5- "Derdimiz öyle derinlerdeydi ki, çare bulamadık asla. Ve böylece doğuştan hakkım olan bir dokunuş yabancı hissettirdi."
jimin'in iri gözleri arkasından yaklaşan alfası tarafından elleriyle kapatıldığında birlikte birkaç adım öne doğru yürüyorlar. jimin şaşkınca kıkırdıyor. "Yoonie! ne yapıyorsun?"
bir an sonra gözlerini serbest bırakıyor yoonie'si. alfasına bu şekilde seslenmekten çok hoşlanıyor. o da müsaade ediyor. jimin gözlerini açtığında onu tam karşısında buluyor. bir şey söyleyecekmiş gibi bakıyor gözlerine, heyecanlı, tutku dolu ve anlamlı bir bakış bu. az sonra başlıyor konuşmaya, o anda ikisinin de kalbi bir olmuş atıyor. "Seni ilk gördüğüm anda büyülendim...ruh eşim olduğunu en başından anlamıştım, jimin-ah..sevgilim. Ömrümün son anına kadar seninle olmak, seninle yaşlanmak ve seninle ölmek istiyorum . Bundan daha fazla istediğim hiçbir şey yok hatta."
Yoonie'si o esnada önünde diz çöküyor, etrafta onlardan başka hiç kimse yok. Güzel bir cumartesi öğleden sonrası. bahar kapıda. Ihlamur ve hanımelilerin kokusu ahenkle birleşerek ikisinin de burnuna dolarken hafif bir meltem Jimin'in ipek gömleğini havalandırıyor.
o da dünyanın en mutlu omegası şimdi. ruh eşi önünde diz çökmüş ona evlilik teklifi ederken tek bir şey düşünüyor.
kaderleri bir artık, onları tanrının kendisi bile ayıramaz, sonsuza dek elleri hiç ayrılmayacak, gönülleri de, yüreklerinin atışı da. o büyülü kırmızı ip çoktan serçe parmaklarına geçmiş ve etraflarını sarmış.
içi sevinçle cıvıl cıvıl olurken o da alfası gibi diz çöküyor ve gözleri yaşlarla dolarken, alfasının pürüzsüz yanağına elini yaslayıp, "Yoonie,"diyor.
alfası gördüğü en yakışıklı alfa, ondan daha iyisini bulamazdı. üzerine giydiği kahverengi tuniğin birkaç düğmesi açık, beyaz teninden sakinleştirici, hoş feromonları etrafa, omegasına doğru yayılıyor ve gülümserken gözleri kısılan alfası aylar boyunca uğraşıp kendi elleriyle yaptığı altın işlemeli yüzüğü ahşap kutusundan çıkarıp sevgilisinin beğenisine sunuyor "evlen benimle,"diyor neşeyle gülmeyi kesemezken, "beni evrenin en mutlu alfası yap. ölene dek hiç ayrılmayalım, miniğim."
jimin ağladıkça ağlıyor, gözyaşları bir okyanusu andırıyor. onu mutluluktan ağlatan tek şey tatlı alfası. başını sallarken alfanın ensesindeki koyu renk yumuşak saçlara götürüyor elini ve yanağını tekrar nazikçe okşuyor, yoonie bu dokunuşla güzel gözlerini kapatıp yanağını omegasının ufak, sıcacık avucuna yaslamadan edemiyor.
"evet,sevgilim,"diyor jimin sesi titrerken. "ruhumun biricik eşi...evet, seninle elbette evlenirim." yoonie cevabı alır almaz kocaman gülümsüyor ve omegasına sarılıyor, öyle mutlu ki ne yaptığını bile bilmiyor, ikisi de yemyeşil çimenlerin üzerine düşercesine yığılıveriyor, alfası omeganın minik bedeninin üzerine çıkıp ona yukardan baktıktan sonra, "seni seviyorum,"diyor fısıldayarak. ve sadece onlara ait göl kenarında dakikalar boyunca uzun uzun öpüşüyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Wolven Storm❇︎yoonmin
FanficSon sürüsünden de lanetli olduğu gerekçesiyle dışlanan genç omega Jimin, hayatı boyunca yolunu gözlediği, uğruna acılar çektiği ruh eşine fırtınalı bir gece yarısı ansızın kavuştuğunda işler hiç de sandığı gibi gitmeyecektir. geleneksel omegaverse...