Umarım beğenirsiniz yazım hatası varsa üzgünüm.
iyi okumalar !!Visal.
Anlamı kavuşma olan ama bir çok insanı ayıran o ülke.
Tarihi veya nasıl yarandığı bilinmezdi bu ülke'nin,sadece bazı söylentiler vardı.Bazı söylentilere göre eski yıllarda yaşadığı bölgelerden sevdikleri ile kaçan insanların sığındığı bir bölgeymiş Visal,ardından ise bir ülke olmuş.Çok büyük bir ülke değildi,on yedi tane şehri ve bir tane başkenti vardı.
Visal'de aileler ikiye bölünüyordu, mutlu aileler ve mutsuz aileler, Ulu ailesi ise mutsuz olanlarındandı.
Yatağının üzerinde oturmuş okuduğu kitabın başrolündeki kızı hayalindeki gibi çizmeye çalışıyordu on dört yaşın da ki Jasmin.
Aslında bu bir bahaneydi, sadece anne ve babasının sesini duymamak için resim çizmeye başlamıştı.Anne ve babası Meksika'dan yeni gelmişlerdi ama yine bir yere gitmek için tartışıyorlardı.
Daha fazla dayanamayarak ayağa kalktı Jasmin, hızlı ve bir o kadar sessiz adımlarla merdivenlerden inerek anne ve babasının kavgasını kapı arkasından izlemeye başladı.
Anna salonun ortasında dikilmiş öfkeli gözler ile kocası Ayhan'a bakıyordu.
"Hayır ben asla Rusya'ya gitmem!" diye bağırdığında kocası onu sekinleştirmek için ona doğru bir adım atti ama Anna hemen iki adım arkaya gitti.
"Anna, bak seni anlıyorum buraya alıştın ama gitmemiz gerek bunu sende biliyorsun." diyerek tekrar bir adım attı karısına doğru.Anna bu sefer geri çekilmedi.
"Bak Ayhan, biz zaten burada doğru düzgün kalmıyoruz bile sürekli ordan oraya uçuyoruz! Ben bu durumdan çok sıkıldım,uzun zamandır Jasmin ile bile vakit geçiremiyoruz evde hep tek başına kalıyor, bizi gördüğünde bile yüzümüze bakmıyor arkasını dönüp odasına çıkıyor ve saatlerce orada kalıyor! Sadece biz gittiğimiz zaman inip kapıyı yüzümüze kilitliyor! Biz ona asla anne baba olamadık Ayhan ve hepsi senin yüzünden!" Gözleri dolmuştu Anna'nın ama hızla geri iterek koltuğa oturdu,kapıdan onları izleyen Jasmin ise annesinin bu hareketini aklına kazıdı,artık ne olursa olsun ağlamamayı öğrenmişti.
Derin bir nefes alarak karsının yanına oturdu Ayhan, ona sarılarak göğsüne çekti.Seviyordu karısını hemde her şeyden çok, hatta bu dünyada sevdiği tek insan oydu. "Anna, beni anla lütfen bu hem senin hemde 𝘬ı𝘻ı𝘯ı𝘯 iyliği için." dedi Ayhan derin bir nefes alarak 'kızının' demişti çünkü Jasmin'ni asla evladı gibi görmemişti.Çünkü Jasmin'nin Anna ile arasına girdiğini düşünüyordu ve yavaş yavaş bu gerçek oluyordu.
"Ayhan,başka yolu yok mu?" diye sordu çaresizce Anna.
"Yok Anna! Başka yolu yok eğer kızına zarar gelmesini istemiyorsan ondan uzaklaşmamız gerek." diyerek manipüle etmeye başladı karısın. "Hem sen Rus değil misin Anna? Neden kendi ülkene gitmemekte bu kadar kararlısın?"
Dikleşti yerinden Anna tekrar oturur pozisyona geldi."Seviyorum," Gerçektende severdi Rusya'yı Anna çoçukluğu ve en güzel hatıraları orada geçmişti ama 19 yaşından beri Visal'de yaşıyordu ve buraya fazlasıyla alışmışdı. "Ben buraya fazla alışdım,Ayhan ve kızımı burda bırakma-"
"Bana güven sadece Anna.Her şey iyi olucak sen sadece bana güven ve bana inan.Sana söz veriyorum istediğin zaman geliriz Jasmin'i görürüz." diyerek mavinin en koyusu olan gözleri ile beklentiyle baktı karısına.Anna tekrar o koyu mavilere güvenmeyi seçdi.
Bu manzarayı izleyen Jasmin ise gülümsedi ama bu tamamen acı dolu bir gülümsemeydi.Babasının tüm sözleri yalandı.Artık tamamen terk edildiğini anlamışdı.
Çoçuk değildi Jasmin babasının annesini manipüle ettiğini anlıyordu ama anlamadığı tek bir şey vardı o da babasının ona karşı olan nefretiydi.
Yine aynı adımlar ile odasına çıktı, hızla kendini balkonuna attı, gökyüzüne baktı yıldızlar bir anda kaybolmuştu, geriye ise sadece siyahlık kalmışdı.Yavaşca yere oturdu göz yaşların yuttu ama aynı zaman da üzerine bir yağmur damlası düştü.Bu gece tüm Visal Jasmin için ağlayacaktı.