kara elfler

290 12 0
                                    

Sabah olduğundga ilk işim Emily'nin odasına gitmek olmuştu.
- Emily.
Emily yatağından fırlmıştı resmen. Anlaşılan kabus görmüştü.
- Emily iyimisin?
Emy ağlayrak bana doğru koşup sarıldı.
- sizi ben oldürmek istemedim. Ben yapmak istemedim. Yemin ederim Steve ne olur benden ayrılma.
- hey. Benim senden ayrılmam için beni deyil ruhumu öldürmeleri gerekir.
Bir kezde olsa kıkırdamıştı ama yinede ağlıyordu.
- şu an benim tanıdım dünyanın en güçlü kızı ağlıyormu? Gliba sulu göz çıktık.
- bazen seni öldüresim geliyo. Meselaaaaa. Şimdi!
Deyip sırtıma atladı, bende onu sırtımda koşturmaya başladım.
- ya bırak! Steve ne olur bırak. Ashcbhjvd. Steve!
- keyfimiz yerine geldi galiba?
- ııııııı. Hayır.
Tamam ozaman bende seni sırtımdan indirmiycem.
- indiiiiir!
Emily pijamarıyla dağınık tepesindeki topuzuyla, bende lacivet pifamalarımla.
Ben sırtımda Emily ile salona girdim biz diyerlerini görünce gülmeyi kesip dona kalmıştık, diyerleride dahil. Ama bu sessizliği Clint bozdu. Hemde büyük bir kahkahayla.
- öhö.
- anlaşılan siz erken evleniceksiniz ama bunun için sıraya girmeliyiz.
Thor meraktan çatlayacak olacaktıki konuyu hediyelere getirdi.
- ıııııı. Emily. Hediyelerini napıcaksın?
- ayyyy hediye! İndir beni Steve.
Ben hemen Emily'i sırtımdan indirdim.
- eeeee. Nerde?
- şurdaki odada.
- hııııı. Ozaman. Ben gidiyim.
- hıhı. Olur. Yani. Nasıl olsa senin dimi?
- siz çok safsınız tabiyki benimle gelebilirsiniz.
Tony ayağa kalktı ve bağırmaya başladı.
- yiiiiiiha!
- sen hariç kovboy.
- ne yani bir milyonerin aldığı hediyeyi görmek istemiyormusun.
- neymiş?
- niye söyleyim.?Küçük. Tatlı. Cadı.
Emily yapmacık bir şekilde Tony'e güldü.
- bana sen lazım deyilsin. O hediyen. Tek bunun için geliyorsun. Küçük. Muşmula suratlı. Milyoner.
- bu gün benim için bayram anlaşılan.
- deliye hergün bayram.
- seni sevmiyorum.
- hayır seviyosun hatta şakalarımı. Sana takılmama. Ama eşşek şakalarıma biraz gıcık oluyorsun.
- yok canım daha neler.
- evet. Ben. Zihnini. Okuya- iyorum.
Emily'nin morali düşmüştü ama şaşkın bir hal amlmıştı ki buna bizde dahil.
- hepiniz. Şaşkınsınız.
- sen. Ya herhalde bu senin güçlerinden gelen bişey herhalde.
Emily biraz düşünüp moralini düzeltti.
- doğru söylüyorsunuz. Hadi ben hediyeleri istiyorum.
Ben bir kolumu Emily'nin omzuna atıp sımsıkı sardım, oda gülerek başını omzuma yasladı.
- siz böyle bijamalarla. Ne iş.
- ya ben seni varya! Tony. Gerisi belirsiz kelimelerle dolu. Hem sizin üstünüzdeki ne? Yeni modamı?
- öhö.
- neyse Steve. Biz gidelim.
- tamam. Sevgilim.
- besle kargayı oysun gözünü.
- biliyiordum birgün bunu başıma kakacağını. Ben sevgilimin yanındayım.
Ben bunu söylediğimde Emily bana sinsice baktı, ve sonra.
- vay cani. Demek ikimiİn yanındsın öylemi?
- ııııııı.
- neyse. Bi tony'le şaklaşiyoruz işte.
- tamam. Hadi gidelim.
******************************
- hadi ben o hediyeleri açtım. Sizinkinler?
Tony ve Clint birbirini göstererek aynı anda; o!. Dediler.
Bir süre unun için tartışsalarda ilk önce Clint'in hediyesini vermesinde karar kıldılar.
- Steve'e demişsinki ben Clint'in okunun aynısından istiyorum.
- sakın. Evet o!
Emily oku ve yayı alıp Clint'e sarıldı.
- sen beni öldürmekmi istiyorsun?
- beni çalıştırmalısın.
- neden olmasın.
- yihu.
- bana kovboy diyene bak.
- dökül bakalım. Okadar övdüğün hediyeyi.
- bizim JARVİS'in karısı çıktı. Ve bu lensler. Bu lenslerin yaptıkları say say bitmez.
- ne! Sen. Sen işini bliyosun. Sen salaksın ama çokta yararlısın.
Emily Tony'ede sarıldıktan sonra sıra Bruce'a geldi.
- benimki dışarda. Buda anahtrı.
- nasıl bişey?
- siyah 2014 model.
- hiç gerek yoktu. Çok sağol. Dedi ve sarıldı. Sırada Thor vardı.
- sevgili babam odin'den ve benden özel tasarım kılıç.
- çok teşekkür ederim!
- haliba sıra bende.
- evet Nat.
- buda benden olsun.
- ne bu? Aman tanrım bu. Bu benim kostümümmü!
- evet. Sizi ahmaklar bi insan düşünür dimi Emily'nin kostümünün olmadığını?
Ben kolyeyi Thor'dan aldığım için kolyeyi Emily'e vermemi bekledi, baktıki vermedim hemen söze girdi.
- Steve sen vermiycekmisin?
- ben dün gece verdim.
- seni hain.
- sıra Steve'in hediyelerinde!
- galiba doğum gününün sahibi sendin, bu kadar hediyeye meraklıysan Tony.
- aman. Merak etme benumkide gelir.
Biz konuşurken Tony'nin telefonu çaldı.
- sevgilim arıyo. Hoperlörü açıyımda görün beni nası seviyo, nasıl iltifat ediyo. Siz ikiniz, bizi dinleyinde öğrenin.
- aloha segilim.
- ahh. Tony seni arıyorum ulaşamıyorum hangi cehennemdesin!
Herkezden kıkırdama sesleri gelmişti. Ama ben ve Emiliy sol kaşımızı kaldırıp bir tebessüm etmiştik. Sonra birbirimize baktık. Emily Natasha'yla 2m uzakta duruyordu, ikimizde kollarımızı bağlamıştık.
- ıııı. Tamam sorun yok. Tatlım sen iyimisin içine bişeymi girdi ne?
- ahh tony on dk sonra ülkeler arası teknoloji aşımı için toplantı var.
- bu gün ÜAT vardı. Lanet olsun. Eyer yetişemezsem kayıp nedir.
- on milyon dolar.
- üffffff. Fazlada deyilmiş ama.
- tanrım! Hadi tatlım gel.
- tamam gelicem.
- bişey demeyi unutmadınmı?
- seni seviyorum.
- bende seni. Eyer bu işi alırsak seninle bir kutlama yaparız. Diyerlerine selam.
- yani biz böyleyiz. Biraz kavga etsekte. Sonu tatlı biter.
Tony bunu söylerken şevkat ile söylemişti. Bu onun çok nadir konuşmalarındandı. Bunu fırsat bilen Clint lafa girdi.
- şok şok şok! Ünlü milyoner Iron man duygusal anlar yaşıyor.
Bunu söylerken sesi kalın çıkıyordu ve elleeini kamera gibi yapıyordu. Hepimiz gülmeye başlamıştık.
- JARVİS!
- buyrun bay Stark.
- sen neden bana programı hatırlatmadın?!
Tony kızgın görünüyordu.
- siz bana bu günki programları hatırlatmamamı, kendi ezberinizin iyi olduğunu, bensiz bir hayatta olduğunu söylediniz bqy Stark.
Etraftaki kıkırdamalar kendini kahkahaya bırakmıştı, Tony ise toplantı için çoktan aramızdan ayrılmıştı.
- ay. Gülmekten yanaklarım ağrıdı.
- kılıbıklaşmış bu.
- Steve. Hadi hediyelerin. Ben son veririm!
İlk hediyeyi Bruce vermişti.
- biz tony'le baya çalıştık. İkimizin hediyesi.
- siz iki bilimci ne yapmış olabilirki.
Dedum ve büyük paketi açtım. Bu bir şakamıydı?
- kalkanımmı?
- şeyy ona bir mekanizma ekledik. Senin için çok iyi. Kalkana tutunarak ona komut veriyorsun ve o seni havada götürüyor. Diyer tabirle uçuruyor.
- vay canına bu gerçekten iyiymiş.
-üstelik ağırlığında hiç bir değişiklik yok.
- bu dahada iyiymiş.
Sıra Natasha'dadı
- silah kullanman gereli
- tanrım bu en pahalılardan.
Sıradaki Thor'du.
- kitap okumayı seviyorsun diğmi?
- evet
- ozaman bu kütüphane işine yarar. Hatta hepinizin. İçinde dokuz dünya ile ilgili herşey var.
- teşekkür ederim.
- dostum.
- Clint.
- güle güle kullan.
Ben paketi açtığımda karşımda sadece bir don. Herkezden büyük kahkahalar yükseldi, bende seri bir şekilde Clint'in yanına gidip o donu kafasına geçirdim. Bu sefer kahkahalar dahada yükselmişti.
- hadi ama dostum senin hediyen spor salonunda. Biraz pahalıya patladı ama, 100 adet kum torbası.
- ben o torbaları bir günde pert ederim ama idareli kullanıcaz.
- e sende bi zahmet patlatmamaya çalış.
Sıra Emiliy'e gelmişt. Bi kaç m uzağımda karşıma geçti. Ve bana bişey attı. Bir anahtar. Ben elmime alıp ona; bu ne? Bakışı attım. O da bana yaklaştı.
- evimizin anahtarı.
Herkez( uuuuuuuuu)
- evimin?
+ evet ikimizim
- ama Emily. Ben. Ben . Ben teşekkür ederim.
Yanıma geldi ve bana sarıldı. Sonra kulağıma bişeyler fısıldadı.
- seni çok seviyorum. Seni herdaima yanımda görmek istiyorum.
+ bende seni.
Biz konuşurken siren sesleri gelmeye başladı.
+ yenilmezler! Toplanın!
############################
SIHIEL'da saldırıya geçiş yapıldı efendim.
- malekith'in ölümünün acısı çok kötü olucak. Onların canını alıcam. Ama onlar nefes almaya devam edicek. İki oda hazırmı?
- evet efendim.
- az sayıda askerimiz var. Doksanaltı askerimizi bir harekette yere serebilirler. Bu yüzden dikkatli olun. Planda bir değişiklik yok. Dediğim gibi. Onları salacağımız için dünyada olmalılar.
++++++++++++++++++++++++++++

yenilmezler: yeni yenilmez.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin