~Omegaların hor görüldüğü bir dünyada yaşıyordu Felix. İnsanlar erkek omegaların fiziksel dezavantajlarını kullanıyor, onları herkesin en az bir kere tatmak istediği cinsel yatıştırıcı olarak görürlerdi.
Erkek dediğin güçlü olmalıydı. Güzellikse kadınlara özgü olmalıydı. Omegalar ise yalnızca alfaların kokuları ile kolaylıkla elde edebileceği oyuncaklardı. Toplum algısı uzun zamandır bu şekilde kalıplaşmıştı.
Tabi bazı şanslı olanlar da vardı. Ailesi ya da başka bir alfa tarafından destek görüp korunan omegalar huzur içinde yaşayabilmekteydi.
Felix de onlardan birisiydi.
Oldukça zengin ve soylu bir alfa ailesinin oğluydu. Annesi, babası ve abisinin himayesinde sıkıntısız bir hayat yaşamıştı.
En azından onun için öyleydi.
Dinamiği belli olduktan sonra evde eğitime geçmişti. Sorun değildi, ailesi onu korumaya çalışıyordu.
Üniversite okumasına izin vermemişlerdi. Sorun değildi, ailesi onu korumaya çalışıyordu.
Arkadaş edinmesine, dışarıda özgürce dolaşmasına izin vermemişlerdi. Sorun değildi, ailesi onu korumaya çalışıyordu.
Dışarıda, filmlerde, dizilerde gördüğü omegaların başına gelen kötü şeylerden sonra, ailesini hiç suçlamamıştı Felix.
Onu mu korumaya çalışıyorlardı, yoksa itibarlarını mı, bunu bilmiyordu. Sorun değildi işte, ailesi onu korumaya çalışıyordu.
Huzurlu bir hayatı vardı. Annesi, babası ve abisi iş için genelde eve uğramazdı. Felix ise evde dadısı ile zaman geçirirdi. Her şeyi rutindi.
Sabah kalkar, güzelce hazırlanıp kusursuz güzelliğini göstere göstere ailesi ile beraber kahvaltı ederdi. Ailesi ayrıldıktan sonra onun için kurulmuş kütüphanesine gömülür, öğle yemeğine kadar orada oyalanırdı.
Öğle yemeğini genelde yalnız yerdi. Öğle yemeğinden sonra dadısı ile bahçeye çıkar, yetiştirdiği çiçeklerle ilgilenip akşam üzeri de serada çay keyfi yapardı.
Hayatından bir kere bile şikayetçi olmadı. Şikayetçi olmak aklının ucundan bile geçmedi.
Çok mu temiz kalpliydi, yoksa sahiden safsalak bir çocuk muydu anlamak çok zordu.
Ama güzelliği öylesine büyüleyiciydi ki, sokağa bile salınmaması belki de doğru bir karardı.
~
Felix o gün oldukça neşeli uyandı; her zamanki gibi. Saf çocuğun kalbi hep mutlulukla atar, her biri bir öncekinin aynı olsa da kucak dolusu umutlar bağlardı.
21 yaşında, omega bir oğlanın heyecanıydı belki de bu.
Hazırlandıktan sonra aşağıya, kahvaltıya indi. "Günaydın babacığım, anneciğim ve abiciğim."
Felix masaya otururken abisi ve annesi ona tebessüm etmişti. Babasıysa kafasını kaldırıp bakmamıştı bile.
Dert etmedi, yaşlı adam hep çok çalışırdı ve yorgun olması normaldi.
Babanın yemeğe başlamasıyla diğerleri de ona eşlik ettiler. Felix'in boğazından birkaç lokma geçmişti ki, babasının sesiyle bir anda dikkati dağıldı.
"Akşam misafirlerimiz gelecek."
Abisinin ve annesinin yüzündeki ifade çok sakindi; sanki biliyorlarmış gibiydi.
"Peki babacığım." Dedi Felix gülümseyerek.
"Akşam güzelce hazırlanmanı istiyorum."
Felix duraksadı. Genelde eve kodaman iş adamları gelirdi ve Felix evin en uzak köşesinde saklanır halde olur, asla kafasını çıkartmazdı. Bu yüzden misafir geleceği zaman önceden haberi olurdu; bunu da öyle bir haber sanmıştı.
"Ne için hazırlanacağım babacığım?" Diye sordu merakla.
"Birisi seninle tanışacak."
"Birisi mi?"
"Çoktan 20 yaşını geçtin. İyi bir evlat oldun, artık iyi bir eş olmalısın."
Felix masadaki herkesin yüzüne tek tek baktı. Kimse onunla göz teması kurmuyordu. Babasının bir anda ortaya attığı durumdan pek memnun değildi ama arkasında duracak kimsesi olmadığını da biliyordu.
"Beni... evlendirecek misin baba?"
"Sonsuza kadar seni koruyamayız Felix. Seninle evlenip layığı gibi koruyacak bir alfa gelecek. Şansını iyi değerlendir, daha iyisini bulamayız."
Felix başıyla onayladı.
Neden bunu yaptığını dahi bilmiyordu. Evlenmek... bunu isteyip istemediğinden bile emin değildi.
Felix onlar için bir evlat mıydı, yoksa sahiden korunmaya layık bir eşya mıydı?
Felix bunu düşünmezdi. Babası onun için her zaman en iyisini bilirdi. Bu yaşına kadar ona sınırsız imkan tanımış, en pahalı kıyafetleri giydirmiş, en güzel yemeklerden yedirmişti.
"Akşama güzelce hazırlanmayı unutma." Dedikten sonra babası masadan öylece kalkıp gitti.
Felix biraz olsun umutla annesine döndü. "Anne, sen tanıyor musun? Kim o?"
"Ünlü bir alfa ailesinin oğluymuş."
"Benimle evlenmek mi istiyormuş?"
"Tam bilmiyorum. Babanla görüşüp onaylamış. Akşam seni görmeye gelecekmiş."
"Çok güzel hazırlanıp hata yapmamam lazım."
"Evet."
"Peki nasıl birisi? Kaç yaşında? Ne iş yapıyor? Nasıl görünüyor?"
"Akşam görürsün Felix."
Annesi de Felix'i başından savarak masadan kalktığında Felix abisi ile baş başa kalmıştı.
Abisi direkt söze girdi. "Evlenmek istediğine emin misin?"
Felix gülerek yanıtladı. "Evlenmeyi düşünmemiştim bile."
"Gelecek kişiyi tanımıyorsun."
"Babam benim için seçtiyse kusursuz olduğundan ve beni çok seveceğinden eminim abi."
"Senin için endişeleniyorum."
"Sorun değil abiciğim. Babam bana zarar gelmesine izin vermez."
Felix gülümseyerek masadan kalktığında abisi masada tek başına kaldı. Yüzü gergin ve düşünceli görünüyordu.
Felix'in abisi biricik Minho... Felix'in saflığı ailesi için iyi bir şeydi, her istediğini yapıp oldukça iyi bir evlat oluyordu. Minho ise bu durumdan endişeleniyordu.
Felix'in kalbi öylesine yumuşaktı ki, kırılmazdı. Ancak bir daha geri dönüşü olmayacak bir şekilde ezilip paramparça olurdu.
Ayrıca... çok çabuk kandırılırdı. Belki de onu korumaya çalışan ailesinin ona verdiği en büyük zarar buydu. Felix hiçbir kötülük görmemiş, herkesi kendisi gibi saf sanan birisiydi. 21 yaşında olmasına rağmen, resmen dört yaşında bir çocuğun saflığına sahipti...
~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Purest | Hyunlix [Omegaverse] ✓
FanfictionFelix tertemiz kalpli, neredeyse saf denilecek kadar masum bir çocuktu. Ailesinin sırf gücü için evliliğe uygun gördüğü kişiyse resmen bir canavardı... [hyunlix, omegaverse, ayarlanmış evlilik, red/yellow flag, yaş farkı] #skz 🥇 16.11.2024 #changbi...