Acılar insanı güçlendirir idi.
Küçük yaşımdan öğrenmiştim bunu. Yaşadığım onca yıl hayatın bana sunduğu hiçbir şeyi dalgaya vuracak kadar şımarık olmadım. Her şey gelip geçti ömrümden sadece kalan acılar bana yadigar kaldı oda beni olgunlaştırdı. Geceler bitmek tükenmeyen bekleyişler yaşardı. Benim bekleyeceğim bir şeyim dahi yoktu. O sabah eve dönmüştüm. Elimde bir şey yoktu.
Bir bendim bir de yaşadığım onca acı.
Ağabeyim sevindi
Gonca anam ise üzüldü bu duruma. İnsanın yüz ifadesi çok şeyi belli ederdi. Geleli iki gün olmuştu. Şerife ana gelmişti hatta kucağın da Ahraz vardı.
Hakkı ödenmezdi.
"Kendi anamdan görmediğim analığı yaptın bana" derken Gonca anamın suratı bozuldu ve kalkıp gitti yanımızdan. Şerife ana yanına oturmuş gözü yaşlıydı. Anlıyordu hep halimi.
"Gel etme evine dön yuvana dön yavrum"
"Dönemem anla beni ana" derken gözlerinde ki yaşı sildirdim. Ahraz bana tırmanırken kucağıma gelmek istedi ve onu hemen aldım. Başını hemen göğsüme yasladı. Beni özlemişti çünkü sürekli kucağımda duruyordu. Bende onu en çok onu özlemiştim. Gözüm yaşlıydı çünkü en çok Ahrazı bırakmam içime dokundu. "Bakma sen deli oğlana yine bir şey etmiştir" dediğin de yine beni ezdirmemeye çalışıyordu.
"Etmedi ana" dediğim de bana inanmadı.
Başını iki yana salladı hemen.
"Soracağım ben ona da eve geldiği yok ki" derken derin nefes aldı hemen.
"Sorma bir şey ana hakkımızda hayırlısı buymuş " derken sesim titredi hemen. O kadar zordu ki Şerife anayı bu halde bırakmak lakin dayanamıyordum. Her şey bu denli üzerime gelmek zorunda değildi.
"Pınar eğer eskiler önünüze çıkıveriyorsa unutur yavrum."
"Ayten abla hep aramızda olacak ana o hala karısına..." derken Ahraz'a baktım hemen. Anasının ismini duyunca daha da dikkatli baktı yüzüme benim.
"Onun tek karısı sensin o değil" derken oldukça sinirlenmiş olacaktı. "Yetti gayrı canıma. Öldü ve bitiverdi neyin derdine düştü benim bu oğlan. Gözünün önünde ki nimeti nasıl görmez." derken sinirli sinirli söylendi.
"Bitmiyor demek ki ana. En azından yol yakınken..."
"Ağzına alma o kelimeyi Pınar, ben halledivercem bu işi sen dur hele ölmüş gitmiş kadına neler diyivericem şimdi tövbe yarabbim"
Mahir beni hala boşamamıştı. O gece çekip gitmişti ben de iki gün önce sabah gelmiştim. Şerife ana ve Ahraz gittiğin de Gonca ana ve Hasan ağabeyim girdi odaya.
"Yaşlı kadını yalvartıverdin yazık değil mi?"
"Ana" diye uyardı Hasan ağabeyim onu hemen.
Omuz silkti. "Ne yalan mı?"
"Bana yazık değil mi?" diye bağırdım. İkisinin de şaşkın gözü bana değdi. "Onca yıl bana söylemediniz gerçek ailemin kim olduğunu! Bana yazık değil miydi?! Senin sevgisizliğini onca yıl çektim de suçu kendimde aradım." diye haykırdım. Gonca anama doğru sarsıldı yerinde. "Düşmana bile yapılamayacak analığı yaptın sen bana Gonca hanım. Ele bile böyle yapılmaz be övün kendinle beni bu hale siz getirdiniz?! Beni ezik büyüttüz siz!" derken ana dediğim kadın çıkıp gitti odadan. Zoru görünce hep kaçıp giderdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarası Saklım
RomantikMihrimah kitabında geçen yan karakterler olan Pınar ve Mahir için yazılmıştır.