16

1 0 0
                                    

---

16. Bölüm: Derin Düşünceler ve İtiraflar

Felix, Hyunjin’in söyledikleriyle kafasında bir soru işaretiyle doluyordu. Hyunjin’in "Seni çok düşündüm" şeklindeki sözleri, onun için anlam taşımıştı. Bir an sessiz kalan Felix, derin bir nefes aldı. O anda hissettiği karmaşık duygular, içindeki huzursuzlukla birleşerek onu harekete geçirdi.

Hyunjin, Felix’in sessizliğini fark etti. “Felix, sana açıklamak zor... Bunu gerçekten sadece çizdim, başka bir şey değil,” dedi, ancak sesindeki tedirginlik hala kaybolmamıştı. Gözleri yere kaymıştı, adeta söylediği şeylerin Felix’i nasıl etkilediğinden endişeleniyordu.

Felix, Hyunjin’in söylediklerini duyduktan sonra, bir adım ileri atarak Hyunjin’in gözlerinin içine bakmaya başladı. Gözlerinin içine derin derin bakarken, Hyunjin biraz geriledi. Felix, içindeki soruyu tutamadı ve nihayet sordu:

“Beni çok mu düşündün, Hyunjin?”

Hyunjin’in gözlerinde bir anda bir şeylerin değiştiğini fark etti. Sanki, Felix’in sorusu onu beklediği bir anı yakalamış gibiydi. Hyunjin derin bir nefes alarak başını eğdi. “Evet, düşündüm. Ama bunu... bunu düşündüğümde, seninle ilgili sadece güzel şeyler düşündüm. Ama seninle ilgili bu kadar derin duygularım olduğunu anlamadım. Bunu seni tanıdıkça fark ettim, Felix,” dedi, sesi yumuşak, ama içinde bir parça korku vardı. Gözleri kaçtı, ama bu defa kaçan sadece gözleri değildi, kalbinin içindeki duygularıydı.

Felix, gözlerini biraz daha kısıp, dikkatlice Hyunjin’i izledi. “Sadece düşünmekle kalmadın, değil mi? Resmini çizdin. Ama... bunu neden yaptın, Hyunjin? Bir resim... gerçekten sadece bir resim mi?”

Hyunjin, Felix’in bakışlarına ne diyeceğini bilemeden birkaç saniye sessiz kaldı. Kalbi hızla çarpmaya başlamıştı. “Bunu... çünkü senin hakkında her düşündüğümde, sana karşı bir şeyler hissettiğimi fark ettim. Ve bu resim, belki de hislerimi anlamama yardımcı olur diye düşündüm. Ama itiraf etmek gerekirse, seni düşündükçe, hislerim karmaşıklaştı, Felix,” dedi, sesi hafifçe titreyerek.

Felix, Hyunjin’in söylediklerini duyduğunda, kalbi çarpmaya başladı. Bir an, her şeyin nasıl değiştiğini hissetti. Bu kadar uzun süre birbirlerinden kaçarken, Hyunjin’in ona olan hislerini bu kadar doğrudan bir şekilde öğrenmek, Felix için şaşırtıcıydı. Ama bu duygu karmaşası içinde bir şey daha vardı: Belki de Hyunjin’in ona karşı hissettiklerini kendi içinde reddetmişti, çünkü bu duygu ona fazla yakındı.

Felix, biraz daha derin bir nefes alarak, “Seninle ilgili hislerimi de fark ettim, Hyunjin. Ama bu kadar hızlı... her şeyin bu kadar hızla gelişmesi... çok korkutucu,” dedi, biraz hüzünlü bir şekilde.

Hyunjin, Felix’in söylediklerini duyduğunda, gözlerini ondan ayıramadı. "Korkuyor musun? Ama... belki korkmamalısın. Çünkü seninle geçirdiğim zaman, her şeyin doğal ve doğru hissetmesini sağlıyor. Ve seninle olmanın, içimi daha huzurlu hale getirdiğini düşünüyorum," dedi, gözlerinde bir güven ve samimiyet vardı.

Felix, Hyunjin’in söylediklerinden etkilenmişti. Ama o an, kalbindeki duyguları kabul etmenin, ona hiç de kolay gelmeyeceğini fark etti. Hyunjin’e bakarken, aralarındaki bağın derinleştiğini hissediyordu ama bir o kadar da korkuyordu. Çünkü bu bağ, her an her şeyin değişebileceği bir noktaydı. Ve Felix, bazen bir şeyi çok istemenin, sonrasında kaybetmekten korkmak olduğunu çok iyi biliyordu.

Felix, biraz daha geriye çekilerek, "Bilmiyorum, Hyunjin. Ama belki de şu an bu kadar yakından konuşmamız, her şeyi zorlaştırıyor. Ben... ben hislerimi karıştırıyorum. Ama belki zamanla, her şeyin daha netleşmesini sağlarız. Şu an, sadece birbirimizi daha iyi anlamaya çalışmamız gerek," dedi.

Hyunjin, Felix’in söylediklerini duyduğunda, her şeyin ne kadar karmaşık hale geldiğini fark etti. Ama yine de, Felix’e duyduğu duygulardan vazgeçmek istemiyordu. "Zamanla, Felix. Zamanla her şeyin yerli yerine oturacağını düşünüyorum. Ama unutma, ben hep buradayım. Bizim için bir yol hep var," dedi.

Felix, Hyunjin’in son sözlerine bir süre daha sessizce baktı. "Evet... belki de," dedi, ama sesi kararsızdı.

Bölüm sonunda, ikili birbirlerine bakarken, aralarındaki sessizlik, her şeyin başlangıcını simgeliyordu. Hyunjin’in çizdiği resim, sadece bir tablo değil, aynı zamanda birbirlerine olan hislerinin bir yansımasıydı. Ancak, bu duyguların kabul edilmesi ve bir arada yaşamaya başlanması, daha uzun bir yolculuğun başlangıcıydı.

---

PERDE ARKASI/HYUNLİX Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin