Gözlerimi zar zor açtığımda tavana bakakalmıştım. Hastanedeydim. Buraya ne zaman gelmiştim? Sağ tarafa doğru bakışlarımı çevirdiğimde annemin ağlayarak telefonla konuştuğunu gördüm.
''A-anne?'' zar zor anneme seslenmemle annem elindeki telefonu fırlatıp yanıma oturdu. Ellerimi avucunun içine alıp öptü. ''Güzel oğlum.'' ağladığından dolayı pek fazla konuşmadı ve sadece sarıldı. ''A-anne a-ağlama. Üzülü-yorum ben.'' yavaşça geri çekilip gözyaşlarını sildi. ''Tamam ağlamıyorum bebeğim. Sadece sana bir şey olacak diye korktum.'' Burukça gülümsedim. ''Korkma anne. Bak buradayım.'' Yanağımı öptü ve yerinden kalktı. ''Ben doktoru çağırayım.'' deyip odadan çıktı.
Bi süre bekledikten sonra doktorla annem gelmişti. Bana belli etmese bile annemin yüzünde korku vardı. Annem tekrardan yatakta oturup elimi okşayıp öpmüştü. ''Jimin Bey ben doktorunuz Charlie Puth. Nasılsınız?'' ''İ-iyiyim teşekkür ederim.'' Gülümseyip elindeki kağıtlara baktı. ''Doktor bey oğlumda bir şey yok değil mi? Sadece stresten olan şeyler.'' annemin panikle söylediklerinden doktor elindeki kağıtlara baktı. Yüzü düşmüştü. ''Bayan Park bana bir süredir başınızın ağrıdığını ve görmede sıkıntı çektiğinizi söyledi. Doğru mu Bay Jimin?'' ''Evet doğru. Baş ağrımı stresten olduğunu düşündüğüm için hastaneye gitmedim. Göz içinde doktora gitmiştim. Geçiçi görme bozukluluğu olduğunu söyledi.'' Kafasını sallayıp tekrardan kağıtlara baktı. ''Bunu size nasıl söyleyebilirim bilmiyorum.'' Kağıtları masaya koyup bi anneme bi bana bakıyordu. ''Neyi Doktor Bey? Oğlumda ne var?'' ''Öncelikle sakin olun Bayan Park. Oğlunuzun beyninde tümör var.''
Doktorun söylediğiyle donup kalmıştım. Annem ise ellerini benden çekmiş ayağa kalkmıştı. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. ''Şaka yapıyorsunuz Doktor Bey? Öyle değil mi? Benim oğlum sağlıklı.'' Doktor anneme bir bardak su vermiş ve koltuğa oturtmuştu. Ben ise hala şokun etkisindeydim. ''Sakin olun Bayan Park. Jimin Bey bugün hastanede kalması gerek. İyi huylu mu yoksa kötü huylu mu olduğunu öğrenmemiz gerek. Şu anlık endişe edeceğiniz bi durum yok. Sonuçlar çıktığında gerekli uygulamaları yapacağız.'' Annem başıyla onayladı. ''Geçmiş olsun Jimin Bey.'' deyip odadan çıktı.
Anneme bakıyordum. Bana bakıp gülümseyip yanıma geldi. ''Korkma benim güzel oğlum. Geçecek.'' cevap verememiştim. Benim bu baş ağrılarım tümör yüzünden miydi? ''Oğlum?'' ''Ah, biliyorum anne geçecek.'' gülümsedim. ''Babana haber verdim. Gelecek.'' başımla onayladım. Babama kırgındım. Annem yanağıma buse kondurup elimi tuttu. ''Anne Taehyung ile Jin hyung'un haberi olmasın. Ben kendim söyleyeceğim.'' ''Sen nasıl istersen oğlum.'' gülümsedim. Annem ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Güçlü durmaya çalışıyordu. ''Anne sakın ağlama. Bak daha testlerin sonucu çıkacak. Kötü düşünmeyelim kötü olmasın. Hm?'' Annemin dolu gözlerinden yaş akınca bana sıkıca sarıldı. ''Sana bir şey olmasından korkuyorum bebeğim. Sen benim tek varlığımsın. Seni çok seviyorum.'' Annem daha şiddetli ağlayınca kendimi geri çektim. ''Bende seni seviyorum annem. Ama sen böyle ağlarsan ben daha da kötü olurum. Lütfen ağlama.'' Başıyla onaylayıp burnunu çekti. ''Şimdi ben biraz uyuyayım annem olur mu? Yorgun hissediyorum.'' ''Tamam oğlum bende biraz hava alayım.'' başımla onaylayıp uzandım. Korkmuyordum. Yani sanırım korkmuyordum.
-
''Bana niye başından söylemedin Jolin?''
''Tanrı aşkına Yu-Jun. Ne kadar söylemem gerek? Daha yeni öğrendim.''
''Ben çok büyük aptallık ettim. Jimin belki de bu yüzden buluşmamızı istedi.''
''Aptalsın Yu-Jun.''
Gözlerimi aralayıp tartışan ikiliye baktım. Babam gelmişti. Tartışmaya devam eden ikili bana bakıp susmuşlardı. Babam yanıma gelip gülümsedi. ''Nasılsın Jimin?'' ''İyiyim baba.'' gözlerini yüzümde gezdirdi. Pişman olmuş gibiydi. ''Ne zaman geldin baba?'' ''Bir saat oluyor.'' Başımı sallayıp anneme baktım. ''Neyi tartışıyordunuz?'' ''Hiç bir şey tatlım. Tartışmıyorduk. Sadece sohbet ettik.'' yanıma gelip yanağımı sıktı.
''Jimin ben özür dilerim.'' bi anda babamın dediğiyle şaşırmıştım. Beklemiyordum. Bakışlarımı babama çevirdiğimde ağlıyordu. Ellerinin üstüne ellerimi koydum. ''Baba ben unuttum olanları. Merak etme.'' gözlerindeki yaşları silip annemin uzattığı suyu içti. ''Jimin sen ve kardeşin benim için çok değerlisiniz. Ben o zaman sana yanlış tepki verdim. Cidden çok özür dilerim.'' Nefesimi verip anneme baktım. Dolu gözleriyle gülümseyip bana bakıyordu. Babamdan ellerimi çekip sarıldım. ''Baba sorun yok. Dediğim gibi ben unuttum sen de unut olur mu?'' Babamın kolları beni daha çok sarmasıyla daha fazla ağlamaya devam etti. Ben ise hiç bir tepki veremiyordum çünkü gerçek gelmiyordu bana. Annem de ağlayarak arkama oturup sarılıp ağlayınca boğulduğumu hissettim. "Ama siz böyle yaparsanız ben daha da kötü olacağım. Anne! Baba!" Geri çekilmeyip daha da sıkmışlardı. Evet harbiden boğuluyordum. "Tümörden değil de sizin beni boğmanızdan öleceğim." Anında iki beden geri çekilip ayağa kalkmışlardı. "Üzgünüm oğlum. Hem ölüm mölüm deme. Tanrı korusun seni." Annemin dediğiyle gülümsemiş uzanmıştım. "Sizden bi isteğim var." İkisi de meraklı gözlerle bana bakmışlardı. "Evet oğlum. Ne istersen." Babamın dediğiyle sırıttım. "Beraber uyuyalım mı? Biliyorum büyüdüm ama uzun zaman oldu." İkiside beklemiyormuş gibi birbirine baktılar. "Benim için olur oğlum da baban rahatsız olur." Bakışlarım babama döndüğünde çoktan yanıma yatmıştı. "Benim için bir mahsuru yok. Oğlum için sonuçta." Kıkırdayıp annem de diğer yanıma uzanmıştı. "Özlemişim bu duyguyu." İkisinden de tek kelime çıkmayınca susmaya karar verdim.
-
"Jolin Hanım, Jimin Bey, Bay Yu-Jun?"
Doktorun adımızı söylemesiyle kalkmıştık. Saat kaç olmuştu? Annemin ve babamın benim üstünde elleri kenetli bir şekilde görünce duygulanmıştım. Beynimde tümör olduğu için ağlamamıştım ama annemle babamı görünce az daha ağlayacaktım. Annemle babam ellerine bakıp kısa bir şok geçirdikten sonra kendilerine geldiler ve ayaklandılar.
"Günaydınlar efendim. Kusura bakmayın rahatsız ettim ama sonuçlar çıktı." Merakla uzandığım yerden doğrulup doktora baktım. "Umarım iyi huyludur." Annemin dediğiyle nefesimi tuttum.
"Maalesef iyi huylu değil Bayan Park. Gerekli tedaviyi yapmamız gerekiyor. Eğer tedavi sonuç göstermezse ameliyata almamız gerekecek. Ve eğer ameliyat olursa felçli kalma yada.." doktor derin nefes alıp bize baktı. "Yada ne doktor! Söylesene!" Babamın bağırmasıyla irkilmiştim. "Ölebilir." Doktorun dediğiyle boğulu olan gözlerimden yaşlar damladı. Hiç bir şey duymuyordum. Annemin çığlık ve ağlama sesleri boğuk geliyordu. Ve de babamın annemin sakinleştirme sesi. Odaya iki tane hemşire gelip anneme sakinleştirici verip ayrı odaya almışlardı.
Ben ise annem gitmesine rağmen hâlâ çığlık seslerini ve ağlamasını duyuyordum.
Yazım hatalarım varsa affola.
<3