Cezvede pişirdiğim kahveyi fincanlara dökerken Keremde yanında yiyebileceğimiz tatlı atıştırmalıkları tabaklara koyuyordu.Dün adının Mert Hakan olduğunu öğrendiğim adam gittikten sonra toplantıdan dönen Barışa herşeyi anlatmıştım.
Barış önce şaşırmış sonra telefonuyla birini arayarak onu odada beklememi söyleyip yanımdan ayrılmıştı.
"Geldiğinde birşey anlatmadı mı sana Barış?"
Elimdeki fincanları mutfak masasına bıraktıktan sonra Keremin karşısındaki sandalyeye yerleştim.
"Yok kaç kere sorduysam hiçbir şey demedi. Sana bişey yaptı mı dokundu mu falan diye darladı beni sadece."
Kerem imayla kaşlarını kaldırıp sırıttığında oflayarak suratımı buruşturdum.
"Bak başlama yine kıskanıyo seni diye."
"Ben bişey demiyorum kardeşim Barışta sen biriyle muhattab olunca boğaya dönüşmesin o zaman."
Keyifsizce kahvemden bir yudum alırken Keremin dediklerini düşündüm.
Barışı iyi tanıyordum. Korumacı bir yapısı vardı, her ne kadar bana aşık olmasa da benim varlığımı benimsemiş ve koruma iç güdüsüyle hareket etmişti. Bu yüzden beni kıskandığında bundan kendime pay çıkarmıyordum.
"Oğlum hem adam değişik biriydi, illaki bana birşey yapmasından korkmuştur. Yoksa o kadar sık boğaz etmezdi beni."
Kerem bilmiyorum manasında kaşlarını kaldırdı.
Sessizce kahvelerimizi yudumlarken konu açmak amaçlı konuştum."Ee siz Altayla ne yaptınız, ev bakabildiniz mi?"
Altayın ismini duyunca gözleri parlayıp elindeki fincanı masaya bıraktı.
"Birkaç tane baktık, içlerinden birini çok beğendim hem sizin eve de yakın. Büyük ihtimalle onu alırız."
"Hayırlı olsun ne diyim kardeşim. Bu arada Altay niye gelmedi nerde bu beyefendi?"
"Şirkete Barışın yanına uğrayacağım dedi. Bu aralar ikiside fazla beraber takılıyo. Kıskanmaya başlıcam artık."
Dediği şeyle gülerek sırtımı arkaya yasladım.
"Etme bulma dünyası işte. Sende Tuğçeyi çıldırtıyodun Kerom."
Yaptığından memnunmuşcasına sırıtıp ellerini başının arkasında birleştirdi."Dur bak ben daha neler yapıcam kumama, bizden damat almak öyle kolay değil."
Telefonuma düşen bildirim sesiyle ikimizinde bakışı oraya kaymıştı.
Uzanıp masanın üstünden telefonumu alarak kimin mesaj attığına baktım.Barış🍀: Akşama hazırlan, beraber yemeğe gidelim.
Okuduğum mesajla heyecanla yerimden doğruldum.
"Barış akşam yemeğe gidelim diyo."
Hevesle Kereme baktığımda onunda şaşkınlıkla kaşları havalanmıştı.
"Oo bizim Barışta gelişme var, aferin ona."
Barışla bu beş ay içinde iş yemekleri hariç başbaşa sadece bir kere dışarı çıkmıştık. O yüzden çok heyecanlanmış ve mutlu olmuştum.
Siz: Tamam ☺️
Mesajına kısa bir cevap verip telefonu kenara koydum. Akşam olmasını sabırsızlıkla bekliyordum.
~~~
Kahverengi bol pantolonumun üstüne bej rengi bir kazak giyip Barışın hediyesi olan saatimi taktım.
Barış birazdan geleceğini mesaj atarak kapının önüne çıkmamı söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mio dolce amore
Teen Fictionİsmail Yüksek • Barış Alper Yılmaz Ficim tamamen kendi hayal ürünümdür. Gerçek hayatta birini rahatsız etmek yada hakaret etmek amaçlı değildir. Maksat eğlence olsun. İyi okumalar <3