Savaş:
-Kıbrıs mı?
Nazlı:
-Evet Kıbrıs.Kıbrıs'a gideceğiz.
Savaş:
-Ay Nazlı.Diyelim gittik.Koca Kıbrıs'ta nasıl bulucaz kızı.
Nazlı gözlerini devirerek ellerini beline koydu ve:
-Sen inanmazsan nasıl başaracağız?
Savaş:
-Pekala o zaman havaalanına gidelim.
Nazlı:
-Motorla mı?
Savaş:
-Evet
Nazlı :
-Tamam ben taksiyle gideceğim havaalanında buluşuruz,dedi ve bir taksiyi durdurdu.
Havaalanına geldiklerinde biletlerini aldılar.Nazlı:
-Yan yana oturacakmışız.
Savaş derin bir nefes alarak:
-Peki.
Uçağa bindiler.Nazlı:
-Savaş ya ben uçaktan çok korkarım Kıbrıs'a ne kadar zamanda gideriz?
Savaş gülerek:
-Ne bileyim pilot ben miyim?Ayrıca korkuyorsun ama emniyet kemerini de takmıyorsun
Nazlı:
-Doğru,dedi ve kemeri taktı.
Yol boyunca hiç konuşmadılar.Vardıklarında Nazlı hemen emniyet kemerini çıkardı ve koşarak uçaktan indi.Savaş ise sırası gelince indi.Nazlı Savaş'ı beklerken etrafına bakıyordu.Savaş indi ve:
-Nereden aramaya başlıyoruz,dedi umutsuzca.
Nazlı:
-Bilmem ki,nereden başlayalım sence?
Savaş:
-Nazlı beni peşine takıp buralara geliyorsun,sonra da nereyi arayalım diye bana mı soruyorsun?Bravo,vallahi bravo!
Nazlı kaşlarını çatarak:
-Senin Melisa derdin olmasa gelmezdim istersen giderim.
Nazlı uçağa yönelirken Savaş kolundan tuttu:
-Gitme!
Nazlı Savaş'a biraz baktıktan sonra kolunu kurtararak:
-Bırak kolumu,dedi ve uçağa doğru yürüdü.
Savaş Nazlı'nın önüne koşup yolunu kesti ve:
-Özür dilerim Nazlı.Lütfen,ama lütfen gitme.Bu yola birlikte başladık,birlitke bitirelim.
Nazlı gözlerini kocaman açarak:
-Başka bir sebebi yok yani?
Savaş :
-Cık.Ne olabilir ki?
Nazlı :
-Yok bir şey madem Melisa'yı bulmaya geldik tatava yapmayalım da bulalım şu sır küpünü.
Savaş gülerek:
-Peki.
Etraflarına bakındılar.Bir süre yürüdüler.Hiç bir iz veya ipucu bulamadılar.Nazlı:
-Otellere sorsak mı?
Savaş:
-Otel de değildir ev tutmuştur o da zengin tatile gitse bile illa ev satın alır.