Ağzındaki ekmek ile çalan telefonumu açtım
"Alo abicim?"
"Naber fıstık, nasılsın"
"İyiyim abi, kahvaltı yapıyoruz Tuğçeyle, sen nasılsın"
"İyi bende, müsait misin bugün"
"Müsaitim abi"
"İş yok dimi"
"Yok hayır, da hayırdır abicim bir sorun yok inşallah"
"Yok yok, sana müjdem var kız"
"Müjde mi?, hayırdır ne müjdesi"
"Buluşalım bi anlatırım, ben oraya geleyim öğlen namazından sonra"
"Tamam abi, görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz fıstık, hadi Allah'a emanet"
"Sende abicim"
Telefonu kapatıp koltuğa fırlattım, merakla bana bakan Tuğçe'ye döndüm
"Nolmuş, ne diyor?"
"Müjdesi varmış, o yüzden buraya gelecek öğleden sonra"
"Ne müjdesi be"
"Bilmiyorum ki"
"Ne olabilir kız"
"Valla düşünemiyorum tuğçecim, bakıp görücez"
"Off merak ettim yaa, akın abi de ne gibi bir müjde olabilir ki"
Ağzıma lokma attıp kahvaltıma kaldığım yerden devam ettim, Tuğçeyle bugün ikimizde izinliydik o yüzden bu günü birbirimize ayırmıştık, uzun süredir beraber takılmıyor duk, yunus da lütfiye teyzelere gittiği için Tuğçe bana kalmıştı o yüzden bugün planımız beraber kız kıza kafa dağıtmaktı, tabi abimle konuştuktan sonra başlayacak inşallah bu kafa dağıtma işi...
Ben kahvaltıma devam ederken Tuğçe hala merakla kendi kendine söyleniyor du, ben çok aç olduğum için Tuğçe'yi takmadan sadece onaylamak için kafamı sallıyordum ta ki son söylediği şeyden sonra
"Hamileyim diye müjde veriyor muş birde"
deyip kendi kendine bir saat aralıksız gülmeye başladı, kafayı yedi iyice, ben ise ağzımda ki lokmayı çiynemeden ve yutmadan ağzım da dolu şekilde bekletip şaşkın şekilde mala bakar gibi Tuğçe'ye bakıyordum,
"Malmısın Tuğçe, sence biyolojik olarak olabilecek birşey mi bu"
"Ya kızım var ya hani öyle birşey, birden çıkıp 'hamileyim' diyolar"
Ben hala aynı şekilde Tuğçe'ye bakıyordum, Tuğçe gülmesini kesip ciddi bir hal alarak eline çatalını alıp masada ki peynire batırırken
"Offf cahille muhabbette ne zor ya"
deyip kahvaltısına devam etti, ben de onu takmayarak kahvaltıma devam ettim ama ben de merak ediyordum abimin müjdesini,abim de ne gibi müjde olabilir ki. Ben bu düşüncelere dalmış kahvaltı ederken Tuğçe tekrardan
"Emine teyzeyi arayıp sorasana ya, o biliyordur belki"
"Yok ya, bilmiyorsa eğer abimi zan altında bırakırım felan, gerek yok"
"Hiç mi merak etmiyorsun kızım, akın abiden bahsediyoruz"
"Ediyorum ama... Açım Tuğçecim şuan kahvaltımı yapmak istiyorum, gelecek zaten abim yarım saate, öğreniriz az sabret"
Tuğçe oflayarak kahvaltısına devam etti. Kahvaltımız bittikten sonra kendimize kahve yapıp salona geçtik sohbet edip kahvelerimizi yudumlarken kapı zili çaldı, daha öğlen ezanı bile okunmamıştı abim bu kadar erken gelmezdi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
'Arkadaş' ~Kerem Aktürkoğlu~
FanfictionYunus Akgün ve Tuğçe alaca ile çocukluktan beridir arkadaş olan seda, ve Galatasaray aşkı; bu aşktan dolayı tercüman olarak tutuğu takımda işe başlar, hayat da onun için bu andan sonra başlar. Fanı olduğu futbolcuyla yunus sayesinde kaynaşıp arkadaş...