Clarke sarı saçlarını tokaya sıkıştırmaya çalışırken kapısının bir anda açılmasıyla toka elinden kayıp zemine düştü. Odanın sessizliğini zeminden çıkan tok ses bozarken Clarke kaşlarını çatmış karşısında ki adama bakıyordu. "Sen de kimsin?" diye sordu sert sesiyle.
Genç adam da sert bir şekilde konuşmaya başladı. "Bizimle geliyorsunuz."
Clarke'ın kaşları daha çok çatıldı. Kapıda ki bu adam niye kendisini istiyordu ki? Sakinliğinden taviz vermemeye çalıştı.
"Neden?"
Genç adam yine soğuk ve sert bir ses tonuyla cevap verdi.
"Kurula gittiğiniz de anlarsınız."
Şu kelimeye uyuz oluyordu ama mecbur söylemesi gerekti. Kendi içinde konuşup daha fazla karşısındakini bekletmemek için düşünceleri kafasından atarak genç kıza baktı.
Clarke genç adamın üniformasını süzdü. Bakışları yüzünü bulduğunda gözlerini kaçırarak derin bir nefes aldı. Kurul onu neden istesin ki? Ama itiraz edemeyeceğini bildiğinden daha fazla bir şey demeden odasından genç adamla beraber çıkarak kurul odasına doğru yürümeye başladılar.
Yürürlerken genç adam, kızın kolunu sertçe tuttu. Kaçmayacağını tahmin etmişti. Kim bilir belki kaçardı. Kolundan tutup sürüklemeye devam etti.
Clarke sinirleri bozulmuş bir şekilde kolunu tutan adam tarafından resmen sürükleniyordu. Adamı durdurup yüzüne bir yumruk atmamak için gözlerini kapatıp açtı ve sakinleşmeye çalıştı. Kurul odasının önüne geldiklerinde genç adamın ellerinin gevşediğini hissetti.
Genç adam yavaşça kapıyı açtığında yine sertçe kızı içeri soktu.
"Efendim, patlamaya sebep olan suçlu, Clarke Griffin," diyerek kızı kurula sundu.
Clarke sinirle dişlerini sıktı. Bu adam ne hakla ona böyle davranabilirdi? Bir dakika bir dakika dikkat etmesi gereken asıl şey biraz önce adamın ne söylediğiydi. Patlamaya neden olan suçlu mu? Clarke anlamsızca içeri baktı. Bu da neydi böyle? Başkan Jaha kafasını sallayarak yanında ki genç adama hitaben konuştu.
"Tamam, Blake."Genç adam başıyla başkanı selamlayarak odadan çıkıyordu ki Başkan Jaha ona burada kalmasını söyledi. Başıyla bir koltuğu işaret etti. Genç adam kendisine işaret edilen koltuğa oturdu. Neden kurul koltuğuna oturuyordu ki? O sadece güvenlik görevlisiydi oysa kurul üst kişilerin bulunduğu bir yerdi. Başkan, genç adamın aklından geçenleri okumuş gibi soruyu sordu.
"Patlama sırasında olay yerindeydin sanırım?"
"Evet, efendim."
"Olay yerinde şahit olduğun için burada bulunuyorsun, Blake."
Genç adam "Size yardımım dokunur umarım," diyerek gözlerini tekrardan kızın üzerine getirdi.
Clarke olan biteni izleyip koltuğa oturdu. Üzerinde ki gözlerden fazlasıyla rahatsızdı. Gözlerini karşısında ona bakan adama dikip sert bir bakış attı.
Başkan onun adını söylediğinde kafasını ona çevirdi."Neden böyle birşey yaptın Griffin?"
Clarke sesini düz tutmaya çalıştı.
"Ben birşey yapmadım!"
Başkan kaşlarını kaldırıp genç kıza baktı. Bu kızı daha önce görmüştü ve böyle birşey yapacağını pek düşünmezdi ama ellerinde bu kadar şahit varken ve onu suçluyorlarken, kendini haklı çıkaracak bir kanıt olmadığı sürece suçsuz olduğu düşünülmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesur Prenses °•○ bellarke fanfiction
FanfictionClarke kolunun acısıyla dudaklarını dişledi. Çok acıyordu ama bu Bellamy denen adamın yanında acıya dayanıksız biri olarak görünecek değildi ya? Hücre kısmına geldiklerinde Bellamy'nin elinin gevşediğini hissederek kolunu ondan kurtardı. Tuttuğu yer...