MIYABALARRR👋👋🧚 YENI BÖLÜM GELDIII
Eve vardığımızda zili çaldım. Birkaç saniye sonra kapı açıldı ve açan kişi Demir abimdi. Onu karşımda görmeyi beklemediğim için şaşırmıştım doğrusu. İçeri girdiğimde, içeriden gelen konuşma sesleri dikkatimi çekti. Bu sesler sadece Yelda Hanım ile anneme ait değildi. Salona girdiğimde, koltuklarda oturan kişilerle gözlerim büyüdü. Annem ve babam, gülümseyerek Yelda Hanım ve Giray Bey ile konuşuyordu. Bir dakika... NE? Annem beni fark edince gülümseyerek, "Kızım hoş geldin. Biz de sizi bekliyorduk, hadi hep beraber sofraya geçelim." dedi.
Şaşkınlıkla, "Anne, bir konuşabilir miyiz?" diye sordum. Gerçekten de yarım saat önce Yelda Hanım'a katlanamıyordu ve şimdi karşısında kahkaha atıyordu.
Alışıyorlar işte şekerim sonra daha bunl-
Spoi vermeyi keser misin iç ses?
Annem bana bakarak, "Konuşacağız, annem, ama hep beraber konuşacağız," dedi.
Yemek masasına doğru ilerlediğimizde, ben Yiğit'le Demir abimin arasında kalan sandalyeyi çekip oturdum. Herkes yemeğe odaklanmıştı. Kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu. Ortamda garip bir sessizlik hâkimdi. Demir abime kaş göz işareti yaparak bir şeyler anlatmaya çalıştım, ama anlamayınca gözlerimi devirdim ve masanın altından ayağına hafifçe dokundum.
"AĞHH ÖK-" upss biraz sert vurdum galiba. Bana dönüp bir şeyler söylemeye başlayacakken, misafirlerin olduğunu hatırlayıp sustu.
Eğilip kulağına yaklaştım ve fısıldayarak, "Biz dışarıdayken bu evde ne oldu? Niye herkes böyle?" diye sordum.
Demir, "Ben de sizden birkaç dakika önce geldim. Benim de ne olduğuna dair bir fikrim yok," dedi.
Anlamış gibi başımı sallayıp, şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım. Yemek boyunca aramızdaki bu tuhaf sessizlik ve belirsizlik devam etti. Masada bir şeyler değişmişti ama neyin, neden bu kadar çabuk değiştiğini anlamamız gerekiyordu.
Giray Bey boğazını temizledi ve konuşmaya başladı. "Kızım, biz Şeyma Hanım ve Alpay Bey ile bir karar aldık," dedi. Ardından bir yudum su içip sözlerine devam etti. "Bugün seni bizim eve götüreceğiz, tabii sen de kabul edersen. Bir günlüğüne bizimle kalmanı istiyoruz. Hatta Ahsen de aynı şekilde buraya gelecek. Amacımız tanışmak, hem abilerin seni henüz tanımadı."
Ne? Kalmak mı? Ve... abiler mi? Şaşkınlıkla, "A-abiler mi? Neyden bahsediyorsunuz?" diye sordum.
Yelda Hanım bana dönerek sakin bir şekilde, "Evet, senin altı tane abin var ve bir de erkek kardeşin," dedi.
Altı mı? Düpedüz altı... şu sayı olan altı mı? Giray Bey konuşmaya devam etti. "Aslında Ahsen, kendi biyolojik ailesini tanımak istedi. Şahsen bizi pek sevmiş sayılmaz.." dedi. Sözlerinin son kısmı giderek daha sessizleşti, ama herkes duymuştu.
Gözlerim annemle babama kaydı. Onlardan beni onaylamamalarını bekliyordum. Belki de karşı çıkmalarını. Ancak yüz ifadeleri kabul ettiklerini gösteriyordu. Yok artıkk(Seray sever tonunda) Bi dakka bi dakka ikinci bir şok geliyor durunnn
Arabayla onların evine doğru yola çıkmıştık. Kulaklıklarımı takıp şarkı açmış, bir yandan da Watty okuyordum. "Bu kız ne kadar mal yemin ederim oturduğum yerde çatlıyorum şu an" diye içimden geçiriyordum. Arabamızın durduğunu fark ettiğimde kulaklıklarımı çıkartıp telefonu kapattım. Giray Bey ve Yelda Hanım'ın arabadan indiklerini görünce çantamı alıp ben de aşağıya indim.
Şehrin bu tarafında genellikle çok zengin aileler oturuyordu. Biz ise orta gelirli bir aileydik ama annem ile babam gözümüzde hiçbir şey bırakmıyordu, her şeyimizi sağlıyorlardı. Yelda Hanım, daha arabadan inmeden önce İlkan ve Kandemir'in sözlerine dikkat etmemem gerektiğinden bahsetmişti. Ahsen ile pek iyi anlaşamadıkları için ön yargılı olabileceklerini de söylemişti bana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Buyurun Benim?? ( biyolojik ailem)
General Fiction"geliyorsunuz benle değil mi?" "Tabiki geliyoruz." "geliyormuşuz."