Sertaç ve abisi aynı anda mahalleye giriyorlardı, Sertaç gayet normaldi ama abisi...
Bacakları titriyor gibi, bir tuhaf yürüyordu. Gömleğini oldukça iliklese de boynunu süsleyen izler dikkat çekiyordu, onu görünce yutkunup kafasını yere eğdi.
"Abi, iyi misin?" Serhat kafasını kaldırmadan başını salladı.
"Ihımm... iyiyim merak etme." Tarazlı bir sesle boğazını temizleyerek konuşmuştu.
"Biri sana zorla bir şey yapmadı değil mi?" Bu düşünceyle gözleri dolmuştu bile...
"Ne? HAYIR!!!" Saçmalama der gibi baktı ama o ağlamak üzereydi bile.
"Hangi aptal bu kadar zorlar ki insanı, haline bak. Neden izin verdin?" Bir damla gözünden kayıp düştü, abisi ona sıkıca sarılıp boynuna sokuldu.
"Çünkü onu çok seviyorum, yıllardır hemde. Lütfen sakladığım için kızma bana, söyleyemezdim." Sertaç yutkunup abisine destek olarak eve ilerletti, kapıyı açıp girdiklerinde ailesinin işte olduklarını anlayıp derin nefes aldılar.
"Kim o aptal?" Serhat dudaklarını ısırıp kardeşine baktı.
"Şimdi söylemesem, lütfen." Sertaç ayağını yere vurdu.
"Niye yaaa... ben sana herşeyi hemen söylüyorum. Hem seni eve kadar getirmiş olması gerekirdi, böyle bırakılır mı?" Daha da sinirlenip nefes nefese kalınca kendini koltuğa atıp abisinin ellerini tuttu ve dolan gözlerini sildi.
"Seni üzdü mü yoksa, ben yanındayım. Abi... korundunuz değil mi?" Son anda aklına gelen şeyle hızla abisine döndü.
"Şey... pek hatırlamıyorum ama..." kafasını yere eğip yutkundu ve dudağını ısırdı.
"Ya hamile kalırsan, ne yapacaksın, ailemize nasıl söyleyeceksin?" Serhat minicik gülümsedi.
"Evleneceğimizi söyledi, bebeğimiz olsun istiyor..." gözlerinin içi parlıyordu bunu söylerken.
"Onu gebertirim ben... oyalıyor mu seni acaba?" Serhat hızla ayaklanıp kardeşine itiraz ederken herşey aklından çıkıp gitmişti.
"Özgür öyle birisi mi Sertaç, saçmalama. Evleneceğiz biz, beni seviyormuş zaten o da... ailesine söyleyecek bugün..." Sertaç kocaman açılan ağzıyla abisine bakakaldı...
"Onun ağzına sıçayım ben o zaman... salak gerizekalı manyak... şerefsiz azgın götlü..." elini hemen telefonuna atıp arkadaşını aramıştı.
İlk çalışta açılan telefonla saydırmaya başladı, arkadaşının alo demesine bile fırsat vermedi.
"Şerefsiz köpek, gerizekalı, azgın götlü adi herif, siki kopasıca... Allah'ın cezası... piç eşşoğlu, senin ben ağzına sıçayım... abimi ne hale getirmişsin be... yürüyemiyor çocuk... ailemiz ne diyecek biliyor musun sen?" Özgür kafasını sertçe duvara vurup yutkundu.
"Kardo... ailemle konuştum şimdi... geliyoruz akşama... babana söylesene dövmesin beni... nolur be..." Sertaç çığlık atıp ayağını yere vurdu.
"Ağzına sıçsın banane, göt, abim seni seviyor olabilir ama ben de seni gebertmezsem... ne demek korunmamak... ha aptal mısın Cemile..." babası en çok buna takılacaktı, adı gibi biliyordu Sertaç.
"Özür dilerim, bilmiyordum ilk başta. Sonra... duyunca, baba olma ihtimalimi... bilmiyorum çok mutlu oldum oğlum... düşünsene sevdiğin adam bebeğini taşıyor..." Özgür iç çekince Sertaç biraz duruldu.
"Akşam adam gibi giyin, ama git eczaneden ağrı kesici kas gevşetici ve o olay için krem al. Salak herif, çok kızgınım sana ve uzun süre kızgın olacağım..." abisi sessizce onu izlerken telefonu yüzüne kapattı.
"Sen de biraz canının kıymetini bil, sana baktıkça benim canım acıyor. Biraz da o altta olsa götü kopmaz yani..." Sertaç sinirle söylenirken abisi sessizce mırıldandı.
"Büyük ihtimalle o da bu halde, çünkü altta olan yalnızca ben değildim..." Sertaç ağzı bir karış açık abisine bakakaldı, Serhat git gide kızarırken yavaşça ayaklandı.
"Ben biraz uyuyayım tamam mı, babam gelmeden şu izleri kapatmam lazım." Titrek bacaklarla önce mutfağa gidip ilaç içti, sonra kendini yatağa attı.
Bir güzel uyuyup erkenden uyanmak için alarm kurdu, akşama sevdiği adamla ilk adımı atacaklardı. Çok mutluydu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgür ama hangisi
Humorİki Özgür rehberinde alt alta duruyordu, biri kankası diğeri herkesin korktuğu delinin teki Ɓilin bakalım hangisine yanlış anlaşılabilecek bir mesaj attı Sertaç...