kapanan kapılar ve açılan yollar

4 0 0
                                    

7. Bölüm: Kapanan Kapılar ve Açılan Yollar

Felix, çekimden sonra biraz daha sessizleşmişti. Hyunjin ile geçirdiği her an, onu kendine doğru çekiyordu. Bugün bile, gözlerinin önünden bir an olsun gitmeyen o anı düşünmekten kendini alamıyordu. Hyunjin’in bakışları, o yumuşak ve huzur veren bakışları, her anında Felix’in içindeki huzursuzluğu daha da derinleştiriyordu. Ama Felix, kendini o kadar kaybetmekten korkuyordu ki, duygularını bastırmak için her şeyini veriyordu.

Stüdyodan çıktıktan sonra, Felix menajeri Changbin ile birlikte arabaya bindi. Normalde, bir iş günü daha sona erdiğinde her şeyin bitmiş olacağını düşünürdü, ama bu sefer farklıydı. İçindeki karmaşa daha da büyümüş, duygularının kontrolü iyice zorlaşmıştı. Hyunjin’i düşünmek, gözlerinde her an beliren o anları yaşamak, ona dokunmak… Bunlar, Felix’in ne kadar uzak durmaya çalışsa da bir şekilde zihninde yer etmeye devam ediyordu.

Felix arabanın camından dışarıya bakarken, içinde bir şeylerin kırıldığını hissetti. Hyunjin’le her geçen gün biraz daha yakınlaşıyorlardı, ama bu yakınlık, Felix’in kalbini bir o kadar korkutuyordu. Ne yapacağını bilmiyordu. Hyunjin’in gözlerine bakarken, ona karşı hissettiklerini anlamak istiyor, ama bir o kadar da reddediyordu. Hyunjin’in hayatında sadece bir iş arkadaşı olarak kalmak, ona yaklaştıkça kalbinin hızla atmasının sebebini kabullenememek, Felix’i içsel bir çatışmaya sokuyordu.

“Felix, bir şeyler seni rahatsız ediyor gibi görünüyor,” dedi Changbin, Felix’in sessizliğini fark ettiğinde. Felix, kafasını çevirdi ve menajerinin yüzüne baktı.

“Yok, sadece yorgunum. Bu çekim biraz uzun sürdü,” diye geçiştirdi. Ama gözlerinde bir şeyler vardı. Bir şeyin eksik olduğunu, bir şeyin yanlış gittiğini hissediyordu. Changbin, Felix’in söylediklerinin aksine onu iyi tanıyordu ve bu yüzden daha dikkatli bir şekilde sordu: “Gerçekten iyi misin? Belki biraz daha dinlenmen gerekebilir.”

Felix bir an için sustu, sonra başını sallayarak yanıtladı. “Evet, iyiyim. Gerçekten. Bu kadar ilgilenmene gerek yok.”

Changbin, Felix’in huzursuz olduğunu anlayarak konuyu değiştirmeye karar verdi. “Bu kadar uzun süre kameralar karşısında olmanın getirdiği bir yorgunluktur belki de. Ama bir dahaki sefere biraz daha dikkatli olalım. Çok fazla çalışmak sana zarar verebilir.”

Felix, menajerinin sözlerini duyarken, bir an için Hyunjin’i düşündü. Hyunjin’in yanında olmak, bu kadar yakın olmak, ona karşı beslediği bu çekim… Bir şeylerin değişmekte olduğunu, belki de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağını fark etti. Ama bir adım geri attı. Bu duyguları reddetmek istiyordu. Ne kadar güçlü olursa olsun, hislerini inkâr etmek, kendini bu karmaşanın içine sürüklemektense, yalnızca geçmişteki soğukkanlı Felix olmak istiyordu.

Felix, arabadan inip eve girdiğinde, içindeki tüm duygusal karmaşayı biraz daha bastırmaya çalıştı. Ama Hyunjin, zihninden bir türlü çıkmıyordu. O anı tekrar yaşarken, vücudunun her bir köşesinde hissettiği bu gerginliği anlayamıyordu. Gerçekten ne hissettiğini bilmiyordu. Hyunjin, ona o kadar yakınken, Felix’in kendi içinde kaybolmuş gibi hissetmesine yol açıyordu.

Ertesi sabah, Felix’i yeni bir çekim günü bekliyordu. Stüdyoya geldiğinde, Hyunjin’i tekrar gördü. Ama bu kez, Hyunjin’in yanında başka biri vardı. Changbin de onlarla birlikteydi, ama Hyunjin’in yanında gördüğü kişi, Felix’in hiç tanımadığı bir adamdı.

Hyunjin, adamla bir şeyler konuşurken, Felix kendini bir anda yabancı bir yerde buldu. O kadar yakın olduklarını hissettiği Hyunjin, bu yabancı adamla konuşurken, Felix bir anlık bir kıskançlık hissetti. Ama hemen bastırdı. Böyle hissetmemeliydi. Ne hakla Hyunjin’e karşı böyle duygular besliyordu? O sadece iş arkadaşıydı.

Felix, Hyunjin’i gördüğü andan itibaren ona yaklaşmaya karar verdi. Ama her adımda, içindeki hisleri reddetmek daha zor hale geliyordu. Hyunjin’in gözleri, Felix’i gördüğünde bir an için parladı. Gözlerindeki o anlık dikkat, Felix’in kalbini hızla çarptırdı. Ama Felix, kendini korumak için içinden bir şeyler söylemeye çalıştı. Bu sadece bir çekim, bir iş ilişkisi… Hyunjin’e bu kadar yakın olmak, hiçbir şey ifade etmiyordu.

“Hazır mısınız?” Changbin’in sesi, Felix’in düşüncelerini keserken, ikili çekime odaklandılar. Hyunjin, Felix’e doğru bir adım attı. “Seninle çalışmak çok keyifli, Felix,” dedi, gülümseyerek. Felix, ona en soğukkanlı şekilde bakarak cevap verdi. “Evet, bence de.”

Çekim boyunca, her şey olduğu gibi geçti. Ama Felix’in içindeki çekim, tüm bunların gerisinde bir gölge gibi peşinden geliyordu. Hyunjin’in gülümsemesi, bakışları, tavırları… Hepsi bir şekilde Felix’in ruhunda yankı buluyordu. Ve ne kadar reddetse de, hislerini kabul etmenin zamanı gelmişti.

Felix, o an ne kadar direnmeye çalışsa da, içindeki bu yoğun hisleri bastırmak daha da zorlaşıyordu.

Yeni ficimin adı kırık kanatlar

PERDE ARKASI/HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin