3 Ay Önce - İstanbul
Barış ve Defne İstanbul'a vardığında Barış ona aracı olup olmadığını sordu. Keşke Defne'nin aracı olmasaydı. Böylece Barış'la daha fazla vakit geçirebilirdi. Ama menajerinin ayarladığı araç onu bekliyordu. Defne eve geldiğinde olanları annesine anlattı.
"Evet ben de hatırlıyorum o çocuğu. Tatlı bir çocuktu, yerinde duramazdı ama bir hayli hareketliydi." Annesi Ayşen Hanım kızını ilgiyle dinlemişti. "Numarasını aldın mı görüşecek misiniz?" Manalı bakışlarla sordu.
"Aldım anne ama... Arkadaş olabileceğimizi söyledi. Bir eski sevgilisi varmış, onu hala unutamamış." Defne üzüntüyle başını eğdi.
"O zaman arkadaş olmanız en iyisi Defne." Ayşen Hanım ciddileşti. "Unutamadığı biri üstüne yeni bir ilişkiye başlayamaz, başlasa bile sana yazık." Defne üzülmüştü. "Güzel kızım benim, kaptırma kendini hemen. Daha dur yeni tanıştınız."
"Belki unutur." Dedi Defne umutla.
"Evet belki." Demekle yetindi Ayşen Hanım.
Defne Barış'ın numarasını kaydetmişti. Barış da onunkini. Defne günlerce Barış'ı aklından çıkartamadı. Provalarda bile aklında hep o vardı. Bir bahane bulmak, onunla konuşmak istiyordu. Sadece arkadaş olarak bile olsa Barış'la görüşmeye razıydı. En sonunda aklına tek bir çare geldi. Plan yaptı ve Barış'ı aradı.
"Efendim Defne?" Barış telefonu açtığında arabadaydı. Antrenmandan çıkmış eve gidiyordu. Yorgundu ve trafiğe kalmıştı.
"Barış selam müsait miydin?"
"Evet evet müsaitim. Arabadaydım. Sen nasılsın?"
"Ben de iyiyim." Defne duraksadı. Konuya nasıl gireceğini düşündü. "Yarın akşam müsait misin? Merve Ablalar bize yemeğe geliyor. Benim de aklıma sen geldin." Oysa aklından bir dakika bile çıkmıyordu.
"Aa ne güzel." Barış heyecanlandı. "Kim kim olacaksınız?"
"Annem, babam, Merve Abla ve eşi."
"Ya aslında güzel olurdu." Barış biraz düşündü. Heyecanla kabul etmek cazip gelse de emin olamamıştı. "Şimdi iki güne annem babam İstanbul'a gelecekler. Onlar da sever Merve Abla'yı."
"E onlar da gelsin?" Barış'ın gelmesini her şeyden çok istiyordu Defne, tüm organizasyon bunun içindi.
"Şimdi yemek sizin evde olacaksa size sıkıntı olmasın, kalabalık olmayalım."
"Yok canım hiç sorun değil. Biz Rize'den alışığız kalabalık yemeklere, aksine özlüyor bile bizimkiler."
"Peki o zaman."
"Şey... bu akşam işin var mı?" Defne umutla sordu. Barış'ın aslında işi yoktu. Yorgundu da. Bir bahane uydurup evde yatmayı tercih ediyordu.
"Aslında yok. Aklında ne vardı?"
"Bu akşam sahneye çıkacağım da." Defne öksürüp boğazını temizledi. "Bizim fakültede olacak konser. Eğer gelirsen çok mutlu olurum. Annemle babam gelemeyecek çünkü. Çok önceden verdikleri bir söz varmış, iş yemeğinde olacak babam. Meslek odasının bir etkinliği işte pek anlamadım."
"Hangi üniversiteydi? Nerede fakülte?"
"Mimar Sinan."
Barış yutkundu. Fulya'nın üniversitesiydi orası. Defne aslında mezun olduğundan bahsetmişti. O yüzden Barış üniversitesini hatırlayamamıştı. Fulya'yı görür müydü acaba? Belki denk gelmeleri iyi bile olurdu. Fulya onu görür ve özlediğini anlar ve barışmak isterdi. Barış hayal dünyasında gerçekleşeceğini umduğu senaryoları yazarken Defne'nin telefonda ondan cevap beklediğini unutmuştu bile.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Tesadüfleri Sever | Barış Alper Yılmaz
FanfictionBarış Alper Yılmaz x Fulya Kadıoğlu