Tüm çiçeklerim diken olarak yeniden büyüdüler.
Ama o beni sıcak tutsun diye bir ateş yaktı.
Yıldızlı gözler gecemi aydınlatıyor.
Bebeğim gerçek olamayacak kadar güzel.
Ve beni korumak zorunda değilsin, ama benimle kaçar mıydın?
...Evdeki eski kitap ve mandarin kokusunu içine çektiğinde 24 saatten uzun bir süredir uykusuz olduğu gerçeğini unutmuştu Sirius. Eklemleri ağrıyordu ama Remus kalkana kadar gidemezdi.
Yatağında huzurla yatan adama baktı. Neyse ki sorunsuz bir dolunay geçirmişti ve herhangi bir yerini yaralamamıştı. Yine de dönüşümden kaynaklı, güneş kendini gösterdiğinde yorgunlukla bulundukları yere yığılıvermişti. Sirius'ta panik yapmış, kucakladığı gibi Remus'u eve getirmişti. Üzerine bir şeyler geçirmiş, üşüyen vücudu ısınsın diye tüm eve ekstra ısıtma büyüleri yapmıştı.
Şimdiyse saat öğlen 12'yi geçiyordu ve Remus hala uyanmadığı için canı sıkılıyordu. Kendisi de yanına kıvrılıp uyumayı düşünse de adamın kalkıp bir şey isteme ihtimaline karşın yatamıyordu. Ayrıca konuşmaları gerekiyordu. Daha fazla ertelemek istemiyordu Sirius.
Dün Remus kafasının karışık olduğunu söylemişti. Hak veriyordu ona. Tonks ile 2 ay gibi bir süredir birlikteydi. Yani geçen 2 ay onda anlamsız ve kopuk olmalıydı. Sirius ona her şeyi anlatacak ve daha sonra da kararları ona bırakacaktı.
"Başımda beklemene gerek yoktu" Yatağın ucunda oturmuş öylece düşünürken Remus'un çatlak sesi ile bakışlarını ona çevirmişti. Yarı açık gözlerle kendisine bakıyordu.
"Sana seninle olacağımı söyledim Remus"
Remus onu cevapsız bırakmış ve yatağında dikleşmişti. Saçları kuş yuvası gibiydi. Sirius'un zihni dolu olmasaydı ona çok tatlı olduğunu söyler ve öpücüklere boğardı. Bir süre sessizce durmuşlardı. Sirius bir konuşma olacaksa bunu Remus'un başlatması gerektiğini düşünüyordu.
"Tonks iksir mi verdi bana?"
"Hayır. Onunla konuştun mu?" Birden sana kara bir büyü yapılmıştı demek istemedi. Ayrıca tamamen etkilerinin geçip geçmediğini bilmiyordu. Ama geçmiş gibi gözüküyordu.
"Evet. Bana neden hayatımı senin için tehlikeye attığımı sordu. Sevgilisi olarak düşüncesiz davrandığımı söyledi. Ben de ona kendisiyle neden sevgili olduğumuzu bile bilmediğimi söyleyince birden benimle tartışma içine girdi. Seni kurtardığımdan beri düşünüyorum daha doğrusu düşünebiliyorum. Yaptıklarımı ve dediklerimi hatırlıyorum ama sanki ben yapmamışım gibi. Yani birisi benim bedenimde beni yönetiyordu ve bende uzaktan izleyiciydim. Senin aşağı düştüğünü gördüğüm o an ipleri yeniden elime alabildim. Kafam da sen hariç hiçbir şey yoktu o an. Sana bir şey olursa ne yaparım diye düşündüm ve şu an bu haldeyiz"
Cümlelerinin ardından oflayarak kafasını yatağın başlığına koymuş ve gözlerini kapatmıştı Remus. 2 ay cidden kötü geçmiş olmalıydı ve olanlara bir mana bulamamak onu yıpratıyor gibiydi. Tonks'un kendisine büyü yapacağı ihtimalini asla düşünmüyordu büyük ihtimalle. Onu arkadaşı olarak sevdiğini biliyordu Sirius.
"İlk Moody anladı. Sana kara bir aşk büyüsü yapmış Remus" Kesinlikle kafasında bu konuşmayı yapmak daha kolaydı. Başını kaldırarak kendisine bakan Remus'un gözlerinde gördüğü şaşkınlık ve üzüntüyü görmek zordu.
"Nasıl yani? Neden? Ne büyüsü, emin misiniz?" Sevdiği bir arkadaşının böyle bir şey yaptığına inanmak istemiyor gibi hızla sıralamıştı sorularını. Sirius o kızdan nefret etse de Remus'u anlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
the black dog - wolfstar
Fanfiction"Evet millet sanırım hepinize söyleme zamanımız geldi ben ve Remus birlikteyiz!" Yoldaşlık üyeleri ve hatta vaftiz oğlu dahi Tonks ve Remus'u tebrik ederken Sirius Black nefes almakta güçlük çekmeye başlamıştı. 14 yılda değişen şeyler yüzüne çarpma...