15 Eylül 2000
Gözlerinden durmaksızın yaşlar akan kadın hıçkırarak yeni doğmuş bebeklerine baktı. Mavi battaniyelere sarılmış miniklerden biri uslu uslu emziğini emerken diğeri emziğini çoktan atmış, yüzünü buruşturarak ağlıyor.
Kocası özel hastanenin en lüks odasına girdiğinde eşine baktı. Kadın bebeklerine bakarak ağlamaya devam ediyor.
"Bunu yapmak zorundayız."
Kadın elinin tersiyle yaşlarla ıslanmış yüzünü sildi. Veda etmek çok zor olacaktı ama kocasının dediği gibi bunu yapmak zorundalardı.
Emziğini emerek uyuyan oğlunu kucakladı ve son kez sıkıca sarıldı. Kocası büyük bir sabırla vedanın bitmesini bekliyordu.
"Affet bizi bebeğim. Kısa da olsa seni tanımak güzeldi. Seni hiç unutmayacağım Lee Felix."
Bir kez daha oğlunu öptü ve sonra onu bekleyen kocasına verdi. Kardeşini kaybettiğini anlamış gibi daha fazla ağlayan Yongbok annesinin kucağına gittiğinde sakinleşti ve hıçkırıkları iç çekişlere dönüştü.
***
2024
Yongbok'un yaklaşan doğum günü nedeniyle herkes büyük bir hazırlığın içindeydi. Hyunjin Cartier mağazasının sahibiyle koyu bir sohbete dalmıştı. Yongbok ise bacak bacak üstüne atmış asık bir suratla uzaklara dalmıştı.
"Yeni sezonun en özel koleksiyonu. Çok nadide parçalar var ve henüz piyasaya sürülmedi. Siz en özel müşterilerimiz tercih ederseniz oldukça hoş bir takım." Mağaza sahibi çekmeceden takı setini çıkardı.
Hyunjin takıları incelerken nişanlısına baktı. Yongbok yine çok neşeliydi (!)
"Hayatım gel ve dene lütfen."
Yongbok ayağa kalktı ve tezgaha yürüdü. Yapmacık bir gülümsemeyle takıları inceledi.
"Siz ne diyorsunuz Bay Lee?" Mağaza sahibi Yongbok'a bakıyor.
"Bay Hwang beğenmiş bile benim bir şey söylememe gerek var mı? Paketleyin gitsin."
Sehpanın üzerinde duran mini çantasını aldı ve mağazanın çıkışına yürüdü. Ultra lüks ve yalnızca vip kişilerin alışveriş yapabildiği avmnin koridoruna çıktı. Burada olmak istemiyordu. Hyunjin'i sevmiyordu ve onunla evlenmek istemiyordu.
Çünkü kalbi Jeongin'e aitti ve Jeongin için atıyordu.
"Bıktım senin rezilliklerinden!" Hyunjin insan içinde oldukları için Yongbok'u tutup sarsmak istese de yapamadı. Onun yerine Yongbok'un bileğini kavrayıp tüm gücüyle sıktı.
Yürümeye başladıklarında Yongbok sızlanarak Hyunjin ile aynı hızda yürümeye çalıştı.
"Hyunjin yavaşla."
Hwang Hyunjin fazla sinirliydi ve fazla sinirli olduğu zaman kendisine söylenen hiçbir şeyi önemsemezdi.
Dışarı çıktıklarında vale anında fırladı ve arabayı getirdi. Hyunjin ön kapıyı açtığında Yongbok ürkek adımlarla Hyunjin'in açtığı kapıya yürüdü. Koltuğa oturduğunda kapı sertçe kapandı.
Yutkundu. Az sonra büyük bir tartışma yaşanacaktı ve Hyunjin her zamanki gibi Yongbok'u aşağılayacaktı.
Hyunjin direksiyonun başına geçtiğinde gaza yüklendi ve araba vınlayarak kalkışa geçti.
"Yavaş kullan şunu." Otoyola çıkmışlardı ve Hyunjin çatık kaşlarıyla yola bakıyordu.
"Kes sesini!"