Umarım beğenirsiniz !! 🤍
Yazım hatası varsa üzgümüm.
İyi okumalar !! ★Yanlızlık ve Sessizlik.
Eğer birisi bana hayatımın özetini sorsa sadece diyeceğim iki kelimem olurdu, yanlızlık ve sessizlik.
Ben bundan ibarettim, başka hiçbirşeyim yoktu ama aslında vardı. Annem vardı mesela haftada bir kez arayıp sadece yirmi iki saniye konuşan daha fazlasına tahammül edemeyen, bir de babam vardı haftalarca aramayan.
Derin bir iç çektim ama aynı zamanda göğsüme bir bıçak saplandı sanki, son bir kaç yıldır aldığım nefes bile canımı acıtıyordu.
Okuldan sonra eve gitmiş,üzerimi değiştirmiş ardından ise direkt Vel'in tüm manzarasını önüme seren tepeye çıkmiştim.Her defasında çıkarken zorlanıyordum en son çıktığımda ise dizim yaralanmışdı o yüzden iki gündür buraya çıkamıyordum. Ama daha fazla dayanamamıştım.
Visal'in küçük şehirlerinden birisiydi, Vel.
Burası bambaşka bir dünyaydı sanki, her yerde sadece gençler vardı ve burada daha çok Lise ve Üniversite okuyanlar yaşıyordu, aslında pek okudukları söylenemezdi çoğusu her gün okuldan sonra farklı etkinliklere katılıyordu. Kimisi bara eğlenmeye gidiyordu kimisi ise yarışlara. Yarışlara giderken aslında hayatları üzre kumar oynuyorlardı fakat bunun farkında değillerdi.Doğduğum günden beri burada yaşıyordum ama sadece bir kaç kez eğlence mekanlarında olmuştum.Tek başıma giderdim hep, tek başıma oturur eğlenen insanları izler içerdim, ardından gözümü açtığımda soğuk balkonumda olurdum.
Hava soğuktu, rüzgar vardı ve uzun, açık hatta beyaza çalan sarı saçlarım her rüzgar esttiğinde savruluyordu.Bu hissi çok severdim.
Bir anda arkamdan bir kaç ayak sesi duyduğumda omzumun üstünden arkama baktım, birileri buraya geliyordu ama pek umursamadım sonuçta buraya gelen insanların bir çoğusunun geçmişi yıkıktı. Ayaklarımı kendime çekerek sırtımı büyük, köklü ağaça yasladım ve kafamı dizlerimin üzerine koydum.Hava soğumuştu üşüyordum.
Bir kaç dakika sonra ayak sesleri yakınlaşmaya başladı, dönüp baktığımda bunun uzun bir erkek olduğunu gördüm.Büyük ihtimal beni görmemişti çünkü bu tarafa bakmadan önümdeki ağaça doğru ilerledi ve yere oturarak ayaklarını açtı.Ve o an gözleri gözlerim ile buluştu.
Yutkundum ister istemez. Dikkatlice bana bakıyordu ve bu rahatsiz edici değildi çünkü bir yerden tanıdık geliyordu.Bir kaç saniyelik gözlerimi kapatarak zihnimi yokladım.Gece gibi karanlık gözler, koyu saçlar, sert yüz hatları, geniş omuzlar.
Bu oydu.
O gece ki yabancı adamdı.
O da beni tanımış olacak ki bakışları yumuşadı ardından oturduğu yerden kalkarak bana doğru yürümeye başlamştı.Tekrar yutkundum.Hiç yabancılık çekmeden yanıma geldi ve oturdu, şaşkın gözlerimle ona baktım.Bu ifademe karşılık gülümsedi ve gamzesi ortaya çıktı.
"Bu gece ağlamak yok sanırım, Orman gözlü kız." dediği şeyle yüzümü aşağı eğdim.Bu herif niye unutmamıştı o geceyi? Unutması lazımdı!
Tekrar yüzümü kaldırarak ona baktım. "O gece'yi hala hatırlaman beni şaşırttı," Bakışları mı manzaraya çevirdim. "Sonuçta o gece sadece kötü bir anda karşılaşan iki yabancıydık." Cevabıma karşılık iç çekti.
"Eğer birisiyle acını paylaşıyorsan o kişi artık yabancı olmaz, orman gözlü kız." Çeketinin çebinden bir paket sigara alarak dudaklarına yerleştirdi.Dudaklari fazla güzeldi.Bir anda gelen düşünce ile sarsıldım kendine gel Jasmin!