Önceki bölümde teknik bir sıkıntı yaşanmış sanırım ve olduğundan daha kısa görünmüş bazı okuyuculara. Yeni bölüme geçmeden önce tekrar kontrol edip okursanız sevinirim.
Keyifli okumalar :)
_
Yazar'dan;Eve geri dönüp, düşünceli bir şekilde yatağında öylece oturuyordu Atlas.
Arzu'nun gece Barış'ın evinde kalacağını bildiği için yemeği daha sonraya ertelemek istemişti Atlas. Barış ise bu duruma her ne kadar üzülse de kabul etmekten başka bir çaresi yoktu.
"Yine niye öyle üzgün ve sessiz oturuyorsun?"
Ilgaz'ın sorusu üzerine daldığı yerden çıkıp dikkatini ona verdi.
"Öyle düşünüyordum."
"Barışla yemek nasıl geçti? Kutladınız mı iş başarınızı?"
"Hayır."
"Hayır mı? Bir sorun mu çıktı?"
"Çıktı. Adı Arzu olan koca bir sorunumuz var artık."
"Arzu mu o kim?"
"Barış'ın eski sevgilisiymiş. Bir gittim eve kapıyı bu açtı bana..Hayır misafir olduğun evde kapı açmak nedir ya? Bu evin bir sahibi var değil mi gelip açacak kapıyı."
"Kapıyı o kadın açtığı için mi döndün yani anlamadım."
"Hayır. Barış da arkadan gömleğinin önü açık bir şekilde çıkınca ben olayı tamamen yanlış anladım."
"İyi de diyelim ki eski sevgilisi değil, kız arkadaşı. Bu senin açından bir şey değiştirir mi? Sonuçta siz arkadaşsınız, Barış genç ve bekar bir adam. Üstelik senden farklı olarak hayatını bir noktaya bağlayıp orada kalmak istemeyen biri. Bugün eski sevgilisi çıkar, yarın gerçekten aşık olduğu biri açar sana kapıyı."
"Bana ne kiminle birlikte olursa olur." Dedi yatağından sinirle kalkıp. Odanın içinde dolanırken devam etti anlatmaya.
"Biliyorum zaten Barış'ın çevresini. Güzel kadınlar hep varmış çevresinde ve hâlâ da varlar. Arada bir yerlerde mutlaka tanıdıklarıyla karşılaşıyoruz."
Bu söylediği şey ile Ilgaz emin olmuştu Atlas'ın neler hissettiğinden. Barış'ın çevresindeki güzel kadınlara özellikle vurgu yapması da kendini farketmeden onlarla kıyaslamasının sonucuydu.
Çünkü Atlas'a göre Barış bu kadar güzel kadınlar varken bir erkekle beraber olmak istemezdi. Zaten eşcinsel veya biseksual de değildi.. Ve o kadınlar varken de onu sevebilecek bir erkeğin şansı yoktu.
Hatta ona platonik bir şekilde aşık olabilecek bir erkeğe içten içe üzülmüştü bile. Aklına gelebilecek her türlü olasılığı düşünüyordu ama o yere kendini koymadan yapıyordu bunu.
Bu da hissettiklerinin yeni olmasından dolay henüz kabullenmekte zorlandığını gösteriyordu.
Ve belli ki kabullenmesi de hiç kolay olmayacaktı.
Yıllar önce.
"Ne konuşuyordunuz siz öyle o Burak denen çocukla fısır fısır?"
"Burak mı ne zaman?"
"Beni sinirlendirme Ilgaz! Soruma cevap ver bakalım."
"Gerçekten anlamadım. Ne zaman konuşmuşuz ki?"
"Bugün öğlen ofiste işte. Kahve almaya gelince beni görüp durdunuz..
Bu çocuk sana mı yürüyor yoksa? Yada aranızda bir şey mi var? Gerçi beni ilgilendirmez de öyleyse eğer bilelim sevgilinin kim olduğunu sonuçta arkadaşız ya hani.""Ha onu diyorsun sen." Dedi dudakları kıvrılarak.
"Ne gülüyorsun çok mu komik?"
"Sen Burak'ı mı kıskandın?"
"Seni ciddiyete davet ediyorum Ilgaz."
"İyi de Atlas'ım şöyle bir şey var; Burak bizim ofisten Sezgi'ye aşık. Nasıl açılacağını falan da bilemiyor çocuk o yüzden bana anlatıyordu ve de bu yüzden sessizce konuşuyorduk."
"Ha öyle mi?"
"Öyle." Dedi Atlas'a bir adım daha atarak. İkisinin arasındaki mesafe iyice kısalırken Atlas'ın sırtı duvarla buluştu.
"Geçen gün de şu karşılamada oturan kızdan kıskanmıştın sen beni. Neydi onun adı? Hah! Lidya denen kız."
"Kıskanmamıştım!"
"Burak niye peki? Kenardan o kadar mı ilgili duruyorum hemcinselerime karşı?"
"Bilmem ilgili misin?"
"Bilmem ilgileneyim mi?"
"Üff laf cambazlığı yapma!"
"Yekten konuşalım diyorsun. Olur.."
"Ne konuşacağız ya bırak beni gidiceğim."
"Gerçekten anlamıyor musun yoksa anlıyorda anlamazdan mı gelmeyi tercih ediyorsun?"
"Neyi?"
"Atlas bir kere soracağım ve bir daha olmayacak..Ben senin için gerçekten arkadaş mıyım yoksa bana karşı farklı duyguların var mı?"
"Bu neyi değiştirir ki?"
"Çok şeyi tabii ki. Sen hele bir söyle.."
"Söyleyemem." Dedi yüzünü diğer tarafa çevirerek. Ilgaz ise çenesinden tutarak tekrar bakışlarının birleşmesini sağladı.
"Söyleyeceksin. Kollarımdan kurtulmanın başka bir yolu yok!"
"Yapamam benden uzaklaşmanı yada iğrenmeni istemiyorum. Böyle iyiyiz böyle kalalım."
"Bunu söyleyerek cevabı verdin zaten. Yanılmamışım, demek gerçekten bana aşıksın."
"Tamam öğrendin işte bırak şimdi!"
"Bırakmam! Bırakamam ki.."
"Neden?" Hâlâ Atlas'ın çenesini tutan parmağının tekini dudaklarına çıkardı Ilgaz.
"Çünkü utandığı için al al olmuş şu güzel dudaklarından öpmem gerek." Diyerek dudaklarını Atlas'ınkiyle birleştirince karşısındaki bedenden de cevap gecikmedi.
_
Bu bölüm biraz kısa oldu biliyorum çünkü sıradaki bölüm....🤫
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Körü [bxb]
Ficción GeneralAtlas, beş senedir ölen kocasının hayaleti ile konuşuyordu. Ailesi ise onun yeni bir hayata başlaması, yeniden sevip, acılarını unutması için görücü usulü bir buluşma ayarlamıştı..🥀