-Nisan'dan-
"Kantinci amıca!"
Sevgili kantinci amcaya seslenmeye çalışan Gökçe'nin ağzını, elimle kapattım çünkü millete rezil olmuştuk. Bana masumca bakarken, bir anda elimi ısırmıştı. Hemen elimi ağzından çektim. Dişlerinin izleri çıkmıştı.
Canım elim.
"Kızım sen K9 köpeği misin!?" Dedim hafif yüksek sesimle.
"Sende neden ağzımı avuçluyorsun? Ağzıma dokunulmasından hiç hoşlanmam. Canım ağzım." Dedi ve kantinci amcaya döndü.
Kendi kendime söylenirken, dokuzuncu sınıfların önlerine geçip, kaynak yapan Gökhan ve Poyraz'ı gördüm. Gökhan ucubesi, otizimli gibi davranıp, kendini acındırmaya çalışarak, sıradakilerin önlerine geçmeye çalışıyordu. Poyraz ise, ona anlamsız bakışlar atıyordu. Gökhan'ın o hali, sırıtmama neden olmuştu. Ben onlara bakarken, Gökçe kantinden alacaklarını almış, kantindeki masalardan birisine yerleşiyordu.
Gözlerimi onlardan çektim ve Gökçe'nin yanına gittim. Yanındaki sandalyeye otururken, bana aldığı poğaçayı verdi. Kendine de simit almıştı. Sosisli (Sosisi değdirip çekmişler) poğaçamı kemirirken, hasım sınıftan üç kız karşı masamıza oturdu.
"Kızlar, burası varoş koktu." Dedi Aslı bize bakarak.
Yanındaki bok böcekleride gülünce, Gökçe'yle göz göze geldik.
"Yırtarım ben bunun ağzını." Dedim hafif kısık sesle.
Gökçe:
"Ben hallederim." Dedi ve aynı şekilde bana bakarak, hafif yüksek sesle konuştu.
"Yaratıkların kendi kokularını alabilmeleri tuhaf di mi Nisan?"
Sırıttım.
"Ne diyorsun be sen?" Diyerek ayağa kalktı Aslı.
O kalkınca, yanındakilerde kalkmıştı. Biz ise, hiç rahatımızı bozmadan hâlâ oturuyorduk. Aslı masamıza ellerini koymuş, cool olduğunu sanan bakışlarını bize atıyordu. Aramızda az bir mesafe vardı. Şeytan bir tane yapıştırmamı söylesede, ilk günden olay çıkartmak istemiyordum.
"Aslı, haraketlerine dikkat et hayatım. Birisi seni ciddiye alabilir. Ayrıca azıcık uzaklaş, yüzün rüyama girecek diye korkuyorum." Dedi Gökçe, yine rahat bir şekilde.
Aslı yüzümüze boş boş bakarken, ben konuştum.
"Arkadaş algılayamıyor herhalde! Ben açıklayayım. S*ktir git demek istedi canım. Uza! Her iki anlamda da." Dedim Gökçe'nin aksine daha yüksek bir sesle.
Aslı hafif uzaklaşmıştı. Söylediklerimize karşılık cevap verecekti ki, Poyraz ve Gökhan birden yanımızda belirmişlerdi.
"Noluyor?" Diye sordu Poyraz, Aslı'ya.
Aslı cevap vermeden, ben konuştum.
"Poyraz, Gökhan, hiç birinizle muhatap olmak istemiyoruz. Alın götürün, şu götten bacaklıları. Konu kapansın." Dedim oturduğum sandalyeden kalkarken.
Benim ayağa kalkmam ile, Gökçe'de kalkmıştı. Gökhan, söylediklerime kimseye belli etmemeye çalışarak sırıtıyordu. Ben ona kaçamak bakışlarımı atarken, Aslı'nın hemen yanında duran Buse konuştu.
"Nisan, hakkımızda doğru konuş. Yoksa..." Devamını getirecekti ki, Gökçe araya girdi.
"Yoksa ne!? Naparsın lan? Napabilirsin ki sen bize? Hadi, konuşsana gerizekalı!"
