Çırpındım arkamdaki devasa elin gücünden kurtulmak için ancak çabalarım boşunaydı. Fazlasıyla güçlüydü... Ben çırpındıkça gücü daha da artıyor gibiydi. Ben kurtulamazsam beni yok edecekti belliydi. Ölmek istemediğim için debelenmeye devam ederken bir anda arkamdaki kişinin nefesini kulağımın dibind ehissettim.
"Boşuna çabalama kurtulamazsın." bozuk bir aksanla bunları söylediğinde bakışlarım beni tutan ellere kaydı. Büyük kocaman ve yeşil renktelerdi.
"Tanrım!" bağırmaya çalışırken ağzımdan boğuk bir ses duyulmuştu yalnızca. Arkamdaki şeyin ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu. Ancak bir şeyden eminsem o da insan olmadığıydı...
"Hadi Hexs portalı aktif et de şu sürüngen bozuntusu kızın yokluğunu fark etmeden buradan gidelim" iğrenç sesiyle bunları söylediği sırada ejderha arkasına dönüp bir kere bile bakmamıştı. O anda kalbimin çatırdadığını hissettim. Onun için önemli olduğumu sanıyordum. Yanılmış mıydım yani?
"İşte böyle uslu kız." kulağımın dibinde hissettiğim sesle birlikte hareketsiz bir halde öylece durduğumun farkına vardım. Ben Batı Krallığının prensesiydim! Ne olursa olsun kolay bir şekilde pes edemezdim!
Sert bir şekilde kafamı arkaya doğru çarptığım sırada arkamdaki yaratığın ağzından büyük bir feryat firar etmişti.
"AHH! Seni gidi küçük pislik!" acı dolu iniltileri duyulurken onun kolları arasından kurtulmayı başardım. Tüm gücümü boğazımda toplarken olanca gücümle bağırmıştım.
"KADENNNN!" ejderha anında sesime tepki verdi ve bana doğru döndü. Yeşilleri kocaman açılırken arkamdakiler tarafından alıkonduğumu anlamıştı bile. Hızla bana doğru yöneldiği sırada bende ona doğru koşmak için adım atmaya çalıştım. Ancak arkamdaki yaratık hemen kendini toparlamış ve beni tekrardan tutmuştu.
"Katherina!" hızla bana doğru yaklaşırken çaresizce elimi havaya kaldırarak sanki onu tutabilirmişim gibi öne doğru atılmaya çalıştım... Parlak bir enerji ortalığı kaplarken ejderhanın yüzündeki üzüntüyle karışık kızgın ifadeyi okuyabiliyordum.
Ejderha gözümün önünden tamamen silinirken elim havada asılı kalmış bir halde öylece kalakaldım.
"Kaden..." dudaklarımın arasından sessizce onun adı dökülürken gözlerim dolmaya başlamıştı bile. Beni kurtaramamıştı. Oysaki beni sevdiğini sanmıştım...
"Lanet olasıca kadın." göz yaşlarımı bastırmak adına gözlerim kapalı bir şekilde dururken sertçe kollarımdan tutularak beni kaçıran yaratığa doğru çevrildim. Yaşadığım hayal kırıklığından dolayı ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
"Neredeyse burnumu kıracaktın!" sert bir şekilde bunları söylediği sırada hırsla gözlerimi açarak ona baktım Ve ikinci bir şoku o anda yaşadım. O şey tüm vücudu yeşil bir adamdı.
"S-sen nesin böyle?" geri geri adımlarken sırtım sert bir şekilde duvara çarpmıştı. Her yeri yeşil olan adam bana bakarken ondan korktuğumu fark etmişçesine sırıtarak bana doğru yürümeye başladı.
"Ne oldu yoksa benden korktun mu?" bozuk aksanıyla birlikte bunları söylediği anda duraksadım. Ve kendimi ciddi olmaya zorlayarak yüzüne baktım.
"Senden korkmama için bir sebep yok!" diyerek sert bir şekilde konuşmaya çalıştım. Ancak sesim yinede hissettiğim heyecanı ele vermişti. Kendimi ne kadar zorlarsam zorlayayım elimde değildi. O şey fazla tuhaf gözüküyordu.
"Ben bir goblinim. Adım Bernard." tuhaf ve sakin bir şekilde kendini tanıttığında ondan bunu beklemediğim için şaşırmıştım. Kaba ve sert görünüyordu aksanından dolayı konuşması da böyle hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejderhanın Tutsağı
FantasíaBen kralın biricik kızı, krallığımızın yegane prensesi Katherine Bloom'um. Her zaman ne istersem elde etmiştim. Kralın kızı ve aynı zamanda tek çocuğu olduğum için bana hiç bir zaman saygıda kusur edilmemişti. Haliyle durumlar böyle olunca azıcık da...