~~~"Jungkook"
Birden başım dönmeye başladı ve yere yığılacak gibi oldum. Tam o sırada belimde bir el hissettim. Jungkook'tu.
"İyi misiniz?" dedi, sesi endişeliydi.
Hızla ve korku içinde geri çekildim. Tek bir kelime bile etmeden arkamı dönüp lavaboya koştum. Ellerim titriyordu.
Her şey benim yüzümden mahvolmuştu, jungkook'un babasıyla annemin mesajlaşmasını görmüştüm.
Sonraysa herşeyi mahvettim,
Annemin evliliği, Jungkook'un ailesinin düzeni, hatta ortaokul aşkımı bile
ah Jungkook...Lavabonun kapısını cebimden çıkardığım anahtarla kilitledim. Ardından lavaboya tutundum ve kusmaya başladım. Boğuluyordum sanki. Nefesim kesiliyor, kalbim sıkışıyordu. Sınavı, yemek yemeyi, her şeyi boşvermiştim.
Titrek bir sesle ağlamaya başladım. Kendimi yere bıraktım. Cebimden küçük çakıyı çıkardım. Kollarıma baktım. Aklım anılarla doluydu; acılarla, pişmanlıklarla...
Kendimden nefret ediyordum.
Ortaokulda Jungkook'un beni öptüğü günü hatırladım. O günden sonra ne kadar mutlu olduğumu... ama sonra, nasıl da her şeyin altüst olduğunu.
Jungkook'un babası yüzünden ailem parçalanmıştı. O yüzden ondan da nefret ediyordum.
Namjoon'un bir keresinde söylediği söz geldi aklıma:
"Affetmeyi öğrenmediğin sürece nefret hayatında hep var olur"Çakıyı yavaşça koluma bastırdım. Acı hissettiğim anda bir inleme çıktı ağzımdan.
Dışarıdan kapının zorlandığını duydum. Bogum'du. Muhtemelen sigara molası bitmişti.
"Bogum, gelme!" diye bağırdım.
"Taehyung! Aç şu kapıyı! İyi misin? Taehyung!"
Sesindeki endişe daha da kötü hissettirdi. Çakıyı biraz daha bastırdım. Kan akmaya başlamıştı. Telefonum ısrarla çalıyordu. Sınavı hatırladım ve bir fısıltı çıktı dudaklarımdan:
"Sınav..."
Ah, çok aptaldım. Hoseok'la bu sınava girmem lazımdı, Şimdi onu da hayal kırıklığına uğratıyordum.
"Benden nefret edecek. Herkes gibi... çünkü ben sevilmeyi hak etmiyorum."
Bogum sonunda kapıyı açtı. Yedek anahtar ondaymış demek ki. Gözleri korkuyla büyümüştü, elimdeki çakıyı görünce.
"Taehyung, dur! Bak, biliyorum aramız pek iyi değil ama sakinleş, tamam mı? Lütfen sakinleş"
Bu sırada Jungkook'ta kapıya geldi
"Bogum, ne oluyor?"Jungkook'u görünce daha da panikledim. Tekrar bir kesik attım ve çakıyı Bogum'a doğrulttum. Ama başım dönmeye başlamıştı.
"Git lütfen..." diye fısıldadım.
Her şey bulanıklaştı. Çakı elimden düştü. Görüşüm karardı. Sonrası sadece sessizlikti.
---
Bi tık kısa oldu sanki neyse diğer bölüm gelince koşun
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chi Ku
FanfictionYıllar önce çok yakın iki arkadaş olan Jungkook ve Taehyung'un dostluğu, Taehyung'un annesiyle Jungkook'un babasının yatmasıyla aniden sona erer. Yıllar sonra, Taehyung bir kafede çalışırken, Jungkook'a çok benzeyen bir adam görür. Peki bu kişi gerç...