sesine kurban
benim için değerlisin jake
benim için gerçekten değerlisin
iletildi✓(00.09)
görüldü✓✓(01.27)bay fanım
hewseyng
bulusabnlr niyix
iletildi✓(01.30)
görüldü✓✓(01.31)sesine kurban
gwliyorum
iletildi✓(01.32)
görüldü✓✓(01.32)-------------
Jake gözündeki yaşlarla birlikte yatakta oturmuş, Momo'nun dediklerini duymazdan gelerek gelecek sesi bekliyordu. Tabiki mesajları Momo'ya göstermemişti. Her ne kadarda olsa, yazılanlar Heeseung'ın özeliydi ve başka birinin öğrenmesini istemiyor olabilirdi. Ki, 'arkadaşlarım dışında anlattığım tek kişisin' cümlesi de bunu kanıtlar nitelikteydi.Momo'nun kendisi için endişelendiğinden dolayı böyle yaptığını biliyordu. Fakat, atılan otuzdan fazla mesaj merakına yenilmesini sağlamıştı. Şu anda ise okuduklarının etkisiyle buluşmak istediği hakkında bir mesaj atmış, kendisine gelecek olan 'geldim' mesajını beklemekteydi.
Momo ve Sunoo ile çocukluk arkadaşıydı Jake. Bu yüzden birbirlerinin herşeyini bilir, en kötü ve en iyi zamanlarını birlikte geçirirlerdi. Şu anda da, Momo'nun evindeydiler. Arkadaşı, ailesine birşeyleri açıklamasıyla uğraşmaması için, direkt kendi evine götürmüştü kendisini.
Sonunda gelen bildirim sesi ile hışımla ekrana bakmış, istediği bildirimi alınca ise askıdan aldığı montuyla, Momo'ya bilmediği şeyler olduğu hakkında birşeyler zırvalamış ve kendini dışarıya atmıştı.
Aşağı inene kadar, iliklerine kadar titrediğini hissetmişti Jake. Fakat bu titreme soğuktan, ya da korkudan değildi. O kadar yoğun ve karmaşık bir ruh hali içerisindeydi ki, vücudu ne yapacağını bilmez bir hale gelmişti.
Karşısında, iki dizinin üzerinde, başı eğik, elleri yere dayalı bir Heeseung görmesiyle düşüncelerinden kurtulmuştu Jaeyun. Heeseung başını kaldırmadığı için Jaeyun'u farketmemişti daha.
Jake bir süre iç çekerek yerdeki adama bakarken, elinin eklem yerlerinin kan içinde olduğunu farketti. Ona hala sinirliydi ama, gönül işte. El vermiyordu acı çekmesine.
Hızlı adımlarla yerdeki gencin yanına yürüdü. Heeseung ise önünde gördüğü ayakkabılarla Jake'in geldiğini anlamış ancak sadece eğik başıyla, kendinden başka kimsenin fark etmeyeceği küçük bir tebessüm oluşmuştu dudaklarında.
Ağzından bir hıçkırık koptu sonra. Sonra bir tane daha. Bu hıçkırıkların ardı arkası kesilmez iken, gözyaşlarıda eklendi bu listeye.
Jaeyun ise gördüğü görüntüyle yüreğinde bir şeyler koptuğunu hissetti. İstemiyordu. Üzülsün istemiyordu. Jaeyun kimse üzülsün istemezdi şu hayatta. Sarılmak, yanında olduğunu fısıldamak istedi. Fakat Heeseung'ın hıçkırıkları arasında konuşmasıyla hiç bir şey yapamadı.
"S-Senden ne kadar ö-zür dilesem bo-oşa biliyorum. Ama özür dilerim Ja-ke. Tanrı ben-im belamı verseydi de, s-sana onları demeseydim keş-ke. Keşkeler hiç bir şey de-eğiştirmeyecek biliyorum. Ama telafi e-edebilirim. Yani umarım"(hsg)
Sona doğru sesi kısılmıştı. Jake ise akıtmayı beklediği gözyaşlarını tutmaya çalışır şekilde, pür dikkat dinliyordu, yerdeki adamı. Boğazını temizleyip, nefesini düzenlemeye çalışarak devam etmişti cümlesine.
"Senden hatamı telafi etmek için bir şans istiyorum Jaeyun. Sana senin ne kadar de-eğerli olduğunu hissettirmek için bir şans. Özür dilerim. Gerekirse sabaha kadar burda kalır özür dilerim senden. Sana değerli biri olduğunu hissettiremediğim için ç-çok özür dilerim Jaeyun. Seni dinlemediğim için özür dilerim. Sana söylediğim, ki asla ama asla haketmediğin, o iğrenç tabirleri kullandığım için özür dilerim. Sana attığım yumruk için özür dilerim Jaeyun. Senin y-erine kendime vurmuş olmayı diledim. Fakat olmadı Jaeyun. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Özür dilerim. Öz-ür dilerim"(hsg)
Jake transa girmiş gibi aynı şeyleri tekrarlıyan çocupa bakınca, akıtmayı beklediği göz yaşlarını tutmayı bıraktı ve kollarını bir anne, baba edasıyla sardı gencin titreyen vücuduna.
Göğsüne çekti Heeseung'ı. Aynı zamanla Heeseung'ın elleri sarmaladı küçüğün belini. Artık ikiside içli içli oturmuş yolun köşesinde ağlıyordu. Biri görse saat gecenin ikisi olduğu için korkabilir ya da belki deli olduklarını bile düşünebilirdi. Fakat o an ikisininde düşündüğü en son şey bile değildi bu.
Göz yaşlarının ve hıçkırıklarının izin verdiği kadarıyla konuştu Jake. "B-Ben sa-dece beni di-inle istedim. İ-İnanmaman um-rumda bile deği-ldi. Attı-ğın yumruk de-ğildi canımı acıtan. Sözlerindi, Hee. Bana bakan tiksinti dolu bakışlarındı canımı acıtan."(jke)
Heeseung kafasını gömdüğü göğüsten kaldırdıktan sonra, tam konuşacak iken Jake devam etti.
"Ama s-seni afdetme-den yapamıyorum Hee. O-olmuyor. Sen-den tek ist-teğim bana sö-öz vermen. Bir da-ha böyl-"(jke)
"Bir daha bö-öyle bir şey olması-na izin verm-eyeceğim. Senin ü-üzülmene, hele de ben-im için, asla izin v-vermeyeceğim"(hsg)
Heeseung konuşurken bir yandan da elini Jaeyun'un yanağına çıkarmış, göz yaşlarını silmeye başlamışken, tekrar konuştu.
"Jake"(hsg) Jake cevap vermek yerine sadece dinledi. "Yapmamalıyım değil mi?"(hsg) Bu sefer "Neyi?"(jke) diye sormaktan alıkoyamadı kendini. "Yapmamalıyım"(hsg) dedi bir daha. Konuşurken sürekli Jake'in dudaklarına bakması, tabiki Jake'in gözünden kaçmamıştı.
Fakat daha konuşamadan, dudaklarının üstünde bir sıcaklık hissetti Jaeyun. Heeseung'ın dudağını oynatmakta tereddüt ettiğini görünce, yarın ne olacağını umursamadan hareket ettirdi dudaklarını.
Hayır şehvet veya arzu duygusuyla öpmüyorlardı birbirlerini. Aksine, saf duygular barındıran, nefes aldıran bir öpücüktü bu. Kırmaktan korkar gibi bir incelikle öpüyordu Heeseung. Jaeyun'un yanağında olan eli beline gitmiş, vücutlarını olabilirmişcesine, daha da birleştirmişti.
Jake'in elleri ise Heeseung'ın ensesine çıkmıştı. İşte tam o anda, Jake'in eli ensesine çıkana kadar, sanki orada hep bir şeyler eksikmiş gibi hissetti Heeseung. Jaeyun'un alt dudağını emmeye başlamıştı. Hafif dişini bastırdığında ise, Jake'in açılan ağzı ile dillerde işe karışmıştı.
İkiside hep birbirlerine çekildiğini biliyor, sadece inanmak istemiyorlardı belkide. Fakat o gece dudaklarını ayırmaya gerek duymadan, ilk defa nefes aldığını hissetmişti ikiside.
Öptükleri dudaklarda hayatı bulmuşlardı. Yaşamak, nefes almak sadece bir öpücükten geçiyormuş meğer.
------------
uzadikca uzadi bu bolumde
cok duzyazi yazio sizi sikmakta istemiyom ama
yazmaliydim bu bolumu
on ucuncu bolum olmus bi zahmet birlessinler
neyse burayida uzatmicam
medyayi dinlwyin
seviliosunuz opuldunuz
BB💞💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CO√ER(HEEJAKE)
FanfictionÜnlü bir şarkıcı olan Lee Heeseung. Ve onun hayranı olup şarkılarını coverlayan Sim Jaeyun...♡ yan ship ~sunsun ~jaywon ~dahmo ~ryeji #1 cover #1 ramyeonz #2 simjaeyun #2 leeheeseung #4 dahmo