Astrid ile aramızda olan buz gibi soğukluğa rağmen ikimiz de bunu düzeltmek için bir adım atmıyorduk. Sabah erkenden kalkıp, aile ile kahvaltı yaparken bile ikimiz arasında esen soğuk rüzgarları onlar bile fark etmiş gibiydi. Bakışlar ikimiz arasında gezinirken masada bizim birbirimizden kaçması, birbirimize bakmamamız bile dikkatleri çeken şeydi.
Sessizce tabağıma koyulan küçük, kahvaltılık sosisler ile oynuyordum. Nicky karşımda oturmuş, neşeli neşeli bir şeyler anlatarak konuşuyordu. Fakat dikkatim onda değildi. Tamamen kendi dünyamda kaybolup, gitmiştim.
Bu kahvaltıdan sonra Astrid ve ben dönmek için yola çıkacaktık. Ve o zaman aramızda neler olacak merak ediyorum. Astrid aramızda hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya çalışıyor ama onun da bazen buna uyamadığını görebiliyordum.
Derin bir nefes alarak kafamı kaldırıp, Astrid'e baktım. O da yemeğini yemeden, sadece zeytinlerle oynayıp, duruyordu.
Benim bakışlarımı hissetmişti. Bir anlık göz ucu bana bakmıştı. Fakat hemen gözlerini kaçırmıştı. Yenilmiş bir şekilde omuzlarımı indirdiğimde masada dikkatimi çeken şey Diana'nın, "Laçin, döndüğümüzde bize akşam yemeğine gelmelisin. Seni ağırlamaktan mutluluk duyarız." demesi olmuştu.
Bakışlarımı karşımda oturan fakat yemeğiyle ilgilenen Diana'ya çevrildi. Yemeğini yerken bunu söylemesi bu davetin sanki her zaman yapılan bir şeymiş gibi hissettirmesine sebep olmuştu. Sanki ben düzenli olarak onlara yemeğe giden birisiydim.
Tekrardan Astrid'e baktım. Onun da bakışları annesinden bana kaydı. Bakışları boştu, artık bana bakarken duygularını göremiyordum. Yutkunurken, "Olur, olur gelirim. Ne zaman gelmem gerektiğini söyleyin yeter." dedim.
Diana, "Bu hafta sonu nasıl olur?" diye sordu.
Kafamı sallayarak, "Evet, uygundur." dedim.
Diana gözlerini ikimiz arasında gezdirse de, başka bir şey demedi. Tekrar herkes sessizce yemeğine dönmüştü. Masada oturan Abby, "Siz kavga mı ettiniz?" diye sordu.
Bu soru Astrid ve benim anında kafamızı kaldırıp, ona bakmamıza sebep oldu. Benden önce davranarak Astrid, "Hayır babaanne, bu nereden çıktı?" diye sordu.
Abby onun sesinden memnun olmamış gibi gözlerini kısarak, "Aranızdaki soğukluğu buradan bile hissedebiliyorum. Fakat sorun değil, çiftler arasında olan tartışmalar onların birbirine olan sevgisini gösterir. Ama bunu çok uzatmayın." dedi.
Bakışları ikimiz arasında sevgiyle geziniyordu. Muhtemelen bize baktığında hâlâ eski arkadaşı ve kendisini görüyordu. Bize olan sevgisi, sempatisi bundan dolayıdır belki de.
Astrid babaannesine gülümsedi. Küçük, yanaklarına bile ulaşmayan bir gülümseme. Hafifçe kafasını sallayarak, "Merak etme, babaanne, o kadar da büyük bir şey değil." diye mırıldandı.
Astrid'in ablası, "Öyle mi? Neymiş bu küçük mesele?" diye sordu.
Astrid ve ben tekrar göz göze geldik. Bunu bu kadar kurcalamaları demek daha fazla yalan demekti. İkimiz arasında bakışma uzarken aklıma dün gece olan konuşmamız geldi. Tekrar Abby'e dönerken, "Sadece birlikte yaşamakla ilgili küçük bir konuşma." dedim.
Bu cevap masada küçük bir sessizlik oluşturdu. Diana, "İlişkinizin birlikte yaşamaya başlayacak kadar ilerlediğini bilmiyordum." diye mırıldandı.
Astrid, "Yaşamıyoruz. Kendisi teklifimi kabul etmedi." dedi kelimelere basarak.
Sanki bunu kabul etmediğim için gerçekten öfkeli gibi görünüyordu. Onları buna inandığı için suçlayamam, o gerçekten iyi bir oyuncu. Bir an ben bile buna gerçekten sinirlendiğini sandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalandan aşıklar | [G×G]
ChickLitNorveç'te değişim öğrencisi olan Laçin Ayman yeni en yakın arkadaşı Astrid'in onu ailesine 'sevgilisi' olarak tanıştırmak istemesiyle kendini farklı bir ortamda bulur.