《1》

32 4 4
                                    

Üniversitenin ilk senesi hayallerimdeki gibi olmamıştı. Okula uyum sağlayamamam, herhangi bir arkadaş ortamına katılamamam ve derslere konsantre olamamam da cabası. Sinan Amca' dan beni kendi isteğimle gidebileceğim bir üniversiteye nakil ettirmesini rica ettim. Beni kırmadı ve tüm bir haftasını benimle birlikte çevredeki üniversiteleri gezerek geçirdi. Ailemin ölümünden sonra bana sahip çıkıp tüm imkanları önüme sermesi hoşuma gidiyordu ancak bundan rahatsız da oluyordum. Henüz 20 yaşıma basmamıştım, onun için hala 19 yaşında bir genç kız sayılırdım. Staj yaptığım yerden aldığım maaş tüm ihtiyaçlarımı karşılarken Sinan Amca' nın lazım olur diyerek cebime sıkıştırdığı paranın da ay sonunda elimde kalmasına neden oluyordu. Ben de bunu düzenli olarak ziyaret ettiğim çocuk esirgeme kurumuna yardım amacıyla bağışlıyorum. Orada bir sürü küçük arkadaşlar edindim. Onlarla konuşmak beni bu depresif yaşantımdan bi süreliğine uzaklaştırıp onların sınırsız hayal gücüyle kaplı dünyasına götürüyor. Beni rahatlatan bir diğer şey ise yan flüt çalmak. Buna yıllarımı verdim. 8 yaşımdan beri çalarım. Anne yadigarı da denilebilir. Tahmin edebileceğiniz üzere pek deli dolu bir kız değilim ancak eğlenmesini iyi biliyorum.

_

Bu akşam Sinan Amca kendisi için önemli konuklarının olduğunu ve güzelce hazırlanmamı söyledi. Abartıyı pek sevmediğimden siyah üzeri beyaz puantiyeli elbisemi giyip saçımı topuz yaptım. Aşağı inip Sinan Amca' nın oturduğu koltuğun önünde dikilmeye başladım. Gözlerini telefonundan ayırıp bana baktı, ayağa kalkıp suratına samimi gülümsemesini yerleştirdi ve '' annene çok benziyorsun '' diye fısıldadı. Anne kelimesi içimde hep bi burukluk oluşturur. Onları 11 yaşımdayken iş yerinde oluşan gaz kaçağı yüzünden kaybetmiştim. Sinan Amca babamın can yoldaşıydı ve beni hiçbir aile yakınımız kabul etmediğinden yanına almıştı. 8 yıldır onunla beraber yaşıyorum. O olmasaydı yetimhanede kalacağım fikri beni ürkütüyordu. Kapı zilinin çalmasıyla beraber ikimizde dalgın bakışlarımızdan kurtulduk. Nevin abla kapıyı her zamanki tez canlılığıyla açıp misafirlere hoşgeldiniz dedi. Önden iş adamı diyebileceğim bir adam ve arkasından zarif bir kadın içeri girdi. Sanki bir şey eksikmiş gibi arkasını dönüp kolundan çekiştirdiği 20'li yaşlardaki çocuğu içeriye soktu. Çocuğun yüzünde soluk bakışlar vardı. Sanki buraya isteksiz gelmiş gibiydi. Sinan Amca konuklarıyla tokalaştıktan sonra beni onlara tanıttı. Kadın beni dikkatlice süzerken adam memnun olmuş şekilde bakıyordu. Herkes sofraya oturunca yemekler servis edildi. Sonra terasa çıkılıp çay muhabbeti başladı. Saatin geç olmasından faydalanıp odama gitmek için izin istedim. Ben böyle bir tavırda bulununca yirmili yaşlarında olan çocukta ayağa kalktı, arkadaşlarıyla takılacağını söyleyip giderken annesi onu durdurup ikimizin benim odamda beraber takılabileceğimiz fikrini öne sürdü. Önce mızmızlansa da sonradan peşime takıldı. Odanın kapısını aralık bıraktım ve yatağa oturdum. Karşı koltuğu gösterip oturmasını işaret ettim. Yavaş adımlarla ilerleyip hızlıca kendini koltuğa attı ve cebinden telefonunu çıkardı. O sırada ne yapılır bilmediğimden parmaklarımla oynamaya başladım. Birkaç dakika sonra kafasını kaldırmadan " Konuşacak mısın?" diye çıkıştı. " Ben mi?" diye sorunca kafasını salladı. O an sadece " Hilal ben." diyebildim. Oysa tek "Anıl." diye cevapladı.

_

Sonunu pek bağlayamadım ama elimden gelen bu kadar. Fazla ilgi olacağını sanmıyorum. Okuyanlara -tabi okuyan olursa- teşekkür ederim. Okunma sayısı az olsa bile devamını getirmeyi planlıyorum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 17, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son ŞarkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin