• • 𝕄𝕪 ℂ𝕙𝕚𝕝𝕕 • •
•
•
Yirmi•
•
Sınır: 15 oy ve yorum (Kimse hikaye hakkında yorum yapmıyor, boşu boşuna çeviriyormuşum gibi hissediyorum, haberiniz olsun🥀)
Gözlerin aralanarak parlak beyaz bir tavana bakmaya başladın. Yumuşak bir yatakta yatıyordun ve üzerin sıcacık bir battaniyeyle örtülmüştü. Dün olanlar bir rüya gibiydi; olayların hepsi bulanıktı. Ancak zihninde tek bir anı net olarak kaldı...
Babacığım.
O adam, karşılaştığın o kişi, babandı. Geçmişine dair anılar sanki bir sis perdesiyle kaplıydı. Zihninde beliren görüntüler, çok eski bir dönemde yaşamış olduğuna dair bir şeyler fısıldıyordu, ama tam anlamıyla bir kesinlik oluşturmuyordu. Üstelik, Gojo'ya karşı hissettiğin o tanıdıklık hissi... Güzel mavi gözleri ve yumuşak beyaz saçları, onları daha önce görmüştün. Şimdi geçmişte başına neler geldiğini ve bu zamana nasıl geldiğini öğrenmek istiyordun, çünkü çok uzun zaman önce doğmuşsan, yaşlanarak ölmüş olmalıydın, değil mi? Kafanda pek çok soru vardı ve hiçbir şey anlamıyordun. Jujutsu dünyasında sen kimsin, nasıl bir yerin var?
Başını tutarak doğruldun, başında hafif bir ağrı hissettin, "Ah, başım..." diye inledin fısıltı gibi bir sesle.
Tam o anda kapı açıldı ve koyu kahverengi saçlı, beyaz önlüklü bir kadın içeri girdi. Yüzünde nazik bir gülümsemeyle sana yaklaşırken, "Ah, uyandın mı?" dedi. "Sen Y/N olmalısın, değil mi? Ben okulun doktoru Ieiri Shoko," diye kendini tanıttı.
Küçük bir gülümsemeyle başını hafifçe eğip, "Tanıştığımıza memnun oldum, Ieiri-san," dedin kibar bir şekilde. Bu nazik tavrın kadını şaşkına çevirdi. Tam o sırada kapı hızla açıldı ve Gojo içeri daldı, "Y/N-chan~!" diye bağırarak seni sıkıca kucakladı. "Çok endişelendim! Seni bir daha hiç göremeyeceğimi sandım!" diye dramatik bir şekilde ağlayarak yanağını seninkine bastırdı. Shoko, hafifçe bir iç çekerek parmağıyla onu işaret etti, "Y/N'e bakabilmem için biraz kenara çekilir misin?" dedi... daha çok emreder gibiydi, ama Gojo onu tamamen görmezden gelerek sana daha sıkı sarıldı, sanki kaybolacakmışsın gibi.
ᓚ₍⑅^..^₎♡
Gojo'yu senden uzaklaştırmak için epey uğraştıktan sonra, Shoko nihayet sağlığını kontrol edebildi. Shoko, gayet iyi durumda olduğunu ve isterse hastaneden çıkabileceğini söyledi.
Gojo, her zamanki gibi, seni dışarı çıkarmaya ve özür mahiyetinde sana biraz mochi almaya karar verdi. Seni tehlikeli bir yere onun bilgisi olmadan gönderdiği için kendini suçlu hissediyordu. Ancak, üstlerine seni bir daha asla incitmemeleri gerektiğini söylemişti. Onları, eğer seni bir kez daha incitmeye kalkarlarsa çok ağır sonuçlarla karşılaşacakları konusunda uyarmıştı.
Tokyo'nun kalabalık sokaklarında Gojo'nun sık sık ziyaret ettiği tatlıcıya doğru yürüdünüz. Yoğun kalabalıkta ilerlerken onun elini tutuyordun.
"Gojo-san, Yuji abiciğim, Gumi abiciğim veya Noba ablacığım görmedim, nerede onlar? İyi durumdalar mı?" diye masum bir şekilde sordun. Bu soru Gojo'nun gülümsemesine neden oldu. "Endişelenme, prenses. Onlar iyi durumda ve döndüğümüzde onları göreceksin," diyerek seni rahatlattı. Bu sözleri, içinin bir süreliğine de olsa rahatlamasına yetmişti.
"İşte geldik~" Gojo neşeyle şarkı söyler gibi konuşarak dükkana doğru hızlıca yürüdü. İçeriye adım attığında, burnuna mis gibi tatlı kokuları doldu. Vitrinde sergilenen göz alıcı tatlılara bakarken ağzın sulandı. Gojo, mochi almak için ilerlerken, sen de vitrine dizilmiş tatlıları seyrediyordun.
Birden, gözlerine takılan bir şey oldu ve arkanı dönerek ona baktın. Çeşitli renklerde parlayan bir toptu bu. Gözlerin heyecanla parıldarken farkında olmadan Gojo'ya haber vermeden dışarı çıktın ve topu eline aldın. İçinde yumuşak bir zil sesi duyuldu, bu bir temari topuydu. Hafızanda bir şeyler canlandı; eskiden de böyle bir topa sahiptin. Ancak top aniden, sanki birisi onu elinden çekiyormuş gibi hareket etti. "Ha? Bekle!" diye seslenip topun peşinden gittin.
Bir sokak arasına girerken, topun birinin elinde olduğunu gördün. "Bu senin mi, küçük hanım?" diye yumuşak bir sesle konuştu bir adam, ama yüzünü göremiyordun çünkü sokak biraz karanlıktı. Onu gördüğünde içini bir huzursuzluk kapladı, ama yine de cevap vermeye karar verdin; sonuçta bu topu bulmuştun ve onu istiyordun. "Bulduğum bir şey, ama kim oynuyordu bilmiyorum," diye yanıtladın, parmaklarınla oynamaya başladın.
Adam hafifçe gülümseyerek öne doğru çıktı ve kendini gösterdi. Uzun siyah saçları vardı, saçlarının bir kısmı bir topuzla tutturulmuştu ve üstünde bir keşişin yukatasını giymişti. Yüzüne yaklaştığında dudaklarında dostane bir gülümseme olduğunu fark ettin. Önünde çömelip topu sana uzatarak, "Al bakalım küçük hanım, korkuttuysam özür dilerim," dedi, başını okşayarak topu güvenle kollarına almanı sağladı. Sen de gözlerini ondan ayırmadan onu inceliyordun; gözünde oldukça hoş görünüyordu.
"Y/N? Nereye gittin?"
Adam, Gojo'nun sesini duyduğunda ayağa kalktı, "Tekrar görüşmek üzere, küçük Y/N. Görünüşe göre koruyucun seni arıyor." dedi ve sen ona kim olduğunu ve adını nasıl bildiğini sorma fırsatı bulamadan karanlıkta kaybolarak uzaklaştı.
"Y/N? İşte buradasın! Endişelendim." Gojo'nun sana doğru yaklaştığını görünce arkanı döndün. Gojo, temari topuna bakıp kafasını merakla yana eğerek, "Bunu nereden buldun?" diye sordu ve topu işaret etti.
Topa, ardından Gojo'ya baktın, "Şey... buldum galiba?" dedin, aslında sanki kendine de soruyormuş gibi. Gojo söylediklerinden biraz şüphelendi ama üzerinde fazla durmadı, "Hadi, gidip mochi yiyelim!" dedi. Sen de gülümseyip yeniden elini tuttun, diğer elinle topu sıkı sıkıya kavrayarak.
İkiniz de farkında değildiniz ama bir çift kötü bakış size odaklanmıştı. "Ryoumen Y/N, lanetlerin kralını evcilleştirmek için iyi bir araç. Onu mutlaka ele geçireceğim."
ᓚ₍⑅^..^₎♡
+yorum yapın sürekli bölüm istemeyin, iyi günler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
‧₊˚♡𝐌𝐲 𝐂𝐡𝐢𝐥𝐝ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ
FanfictieLanetler Kralı, kendisi ile senin aranda olan uzun süreden sonra seni birdaha bırakmayacak. O senin baban ve seni kolay kolay bırakacağını sanıyorsan, yanılıyorsun. ೃ⁀➷Yandere Baba Sukuna x Okuyucu Kız. ೃ⁀➷Kitapta ensest bulunmamaktadır. [Kitabın As...