emir beklemediği bi mesajla telefon karşısında egosu zedelenmiş bir şekilde oturuyordu.
tamam günün sonunda birbirlerini tanımıyorlardı ama yine de direkt olarak 'tamam konuşmayalım' mesajını beklemiyordu.
"paşama bak sen" diyerek söylenmeye başlayıp telefonu yatağının üzerine koyarak duş almaya adımladı.
işin aslına bakacak olursanız umrunda dahi değildi. beş dakika sonrasında bile hayatına hiç böyle bir anı girmemiş gibi bile yapabilirdi.
hayatından kolay insan çıkarırdı. hayatından biri mi çıkmak isterdi 'e çık' kafa yapısı ile bu yaşına kadar gelmişti. aslında farkına varamasa bile vurdumduymaz olmak hoşuna da gidiyo olsa derinlerde bir yerlerde bu onun acısıydı.
daha biyografisinde bile ismi yazmayan kimdir nedir diye bilmediği biri için mi üzülecekti, hiç sanmam.
duştan çıkıp bornozuyla beraber yatağına uzandı. en sevdiği şeylerden biriydi bornozlu bir şekilde yatağa yatıp uyumak. belli belirsiz memnun bir ifade yerleştirdi yüzüne. bugün yorulmadan yorulmuştu. kendi kendini yormuştu. daha da dağcılık kulübüne gitmeyecek olma fikrini gözlerini kapatmadan önce vermişti.
"bu emir hala uyuyor mu?"
"çocuk yorulmuş bugün bırakın uyusun işte." diyerek çağlar emirin üzerindeki yorganı biraz daha üzerine çekti. "oda çok soğuk salak yine bornozla yattı, hasta olmasın" diyerek yaptığı hareketi pekiştirdi.
"e kanka çıkıyoruz di mi bugün dışarı bizimkilerle?"
"yok ali ya sen çık ben havamda değilim bugün yurtta kalacagım."
"esma bizi yeni iki kişiyle tanıştıracaktı sürekli gelin diye tutturmuştu oysa çağlar, gidelim işte."
"ben sonradan katılırım aranıza ya" omuz silkerek emirin yatağına doğru baktı.
"hem emir odaya yeni geldi, sürekli biz birlikte bir şeyler yapıyoruz. çocuk ne zaman odada olsa biz olmuyoruz. uyandığında biraz onunla vakit geçirmek istiyorum. alışması daha kolay olur.""doğru diyosun aslında, vakit bulup doğru dürüst tanışamadık bile"
çağlar onu onaylar şekilde kafasını salladı.
ali hızlıca üzerini değiştirip en sevdiği parfümü üzerine boca ettikten sonra çağlara veda edip odadan çıktı.
çağlar ise emire bakıp hala derin uykuda olduğunu anlayarak sessizce hareket etmeye başladı.
çekmecesinin içerisinden kendi kulaklığını alıp ses çıkarmadan kendi yatağına yatıp dizisinin yarım kaldığı yerden devam etti.
"çağlar gözlerini kapat!"
"çağlarrrr" emir uyanmış üstünü değiştireceği anda çağları fark edip duraksamıştı. kulaklarında kulaklık olduğunu net bir şekilde görsede oralı olmayıp sesini duyurabilmeyi ümit ediyordu.
sesini duyuramadıkça sinirleniyor, öfkesini kusarak ona doğru ilerliyordu. çağları biraz hızlı dürtmesiyle "laaaan hasssiskrr" diye korkuyla yerinde kıpırdanmaya başlayan çağlara ne oluyor bakışı atmıştı emir.
"olumm gerilimi tavan olan sahnede ne geliyosun lan mal seni"
"ben nerden bileyim ya bu kadar korkak olduğunu"
tek kaşını havaya kaldırarak "tchhh"diyerek gülümsedi. "pardon ben miymişim korkak" diyip telefonu kenara bıraktı.
"neyse ne hadi üstümü değişcem gözlerini kapat"
"ne yapayım ne yapayım"
"gözlerini kapat işte"
"film mi çeviriyoruz emir, banyoya git değiştir işte. biz öyle yapıyoruz en azından."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çat Kapı Aşk
Fiksi Remajaansızın geldiğin için mi bu kadar güzelsin, bu kadar hazırlıksız yakalandım. yoksa kaderimde mi vardın?ansızın olmayan, önceden belli olan.