yedinci bölüm

161 63 47
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


7- "Seni bulmaya çalışırken ruhum ikiye ayrıldı fakat sen tam da buradaymışsın, eğer sana ait değilsem kime aidim ben?"*

Yoongi boğulmuş gibi hissederek evden çıkıp sarsak adımlarla sağda kalan çıkış kapısına doğru yürüdü ve gecenin koyu, ıssız karanlığında yollara düştü. Yürümeye başlamasının üzerinden birkaç dakika geçmemişti ki tek katlı kulübelerin yer aldığı mahallenin ortasında gıcırdamaya benzer bir işiterek durdu. Sağ tarafından yükselen bu ses ilgisini çekti. Burası sürünün çocukları için inşa edilmiş küçük bir park alanıydı, kışın en soğuk günlerinde genelde kimseler buraya uğramazdı. Yoongi bir süre ay ışığının çarptığı demirden salıncağı izledi. Rüzgar yüzünden hafifçe sallanırken gıcırdıyordu. Ve bir an sonra nereye gideceğini hiç bilmeyen ayakları onu tam da oraya yönlendirdi.

Tıpkı küçükken yaptığı gibi kendini yine aynı yerde buldu. Elleri pantolonun ceplerinde aylakça yürüyüp iki kişilik salıncağın birine oturmadan üstündeki kar birikintisini süpürdü eliyle, hava öylesine soğuktu ki ağzından soluğu kaçar kaçmaz beyaz bir bulut oluşuyordu. Evden çıkarken öfkeden gözü görmediği için montunu da almayı unutmuştu, Junhee de ortalıkta olmadığı için eline tutuşturamamıştı. Üşümediğini düşünerek titremesini engellemeye çalıştı. Babası ona sinirlendiği bazı gecelerde üzerindeki kıyafetleri çıkartır yalnızca iç çamaşırlarıyla kapının önüne koyardı ki akıllansın. O da bu yöntemi böyle gecelerde bulmuştu işte. Hoş, artık derisi o kadar kalınlaşmıştı ki oradan içeri ne soğuk ne acı ne de iyi herhangi bir his girebilirdi. Babası kendi elleriyle duygusuz bir canavar yaratmıştı.

Gözlerini önüne dikmiş botlarının ucunu salıncağı sallandırmak için donmuş toprağa sürterken keskin kulakları birinin ona yaklaşmakta olduğunu işitti. Karanlıkta da diğer alfalar kadar olmasa da iyi gören gözleri bunun ablası olduğunu işaret ediyordu. Yaklaştıkça emin oldu bundan. Yuri elinde kardeşinin montuyla ona doğru yaklaşmaktaydı.

Yoongi hiçbir şey söylemedi ve tekrar başını eğdi.

Yalnız kalmaya ihtiyacı vardı ama bunu ablasına, hayatındaki en kıymetli ruha söyleyemedi. Belki de onunla kısa bir sohbet gecenin gidişatını değiştirirdi. Sert bir rüzgar tenini yalayıp geçerken  Yuri elindeki kürklü kabanı arkasına geçtiği alfanın omuzlarına bıraktıktan sonra  hemen solundaki boş salıncağa oturdu.

Bir süre ikisi de konuşmazken soğukta ablasının üşüdüğünü hisseden alfa, "içeri gir, çok soğuk,"dedi. "Sağlığın için iyi değil." Beta ablası kardeşler arasında sağlık açısından en talihsiz kişiydi ve Yoongi elinde olsa onu camdan bir vitrinde tutardı.

"Sen demirden misin? Senin için de soğuk."

"Kabanım var, üşümem artık,"dedi, "teşekkür ederim," ablasının içerde olanlar hakkında konuşmamasından memnundu. Yediği yumruktan, kanayan dudağından ve en önemlisi de eve getirdiği omegadan.

The Wolven Storm❇︎yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin