Kapıyı açıp içeri girdiğimde ortamın çok kalabalık olduğunu fark ettim. Üniversiteye başlamadan önce yeni başlayan öğrenciler ve son sınıflar için karaoke partisi düzenlenmişti. Zorunlu değildi, isteyen herkes gelebilirdi. Ve zaten üniversitedeki herkes buradaydı.
Her sınıf için masalar hazırlanmıştı. 'Güzel sanatlar' bölümünü gördüğüm zaman kızların bana el salladığını fark ettim. Yanlarına ulaştığımda selamlaştıktan sonra sahnedeki çifti izlemeye başladım. Hukuk bölümünden Furkan ve Ceren, birbirilerine sarılmış bir halde şarkı söylüyorlardı. Gülümseyerek önüme döndüğümde Meral'in bana baktığını fark ettim.
'' Herkes birbirini buluyor, bir sen kaldın. Neden Can'a bir şans vermiyorsun? ''
'' Ben onu sevmiyorum Meral. Yalnız olmak benim seçimim ve halimden gayet memnunum. ''
'' Neden biriyle olmaktan korkuyorsun, '' Garsonun elinden bir kadeh alıp masaya koydu. '' Yoksa hala yakışıklı beyaz atlı prensini mi arıyorsun? ''
'' Kes zevzekliği. ''
Kahkaha atıp sahnedeki çocuğun söylediği şarkıya eşlik etmeye başladı. Ona aldırmadım ve etrafa bakındım. Üniversitedeki herkesi tanırdım, yani çoğunu. Meral ile tanışmamız çok olaylı geçmişti, birbirimizi pek sevdiğimiz söylenemezdi ama nasıl olduysa Meral'i sevmeye başlamıştım. Muhtemelen içindeki şeytan tüyündendi. Üniversitedeki herkesi onun sayesinde tanımıştım. Herkesi tanır; hangi bölümde olduğunu, kiminle çıktığını, kimi sevdiğini ve her şeyini size saniyesinde anlatabilirdi, tam bir ayaklı gazeteydi. Bazen neden güzel sanatlar seçtiğini anlayamazdım, onda bir gazeteci ruhu vardı. Neden gazetecilik bölümüne gitmediğini sorduğumda bana parasının az olduğunu söyledi. Tam bir para delisiydi. Aldığı kıyafetler, ayakkabılar... Onun hızına yetişmek mümkün değildi. Ama bu para hastalığı insanları kendinden nefret ettirecek türden değildi, okuldaki çoğu insan onu severdi.
Saatlerdir ayakta durup, sahnedekileri izliyordum. Gönüllü olarak kimse sahneye çıkmadığı için rastgele bölümlerden çiftler seçip, sahneye alıyorlardı. Ekranda 'Güzel Sanatlar, Asya Kaya' yazınca gözlerim irileşti. Bölümdekiler adımı haykırırken ben, olduğum yerde kitlenmiş üzerime doğru tutulan sahne ışıklarına bakıyordum. Meral kolumdan tutup beni sahneye sürüklerken şarkı söylemeyeceğimi anlatıyordum ama beni dinlemiyordu. Sahneye çıktığımda ekranda başka bir isim görüldü.
'Mimar, Mert Atan'
Mimarlık bölümündekilerin alkışladığını gördüm. Muhtemelen sınıfın sevilen birisiydi. Fakat sahne ışıkları kenarda oturup, kulaklıkları takılı bir çocuğa tutulduğunda kaşlarım çatılmıştı. Sadece benim değil, partnerim olan Mert'in de kaşları çatılmıştı. Eliyle yüzünü siper edip kulaklıkları çıkardı ve ekranda yazılan ismini görünce benim gibi şarkı söylemeyeceğini söyleyip, yerine oturmaya yeltenmişken bir grup erkek kollarından tutarak zorla onu sahneye sürükledi.
Uzun boyu ve dağınık kestane rengi saçlarıyla nefes kesici gözüküyordu. Yeşil gözleri keskin bakışlarıyla beni bulduğunda gülümsemek için kendini zorladı. Ben de ona sahte bir gülümseme ile karşılık verdim. Ellerimize verilen mikrofonları sıkıca tutarak birbirimize baktık. Müzik sesi duyulduğunda kaçmak için artık bir yol yoktu. Gözlerimi sıkıca kapatıp ezbere bildiğim şarkının sözleri dudaklarımdan çıkıverdi.
When your legs don't work like they used to before
Ayakların daha önceki gibi çalışmadığı zamanAnd i can't sweep you off of your feet
Ve seni ayaklarından sürükleyemediğimdeWill your mouth still remember the taste of my love
Ağzın hala aşkımın tadını hatırlayacak mı?Will your eyes still smile from your cheeks
Gözlerin hala yanaklarından gülecek mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Esintisi
RomanceOnların tanışmalarına kader mi sebep olmuştur yoksa başka bir şey mi ? Hiç beklemedikleri bir anda tanışmaları hayatlarını alt üst edecektir. Sevgileri tüm olumsuzlukların üstesinden gelecektir.