(5.Bölüm):Senin için

23 8 45
                                    

Selaaam!Tüm okuyucularıma,destekçilerime teşekkür ederim.Yorum ve oylarınız benim için çok değerli.Beni daha da çok heveslendiriyor.Bu yüzden tekrar yorum ve oy yapmayı unutmayın.

Bölüm şarkımız:Remembrance

Şarkıyı açıp okursanız daha iyi olur.

İyi okumalar:))))

(5.Bölüm):Senin için

Karanlıktı önüm,ne bir gözlüğe ihtiyacım vardı ne bir gerçeğe.Görmüyordum işte,her şeyi görmesek olmaz mı?Böyle hayat çok güzel çünkü.Kendi uydurduğumuz yalanlara sarılmış bu hayata,gözlük takıp bakmak istemem.Ben biliyorum,yaşadıklarımdan kaçtığımı ama yine de vazgeçmiyorum kendimi bu yalanlarla avutmaktan.Belki de görmek istemiyorum,kirli,acı gerçek ve doğruları.

Hızlıca yemeğimi bitirip,kalkmıştım masadan.Bugün biraz dışarıda gezinmek istiyordum.Yaklaşık üç gündür buradan bir adım dışarı çıkmıyordum.Bu yüzden üstümü değiştirmek için odama çıktım.Üstüme beyaz bir kazak,altıma da siyah tayt giyindim.Dolaptan beyaz uzun çizmelerimi de alıp giydim.Son olarak,mont ve telefonumu alıp,odadan çıktım.Buraya kış çabuk geliyordu,kar havası vardı sanki dışarıda.

Merdivenlerden inip,kapıya yönelirken,koridorda Charles'i gördüm.Küçük bir haber vermekten sorun olmaz."Charles!"diye seslendim.Elindeki telefondan sesimi duyar duymaz başını kaldırıp bana baktı.Anında kaşlarını çattı."Nereye gidiyorsun?"

"Buraya geldiğimden beri hiç dışarı çıkamadım.Biraz hava almak istiyorum."dedim.Karşılık olarak,"Bekle o zaman,üstüme bir şey alıp,ben de geleyim."dedi.

"Yok,hayır.Yalnız gezmek istiyorum.Biraz dinlenmeye ihtiyacım var."Onun benimle gelmesini istemiyordum,düşünmeliydim.Eğer biraz da düşüncelerimden kaçarsam,delirmeye başlardım."Nasıl istiyorsan.Ama fazla uzağa gitme,tanımıyorsun buraları."dediğine sırıttım.Tamam anne,eve de geç gelmem,merak etme de diyeyim mi?

Yüzümü dönüp,dışarı çıktım.Küçük adımlarla yürümeye başladım.Ama benim adım seslerimden başka bir ses'te vardı.Evin sağ tarafına doğru yönelirken bir taşın üstünde oturmuş,resim çizen Tina'a rastladım.Kulağında kulaklıklar vardı bu yüzden benim geldiğimi duymamıştı.Ama birisinin olduğunu hissedip,başını kaldırdı.Beni görür görmez kulaklıklarını çıkardı."Yanına otura bilir miyim?"diye soru sordum.Önce yüzüme bir şeyleri anlamak istercesine baktı sonraysa başını salladı.Ne çizdiğini merak ediyordum.Yanına bir kaç adımda gidip,başka bir taşı da ben alıp,üstünde oturdum."Ne dinliyorsun?"diye sordum.

"Remembrance."dediğinde gülümsedim.En sevdiğim şarkılardan biriydi."Sever misin?"diye sorduğunda başımı salladım.Kulaklıklardan birini bana uzatıp,birini kendisi aldı.Şarkı en sevdiğim yerindeydi.

Kurşun kalemi eline alıp,çizdiği resmine devam etti.Bir adam çizmişti,otuzlu yaşlarında.Adam bir kadının elini tutmuş ama kadın gözükmüyor.Kadının eli uzanıyor ama yarısında kağıt bitiyor.Tina çok güzel resim çiziyordu.Hiçbir yere bakmadan nasıl bu kadar güzel çize biliyordu?Sanki yüzündeki her çizgisine kadar ezberlemiş,aktarıyor deftere bir kalemle.

"Kendi aklından mı çiziyorsun bu resmi?"diye sordum.O sırada şarkı bitmiş ve yeniden başlamıştı."Bu adam benim babam."dediğinde tüylerim diken diken oldu.Yüzüme bile bakmadan,pür dikkat resme odaklanmıştı.Koyu mavi saçları,defterin bir ucuna düşüyor,resmi sanki renklendirmek istiyor."Elini tuttuğu kadın annem."dedi.Hiç bir şey sormadım.Kendisi konuşmak istiyordu.Belki anlatıp,hatırlamak istiyordu."Araba kazasında ikisi de ölmüştü."teker teker kurduğu bu cümleler ruhuma da öyle bir iğne gibi saplanıyordu."Doktorlar kurtaramadı!"dediği sırada kurşun kalemle sert işlemeye başladı."Nefret ediyorum doktorlardan işte!"dediğinde çizdiği güzel resme siyahlar atarak kan gibi bir görünüm sağlıyordu."Benimle oyunlar oynayan babam,saçlarımı okşayan annem yaşaya bilirdi ama kurtarmadılar o piç doktorlar!"Eli bir dakika bile durmadan resmi karalarken ellerimi uzatıp,yavaşça ellerinin üstüne koydum.Sinir krizi geçiriyordu.Ağlamak istiyordu ama hep içine atıyordu.Bağırmaya ihtiyacı vardı ama çığlıkları bile dibi gözükmeyen okyanusta boğulmuştu sanki.Elini durdurduğumda başını ellerimizin üzerine koyarak sessizce ağlamaya başladı.Şimdi de o koyu mavi saçları,Tinayı koruyordu.Onu gizliyordu.

Kilitsiz KapıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin