neyseee nasılsınızzz iyi misiniz İyi olun. Hastalanmayın valla hava çok git gelli tam çarpılma havası.
Sizi gerçekten çok özledim ama tempodan kendime bile bakacak vaktim yok ağlayasım geliyor
Yorum sınırı: 140
——
Jin: Jeon Jungkook Her nerdeysen Ne bok yiyorsan Çabuk buraya bakıyorsun Belanı sikeceğim Ortalık çalkalanıyor NE BOK YİYORSUN İT HERİF +5 cevapsız çağrı Hemen bana dön!!!!! Aramızda bir şey yok demiştin!!! +2 cevapsız çağrı Evine geliyorum Sen kaşındın (23.41) NEREDESİN HAYVAN HERİF AÇSANA KAPIYI GÖT GELDİM O KADAR (01.20) Bunun için ayrı kızacağım sana Hangi cehennemdeysen Bir an önce çık
Cennet.
Bulunduğum konumun tek açıklaması cennet olabilirdi. Onun kolları arasında hissettiğim, bütün vücudumu titreten bu şey dünyada cenneti yaşatıyordu bana. Elleri en mahrem bölgemde gezerken ve dudakları bütün vücudumu talan ederken düşünebildiğim tek şey oydu. Aklım ve kalbim onun iki dudağı arasındaydı. Beni kolayca ele geçirmişti ve bunu yaparken hiç zorlanmamıştı. Baştan beri onun kollarına atlamak isteyen omegam sayesinde olmuştu bu.
Üzerimde eğilmiş haldeydi. Dudakları göğüs ucumu kıstırmıştı. Elleri eşofmanımın üzerinden penisimi okşuyordu. Bir kez boşalmıştım ama ikincisi çok yakındı. Sertliğini hissedebiliyordum. Kendini ara ara bana bastırdığı için hissedebiliyordum. Her dokunuşu içimde bir şeyleri koparmaya başarıyordu. Bense ismini haykırıyordum.
"Jungkook!" Elini daha sert bir hareketle penisime bastırdığında muhtaçça adını bir kez daha zikrettim. İçime girmemişti ama yaptıklarımız beni zirveye çıkarmak için fazlasıyla yeterliydi. "Aferin-aferin bebeğim, adımla inle. İnle ki herkes benim olduğunu bilsin. Aferin güzelim." Nefes nefese doğrulup dudaklarıma uzanırken aceleci bir şekilde bunları demişti.
Öpüşmeye başladığımızda işaret parmağı çıplak göğsümden sinsice aşağıya doğru kaydı. Gözleri kapalıydı ama kontrolün tamamen alfasında olduğunu biliyordum. Eşofmanımı aşağı çekiştireceği sırada dudaklarımızı ayırdım ve elimi elinin üzerine yerleştirip onu durdurdum. Gözlerini açıp huysuz bir şekilde yüzüme baktı. Omegam kızgınlıkla içimde hareketlendi. Onun istediği buydu. Devam etmesini istiyordu. Alfasını tüm benliğinde hissetmek istiyordu ama Jungkook ve ben buna hazır değildik. Buna emindim.
"Durmalıyız." Fısıltım kulaklarına ulaştığında ukala bir şekilde güldü. "Buraya kadar gelmişken mi?" Eli eşofmanımı aşağı çekiştireceği sırada elini daha sıkı tuttum. Kırmızı gözleri hayal kırıklığı ile dolduğu sırada kendimden emin bir şekilde durmaya çalıştım. Çünkü bu bir sınırdı. Bundan ilerisi bir faciaydı. Durmalıydı çünkü yarın hiçbir şeyi tam anlamıyla hatırlayamayacaktı.