Hepinize merhaba! Yeni gelen ve ilk bölümden itibaren votelarını eksik etmeyen okuyucularıma ,takipte kalan ve her yeni bölüm geldiğinde direk okuyup vote veren okuyucularıma çooooook teşekkür ederim.
Arkadaşlar benim başka bir hikayem daha var. "Kırçiçeği" adında. Zeyker hikayesi değil,ama göz atsanız çok mutlu olurum :)
Her neyse,bölümü umarım seversiniz. Görüşlerinizi bildirmeyi unutmayın :)
•••
İstanbul'a geldiğimizde içimdeki halay çeken gencolara dur dedikten sonra deriiin bir nefes alıyorum. Günü birlik bile olsa özlemişim yaşadığım yeri,napayım!
Eve geldiğimizde ben bagajdaki bir kaç parça eşyayı alıyorum,Kerem ise arka koltuktakileri alıyor ve arabayı kitledikten sonra apartmana giriyoruz.
Onun katına geldiğimizde duraksamadan çıkmaya devam etmesi üzerine sesleniyorum.
"Güzelim sana taşıtmayacağım herhalde,eve bırakayım şunları sonra inerim ben." diyor çıkmaya devam ederken.
"Tamam bakalım" dedikten sonra ben de çıkıyorum. Bizim kapıya geldiğimizde anahtarımı çıkarmaya üşendiğim için zile basıyorum. Melis açıyor .
"A-abla?"
"Evet,benim Melis. Niye şaşırdın?"
İçerden üstü başı darmadağın bir şekilde çıkan Barış'ı görünce tekrar melise dönüyorum. Aceleyle giydiği sabahlığı gözüme çarpıyor hemen. E ama oha yani!
"Iıı güzelim,içeriye geçelim mi?" Diyerek sessizliği bozan Kerem oluyor tabi.
"Hı hı geçelim geçelim" diyorum fısıldayarak içeriye geçerken. Keremde içeriye geçtikten sonra kapıyı kapatıyor ve ben sesimi yükseltiyorum. "Bu haliniz ne!?"
"A-abla şey,Barış bizde kaldı da gece..." diyor Melis utana sıkıla. Şeytan diyor kafasını kıvılcımlar çıkararak duvara sürt... Hayır tamam bu haltı yiyorsunuzdur ama bu evde mi!?
"Barış,biz aşağıya geçelim kardeşim" diye olaya el atıyor tekrardan Melis. Onlar evden çıkınca Melis kaçmaya başlıyor,ben de kovalamaya başlıyorum otomatik olarak...
1 saat sonra...
Melis çekine çekine yanıma yaklaşıyor fakat ben manzara eşliğinde elma suyumu içmeye devam ediyorum. Hayır yani tamam, okul bitince gerekli şeyleri yapacağız ve evleneceksiniz. Az sabır ya!
"Abla..." diyor yanımdaki sandalyeyi çekip otururken. Ona bakmamaya çalışsam da başarılı olamayıp O'na dönüyorum.
"Efendim?"
"Bu sene benim son senem ya..." diyerek cümleye başlamasından anlıyorum ben be söyleyeceğini de bir dinleyelim bakalım... "....Ay ben dayanamayacağım! Barış bana evlenme teklif etti." diyor heyecanla.
"Şu an sana kızgınım,biliyorsun?" diyorum onaylamasını bekler gibi bakarak. Kafasını aşağı yukarı sallıyor. "Ama yine de tebrik ederim canım kardeşiiiim!" diyorum ve sarılıyorum Melis'e
"Ay abla çok mutluyum ben" diyor ayrıldığımızda. "Barış mezuniyetten sonra yapalım düğünü dedi!"
"Hop dedik!" diyorum kollarımı göğsümde birleştirirken. "Kız evi naz evidir! İlk önce o Aksel seni benden isteyecek!"
Evet, Aksellerin de ailesi yoktu. Bu bizi Aksel ile yakın dost yapan en büyük etkendi zaten...
"Tamam abla, isterler!" diyen Melis susunca devam ediyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fotoğraf Makinesi
Ficción GeneralAilesi ölmüş 2 kız... Kaza sanılan ama cinayet olan bir olay... Katillerin oğlu maktüllerin kızına aşık olursa ne olur? Fotoğraf Makinesi bir karede en fazla neleri değiştirebilir? Hepsi ve daha fazlası Fotoğraf Makinesi'nde...