Özgür ama hangisi

25. bölüm

Sertaç altındaki şort ve ince bir tişörtle uyandı, yanındaki nişanlısı sessiz nefeslerle uyuyordu. Bir eli belinde diğeri bacaklarının arasındaydı, sıcacık vücudu onun vücudunu sarmalamıştı.

Kalçasında hissettiği sertlikle bir an duraksadı, ateş basmıştı sanki. Yutkunup kalçasını sertliğe doğru itip kıvırdı, cidden iriydi ve çok sıcaktı. Minik sertliği yükselmeye başladı, dün bol bol öpüşseler bile Özgür hep geri çekilmişti.

Elini şorttan içeri sokup kendini okşadı, bacak arasındaki el yukarı çıkıp ona eşlik edince duraksadı. Özgür iri elinin arasına almıştı sevgilisinin miniğini, hafifçe okşuyordu. Sertaç bir kaç okşama sonunda adamın avcuna gelmişti ve şimdide utançtan kıpkırmızı olmuştu.

"Günaydın güzelliğim..." Özgür boynunu öpünce yutkundu sadece.

"Günaydın..." boynuna dokunan dudaklar yüzünden yutkundu, çok hassastı şuan.

"Utandın mı bakayım sen.... tatlı bebeğim benim... kurban olsun nişanlın sana..." Sertaç sırıtıp ona döndü.

"Yaaa Özgüüüürrrrr.... seninle resmen nişanlandık biz... ayyy çok mutluyum..." kendini resmen adamın üstüne attı.

"Evet bebeğim, diyorum sana... haftaya evlenebiliriz istersen.." Sertaç gülerek çenesini göğsüne dayayıp dudaklarına baktı.

"Sene sonunu bile bekleyemez misin? O kadar mı aşıksın bana..." kocaman gülümseyerek şımarıyordu nişanlısına...

"Çooookkkkk.... öyle böyle değil hem de... ölüyorum yoluna bebeğim benim." Gülerek resmen üstüne yattı adamın.

"Bende aşığım sana, çooookkkk hemde." Özgür'ün kalbi hızlanmaya başladı bu sözlerle, bebeği bugün oldukça şımarıktı ve o bu haline bayılıyordu.

"Sana kurban olurum ben..." Sertaç ona cilveli bakışlarla bakarken Özgür onun neşesinin tadını çıkartıyordu.

Kucağına yerleşen genç yüzünden yutkunmak zorunda kaldı, kalbi kasıklarında atıyordu sanki... teni alev alıyordu. Sertaç işaret parmağını göğsüne sürterek ürpermesini sağladı, koskoca adamı tek hareketiyle titretebiliyordu.

Kıkırdayarak dilini çıkarttı oyuncu bir ifadeyle, Özgür koyulaşan gözlerle her hareketini izliyordu. Eğilip çıplak göğsüne minik bir dil darbesi attı, adamın karnı bu ufak temasla kasılmıştı.

"Yapma güzelim..." dudaklarına konan parmakla susmak zorunda kaldı.

"Şşşttt... o kelime yasak maalesef..." Sertaç bu sefer sertçe emdi minik tepeciği.

Zevkle kıpırdanan adam yüzünden gülümsedi, sertliği resmen kıpırdamıştı altında. Dilini gezdirip hafifçe emdi ve diğerine geçti, biraz da onunla ilgilenip karnına indi.

Özgür yarı aralık gözlerle ve nefes nefese onu izliyordu, dilini aşağılara indirip karın kaslarında gezdirdi. Eğilip büyük bir zevkle emerken iz kalacağının farkındaydı, bunu bilerek yapıyordu hatta...

Elleri bol şortun ipini tek hamlede çözdü ve aşağı çekti. Özgür sertliğine vuran nefesle donup kaldı, Sertaç ise iri penise aşkla bakıyordu. Eğilip sessiz bir öpücük kondurdu ve beklemeden yalamaya başladı. Arkadan gelen inleme sesleri yüzünden daha da alevlendi.

Sabahın köründe nasıl bir sesti bu, onu daha da çıldırtıyordu inlemesi. Bu yüzden kendini tutmayı bıraktı ve onu emerek boğazına kadar almaya başladı. Özgür onun nasıl bu kadar iyi olduğunu bilmiyordu ama şuan o kadar bulutların üstündeydi ki... umurunda değildi.

Toplarında gezinen nazik dokunuşlar sonu oldu, saçlarının bir kısmını elinde hapsedip boğazına doğru kaydı ve bir kaç kez gidip geldi. Resmen hırlayarak sona ulaşırken bebeğinin gözlerinin içine bakıyordu.

Sertaç dünyanın en lezzetli şeyini yemiş gibi, dudaklarını yalayıp emerken onu sımsıkı sarıp kendine çekti. Kalbi gümbür gümbürdü ve arzu hala damarlarını yakıyordu. Bu minik şeytan sonu olacaktı bu gidişle...

"Nişanlım bey... duş almam lazım..." gencin gözlerine bakarken aklında senaryolar dönüyordu. Duş... Sertaç... çırılçıplak... onun banyosunda...

Merhamet dilenerek derin bir nefes aldı, genci tekrar koynuna çekti ve sıkıca sardı. Özgür'ün hala inmeyen sertliği aralarında eziliyordu, ama inecek gibi de durmuyordu...

Sertaç sırıtarak Özgür'ün kulağına yaklaştı ve dudaklarını dokundura dokundura fısıldadı...

"Birlikte duş alsak... sence de harika olmaz mıydı aşkım?"