Uzun bir aradan sonra tekrar birlikteyiz. çok duygusalım. Wattpad kapandığından beri bölüm atmadım. Açıkçası açılır diye umuyordum ama şu an açılması çok uzak duruyor. Bu yüzden daha fazla beklemek istemedim ve sizeyeni bölüm atmak istedim. Umarım beğenirsiniz ben çok uğraştım yazarken siz de oy ve yorum atarsınız çok mutlu olurum. Bölümü umarım beğenirsiniz çünkü ilk defa olaylı bitmiyor eheheheh. Keyifle okuyun...***
2 buçuk ay önce.
Hayatın bazen benimle dalga geçtiğini düşünüyorum. Babamın ve Alicanın yan yana olmasının hiç bir açıklaması olamaz yoksa. Karanlık havanın hüküm sürdüğü bu gecede toplantı odasındaki herkes bana bakarken ben donuk bir şekilde etrafa bakıyordum. Babamın bakışlara bana dönerken, içeri bir adım attım. Madem bir görev aldım o zaman her şey kurallara göre olacaktı. İfadesiz tuttuğum yüzümle babamın tam gözlerinin içine baktım. Bu bakışı tanıyordum benimkilerin bir kopyası olan yeşillerinin içinde buzullar vardı. Gözlerindeki her ifade silinmiş yerine koca bir hiçiliğe bırakmıştı. Her zaman sıcak hisler barındıran gözleri şu an iş bilincinde dolayı böyleydi. Bu bakışlar yazılımcı Yunus Çehrinin bakışlarıydı. Aynı gözlerle cevap verdim ona, birbirini hiç tanımayan iki yabancıydı şuan.
" Hoş geldin Teğmen çehrin!"
Üstüm olduğunun bilincinde saygı duruşuna geçerek; " Hoş buldum." Dedim ifademden ödün vermeden.
Arkamdan bir öksürük sesi geldi. Kafamı çevirince yaklaşık boyu iki metreye yakın kaşında yarık olan kırkılılarının ortasında olan ve muhtemelen en yetkili olan kişi; " Artık başlayalım diyorum konuya."
Kafamı sallayarak kafası kel ve tamamen çeşitli dövmelerle kaplı olan kalıplı bir kadının yanına; sandalyemi gürültüye çekip oturfum. Buraya geleli nerdeyse 5 dakika olmamıştı hâlâ gözlerimi Alican çevirmemiştim. Onu tamamen reddediyor her ne kadar burdan ne halt etiğini bilmesemde sabırla bekliyordum.
Eğer bakarsam gözlerine işte o zaman toparlayamazdım. Çünkü biliyordum içten içede olsa ne kadar Alicanı unuttum desemde hâlâ o gözlere bakmaya cesaretim yoktu. O gözler zamanında bana beni sevmediğini haykırırken ben nasıl bakacaktım ki? Onun yoğun bakışlarını hissedebiliyordum ama. Beni dikkatle izliyor hâl ve hareketlerimi izliyordu. Benden bulacağı tek şey ölü gözler olacaktı. Eski Yasmin yoktu, artık sadece Teğmen Çehrin vardı. Burada ne işi olduğunu veyahut nasıl geldiğini bilmiyordum sadece bir kaç tahminim vardı o kadar.Aklımdaki düşünceleri bir kenera attum ve tamamen göreve odaklandım.
" Artık herkes tamsa ölüm operasyonunun detayları ve genel hatlarını anlatmaya başlıyorum! "
Soğuk bakışlarımı sabit bir şekilde karşımdaki adamda tuttum. Tamamen görev için hazırdım aklımdaki soru işaretlerini bir kenera fırlatarak dinlemeye başladım. " Öncelikle tanımayanlarınız için bendeniz Yarbay Orhan Kurt! Burdan olmamızın sebebi İskelet adı ile bilinen bir oluşumun kurucusu ve onun itlerinin kurduğu büyük bir düzenek. Kurucusunun ismi, yüzü, yaşı, ailesi, nereli olduğu bilinmiyor. Tek bilinen şey lakabının İskelet olduğu ve de yüzünde yüzünün tamamını örten sadece gözlerini açıkta bırakan bir İskelet maskesi olduğu. Oluşumun üyeleri asla iskeleti görmedi bir katman sistemi var en alt tabaka üyeler bir üst katmanları ise soylular, soylular İskelet ile iletişime geçemeyen bir diğer katman. Soylular üyeleri yönlendiren ve yöneten katmandır. Bir üst katmanı ise Deri, deri iskeletin tüm pis işlerini aynı bir deri katmanı gibi saran ve onu gizleyen en önemli katman. Adeta onu yokmuşcasına saklayan ve kamufle eden katman. Ama buna rağmen Deri katmanı bile İskelet ile yüz yüze konuşamaz. Ve geldik son katmana Kemik katmanı. Kemik doğrudan İskelet ile iletişime geçen katman. Kemikler en sağlam katmandır diğer katmanlar kadar kişi barındırmayan tek katman. Belki beş kişi belki on bilemiyoruz ama hepsinden daha çok uğraştıracağı aşikar. Bunların görevi yaptıkları deneysel işleri yönetmek. Üretim aşamasında olan ölümcül bir madde ile uğraşıyorlar. Ne olduğu bilinmiyor. Adamlarım bunda bir sene iki ay önce yanlarına üye olarak titizlikle sızdı ve öğrenebildikleri tüm bilgiler bunlar. Her şey o kadar gizli ve sır gibi saklanıyor ki bunca yıldır bu kadar yol katebildik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateş lalesi & sevilmeyenler matemi .
Teen FictionArdından alayla devam ettim:" Tabii sizin gibiler nereden bilecek sevmeyi. Sen ne sevilmeyi ne de sevmeyi hak ediyorsun!" Hakan'da oturduğu yerden kalktı ve aramızdaki iki adımlık olan mesafeyi'de kapatarak, bana doğru yaklaştı. Şimdi ona, hafiften...