"Allah'ıma başımı döndürdün Alperen, otur artık!"
"Yok olmaz, izin vermem!"
Ayaklarını sehpaya uzatmış, elindeki telefona gömülü halde dünya umurunda olmayan Hüseyin, iki saattir başında bir oraya bir buraya volta atan adam yüzünden içi şişmişti. Bıkkın bir nefes verip telefonu koltuğa bıraktıktan sonra bir sigara yaktı.
"Kardeşim hiç kusura bakma ama bir sikim yapamazsın."
"Lan ne demek yapamam! Başçavuşun eşeği miyim ben burada, bana sormadan işe girmiş!"
Sahilde, Miran'ın pastanede çalışmaya başlaması ve pastanenin potansiyel müşteri kitlesi yüzünden Alperen, kısa bir anlığına yaşanılan her şeyi unutmuş, kıskançlıktan kudurmuştu. O haldeyken nasıl dükkâna geldi, kendi bile bilmiyordu. Arabayla mahalleden geçerken her ne kadar pastanenin olduğu tarafa bakmak istemese de en sonunda dayanamayıp baktığında Miran'ı göremediği için kallavi bir küfür savurdu. Bu da yetmemiş kendi dükkanına geldikten sonra bir saate yakın da kapının önünde durup, kurt bakışlarını pastaneye dikmiş, vicdansız kara kedisi bir kere olsun o küçük burnunu pastanenin kapısından dışarıya dahi çıkarmamıştı.
"Eski sevgilin kardeşim. İşe girdi diye sana hesap verecek değil!"
"Hüso, damarıma basma!"
"Sen de saçma sapan triplere girme. Reşit çocuk, istediğini yapar. Sırf sevgili oldunuz diye hayatını yönetecek değilsin. Ne öyle baskıcı kocalar gibi!"
"Lan bugün kızların ne dediğini duymadın mı? Sen olsan için rahat eder miydi?"
"Ederdi."
"Ben de kime soruyorsam, hayatında hiç ciddi ilişkin oldu mu ki amına koyayım!"
Hüseyin, bu laftan dolayı kardeşine alınacak bir adam değildi. Bugüne kadar hiç ciddi ilişkisi olmamıştı, doğru. Olmasını istiyor muydu, hayır. Lakin kendi bile isteye yaptığı bu seçimi kardeşi de olsa kimsenin eleştirmesine izin vermezdi. Yarısını içtiği sigarasını kül tablasında söndürüp, ayağa kalktı. Bugün Alperen x Miran ikilisinin sağlıksız ilişkilerine fazla maruz kalmış, ilişki kavramından hepten soğumuştu.
"Doğru dedin kardeşim, ben ciddi ilişki yapmam siker geçerim ama..."
Alperen, Hüseyin'in düşen suratından yanlış konuştuğunu anlasa da iş işten geçmişti. Hüseyin, iyi hoştu ama bir kere gönül koydu mu kolay kolay gönlünü alamaz, günlerce adamı köpek ederdi.
"Sen ciddi ilişkilerin adamısın ya... O yüzden elini kıracak kadar sevdiğin çocuğun hasta haliyle neden işe başladığını sorgulamak yerine burada kıskançlıktan kuduruyorsun. Hadi eyvallah ciddi adam."
Alperen, öylece kardeşinin arkasından baka kaldı. Hata üstüne hata yapıyor, olmayacak şeylerden sevdiklerini kırıyordu. Son kurbanı da Hüseyin olmuştu. Sağ olsun kardeşi her zamanki sivri diliyle yine aklını başına getirmişti. Sinirine hâkim olamayıp önündeki sandalyeye tekme attıktan sonra peş peşe kendine en yaratıcı küfürlerini etti.
Normal bir zamanda olsa Miran'ın çalışmasından rahatsızlık duyar mıydı bilmiyordu Alperen. Aslında şimdiye kadar bunu hiç düşünmemişti. Miran, onun gözünde hep evdeymiş ya da onun yanındaymış gibi geliyordu. Miran ile araları iyiyken oğlan ona çalışacağını söyleseydi eğer Alperen'in aklına ilk kıskanmak yerine güvenli bir yerde çalışması gibi şeyler gelirdi muhtemelen. Fakat daha bu sabah kızlar gözünün önünde sevgilisine çikolata döküp yalamanın hayalini kurarlarken maalesef düşüncelerinin de öncelikleri saçma bir şekilde yer değiştirmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA OĞLAN [BXB]
Teen FictionÖlümü tek kurtuluşu sanan kara oğlan ile mahalle abisinin imkansız hikayesi... +18