~~~~~
Doktor dinlenmem konusunda yüz kere uyarmıştı sanırım. Sasuke'yle hastaneden çıkış işlemlerimi gerçekleştiriyorduk. Sonunda hallettiğimizde hastahaneden çıktık. Okula az bir zaman olduğundan ve taksi bulamamamızdan dolayı ben Sasuke'nin kucağında, ağaçların üzerinde evi bulmaya çalışıyoruz. Sonunda durduğumuzda eve geldiğimizi anladım. Sasuke dikkatlice yere atladı ardından ben de Sasuke'nin kucağından atlayarak eve fırladım. Sasuke'de gelerek hızlıca kapıyı açtı ve içeri daldık.
Hemen odama geçip üniformalarımı üstüme geçirdim. Aynanın karşısında hafif bir makyaj yaparak kendimi aynada biraz daha süzdüm. Çantamı sırtıma geçirmeye çalışırken aşağı indim. Sasuke, ayakkabılarını giymeye uğraşıyordu. Ben de beyaz Converse'lerimi ayağıma geçirmeye başladım. Okula yürümeye başladık.
"İyi misin?"
Sasuke'nin bu sorusu üstüne kafamı hafifçe Sasuke'ye çevirdim. O da gülümseyerek suratıma baktı.
"Evet, neden sordun?"
"Ya, şimdi hastaneden apar topar çıkmış gibi olduk. Ondan sordum."
"Ha, endişelenme iyiyim ben." dedim içten bir gülümsemeyle bakarak. Bir kaç dakika sonra okula varmıştık zaten. Sasuke'ye kocaman sarıldıktan sonra o kendi sınıfına ben de kendi sınıfıma koyulduk. Tanrı'ya şükür henüz öğretmen derse girmemişti. Hemen gözlerimle Hideki'yi taradım ve bulduğumda yanına gittim. O da biraz yana kayarak bana yer açtı.
"Hoş geldiniz, Misa-San."
"Hoş bulduk, Hideki-San." dedim büyük bir gülümseme eşliğinde. Çantamı çıkarıp sıranın kenarındaki küçük askıya asıp yanına geçtim. Hemen çantamın önündeki gözden defter ve kalem kutuluğumu bularak çıkardım. Defterimi açıp, öyle salak salak karalamaya başladım. Kapının büyük bir gürültüyle açılmasıyla kafamı kaldırarak sesin geldiği yöne diktim.
"Hey, çocuklar! Öğretmen yok! 2 ders boş!"
Öğrenciler büyük bir sevinçle bağrıştılar. Bende büyük bir gülümseme eşliğinde sınıfı izlemeye koyuldum. Birden omzumda hissettiğim elle soluma döndüm. Hideki tek eli ensesinde 32 diş sırıtarak bana bakmayı sürdürüyordu.
"Şey, bu-bugün buluşacağız, değil mi?"
Hideki'nin bunu bana hatırlatması oldukça iyi olmuştu. Çünkü benim aklımdan çıkmıştı.
"Ah, tabiiki Hideki."
"T-tamam o zaman."
"Kekeliyorsun?" dedim kıkırdayarak. O da kızarmaya başlayan suratıyla belli belirsiz bir kaç mimik gösterip devam etti.
"Sanırım." dedi gülümseyerek. Hızlıca önüne döndü ve çantasını karıştırmaya başladı. Ben de tekrar sınıfı izlemeye ve aklımda Hideki ile buluşmamız için kombinler döndürmeye başladım.
~~~~~
Okulun son zili çalmaya başladığında hızlıca sıramda doğrulup kendime geldim. Hemen eşyalarımı çantama attım. Bakışlarımı çantamdan ayırıp bana bakmakta olan Hideki'ye çevirdim.
"Şey, ben bir yarım saate buluşacağımız kafede olurum. Ha bu arada, hangi kafedeyiz?"
"Sizin sokağın başındaki kafe uygun mu?"
"Tabii ki." dedim gülümseme eşliğinde.
"Tamam o zaman, yarım saat sonra."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İtiraf
RomansaHayatımızda Sevmediğimiz İnsanlar Vardır. Hatta Nefret Ettiklerimiz, Yüzüne Görmekten Tiksindiğimiz İnsanlar Vardır. Onları Gördüğümüzde Ordan Kaçmak İsteriz. Ya Da Karşı Çıkmak. Gördüğümüzde İçimizi Kelebeklerle Dolduran İnsanlar Da Vardır. Hep On...