selene üzgün olduğunu belirten küçük bir gülümseme kondurdu yüzüne.

Aklına kitap gelmişti. Belki de bu yolculuğun tamamı sıkıcı geçmezdi. Yanında duran çantasını açtı hemen. Kitap en üstte duruyordu.

Önce elinde aldığı kitabın üzerindeki tozları üfledi ve uçurdu. Adı 'Moonacre'ın Sırrı'ydı. İçinde kabaran merakla açtı kitabın kapaklarını.

Evvel zaman içinde, yıldızların ve ayın parıltılarıyla süslenmiş olan bu vadide yüreği cesaret ve iyilikle dolu olan bir kız yaşardı. Bu kız öyle bir güzelliğin simgesiydi ki, tabiat ana bu kızı kendi kızı gibi severdi.

Bu kız 'De Noir'  ailesinin varisiydi. Kalbindeki saf iyilik sayesinde kendisini ay ve denize de sevdirmeyi başarmıştı. Bir zaman sonra, ay bu kıza kendi incilerinden verdi. Bu inciler çok büyük bir enerjiye sahiplerdi.

Bundan böyle bu kıza 'Ay Prensesi' diye hitap edilmeye başlanmıştı. Ancak sahip olduğu incilerden kimsenin haberi yoktu.

Ay Prensesi, aşık olmuştu. Merryweather soyundan gelen bir gence aşık olmuştu. Evlenme kararı almışlardı.

Selene düşündü, Merryweather kendi soyadıydı. Ancak bunun sadece bir tesadüf olduğunu düşündü. Dedikodu yapmaya çalışan Bayan Heliotrope'u görmezden gelmeye çalışarak kitabına geri döndü,

İki gencin düğün gününde Ay Prensesi bir karar aldı. İncileri açıklayacaktı. Ancak bunun kötü bir karar olacağını düşünememişti.

Tüm olaylar gerçekleşmeden önce Ay Prensesi'nin babası bay De Noir uşaklarından birisine hediyeyi getirmesini emretti. Ancak gelen hediye, gören herkesi şoka uğratmıştı.