²¹

59 17 10
                                    

• • 𝕄𝕪 ℂ𝕙𝕚𝕝𝕕 • •


Yirmi Bir

Sınır: 15 oy ve yorum (Kimse hikaye hakkında yorum yapmıyor, boşu boşuna çeviriyormuşum gibi hissediyorum, haberiniz olsun🥀)

Sınır: 15 oy ve yorum (Kimse hikaye hakkında yorum yapmıyor, boşu boşuna çeviriyormuşum gibi hissediyorum, haberiniz olsun🥀)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


İ

ç çekerek sıkıntının zihnini ele geçirmesine izin verdin. Nobara ve Megumi ile birlikteydin, ikisi de otomatın yanında bir şeyler konuşuyorlardı, ancak senin ilgini çekmiyordu. Yanına temari topunu almıştın çünkü onunla oynamayı çok istiyordun; topu tekmelediğinde ya da salladığında çanın çıkardığı sesi seviyordun. Aslında buraya ikinci sınıf öğrencileriyle tanışmak için getirilmiştin. Nobara, onların gerçekten havalı olduğunu söylemişti ve onları bir an önce tanımayı dört gözle bekliyordun.

Megumi’nin dikkatini çekmek için üniformasından çektin. “Gumi abiciğim,” diye seslendin ve genç çocuk sana bakmak için başını eğdi. “Evet, Y/N, ne oldu?” diye sordu, mavi gözleri tepkilerini inceliyordu. Topu kendine yaklaştırarak bakışlarını ondan ayırmadın. “Oynamaya gidebilir miyim?” diye kibarca sordun, onaylayacağını umarak. Megumi başını okşayıp hafifçe gülümsedi. “Tabii ki, ikinci sınıf öğrencileri geldiğinde yanına geliriz,” dedi. Heyecanla gülümseyip zıpladın, Megumi’nin bacağına sarılarak, “Teşekkürler, Gumi abiciğim!” diye coşkuyla teşekkür ettin. Ardından bacağını bırakıp oynamaya doğru koştun.

"Onun Sukuna'nın kızı olduğuna hâlâ inanamıyorum," dedi Nobara, seni koşarken izlerken. Megumi ifadesiz bir bakışla sana baktı. "Ben de inanamıyorum," diye düşündü, fikrini kendine saklayarak.

Bahçeye çıktın ve temari topunla oynamaya başladın; onu havaya fırlatıyor, tekmeliyor ya da içindeki çanın sesini duymak için sallıyordun. Dinlemesi oldukça keyifli bir sesti. Ancak bir anda zihninde bir anı belirdi… Çocukluğuna dair bir şey.

‧₊˚♡

Elinde temari topunu tutarak tapınağın koridorlarında Sukuna’nın odasına doğru koştun. Hava çok güzeldi ve onunla biraz oynamak istiyordun. Onunla fazla oynama şansın olmuyordu, çünkü genelde dışarıda, sadece tanrıların bilebileceği şeylerle meşguldü. Odasına ulaştığında, shoji kapısını üç kez tıklattın.

"Babacığım, içeri girebilir miyim?" diye kibarca seslendin, cevabını bekleyerek. Bir an orada bekledikten sonra hafif bir "Girebilirsin," sesi duydun. Gülümsedin ve heyecanla kapıyı açıp içeri koştun. Sukuna, içeri girer girmez ne kadar enerjik olduğunu görünce hafifçe güldü ve seni kucakladığında, "Bugün ne kadar mutlusun, Y/N, değil mi?" dedi, saçlarını karıştırarak. Ona çocukça bir gülümsemeyle baktın. "Evet! Seni burada görebildim!" dedin, kıkırdayarak. Bu, Sukuna'yı mutlu etti; senin hayatından keyif aldığını görmek hoşuna gidiyordu.

"Babacığım benim için bişey yapar mısın?"

"Hmm? Ne istiyorsun bakalım?"

Küçük bir mırıldanma çıkardın, nasıl soracağını düşünerek. "Eğer şu anda meşgul değilsen, benimle oynar mısın?" diye sordun, gözlerine bakmadan. Sukuna birkaç kez göz kırptıktan sonra sana gülümseyerek seni kollarına aldı ve ayağa kalktı. "Seninle biraz oynamakta bir sakınca görmüyorum," dedi. Bu cevap seni sevinçten havalara uçurdu.

"Teşekkürler, babacığım."

"Önemli değil, kızım"

‧₊˚♡

Y

akında bir şeyin ezildiğini duyunca gerçekliğe geri döndün. Sesin geldiği yere koştuğunda, Megumi'nin kaslı bir adam tarafından dövüldüğünü gördün. Kaşlarını çattın ve ikisinin yanına koştun, ancak tanımadığın adam, Megumi'yi tahta direklerden geçirerek balkon gibi görünen bir yere fırlattı. Zihninde bir şeyin devreye girdiğini hissettin ve yüzünde ve vücudunda ișaretler belirdi. Hırladın ve yükseğe sıçrayarak ateș püskürttün, kaslı adamı Megumi'den ayırmayı başardın.

Megumi’nin önünde koruyucu bir şekilde durdun ve diğer adama öfkeyle baktın. "Y/N?" diye şok içinde nefes aldı Megumi, ne kadar saldırgan hale geldiğini görünce. Etrafını saran mor lanet enerjisini açıkça görebiliyordu. "Aurası tamamen değişti, vahşi bir hayvan gibi! Eğer onu durdurmazsak, okulu yok edebilir!" diye düşündü, kanlar içindeki yüzü korkuyla doluyken.

"Oi, Fushiguro! Bu küçük kızın arkasına mı saklanıyorsun?" diye bağırdı adam, senin görünüşünden pek etkilenmemişti. Megumi, sana bakarak zorla ayağa kalkmaya çalıştı. "Y/N! Lütfen sakin ol, endişelenecek bir şey yok," diye seni yatıştırmaya çalıştı, yavaşça sana doğru yaklaşıp. Ama sen onu tamamen göz ardı edip, kaslı adama saldırmak için üzerine atladın.

"Uyu."

Aniden, saldırını durduran güçlü bir kuvvet hissettin ve kendini zorla uykuya dalarken buldun. Son hatırladığın şey, seni nazikçe kucaklayan iki koldu, sonra her şey kararmaya başladı.

‧₊˚♡

Yavaşça gözlerini açtın ve kendini birinin kucağında uyurken buldun. Yukarıya baktığında, bu kişinin Nobara olduğunu gördün. "Noba ablacığım?" diye seslendin, brunet kız sana bakıp gülümsedi. "İyi uyudun mu?" diye sordu, seni doğrulmana yardımcı olurken. Başını sallayarak gözlerini ovuşturdun ve uykuyu atmaya çalıştın.

"Bu Y/N olmalı, değil mi?"

Başka bir ses duyduğunda dikkatini çektin. Karşında üç yeni yüz vardı; yeşil saçlı ve gözlüklü bir kız, kirli sarı saçlı ve mor gözlü bir erkek çocuk, ve bir panda. Panda’yı gördüğünde gözlerin parladı, onu kucaklamak için çok can atıyordun. Yeşil saçlı kız sana yaklaşıp önünde diz çökerek, "Merhaba küçük, ben Maki. Sen Y/N olmalısın, değil mi?" dedi, gülümseyerek sana elini uzattı. Sen de gülümsedip elini tuttun, "Evet, tanıştığımıza memnun oldum Maki ablacığım!" diye karşılık verdin. Maki, senin nasıl tatlı davrandığını görünce eridi, seni sıkı sıkı kucaklama isteğiyle doldu.

"Yosun," başka bir ses duyduğunda başını Maki'den çevirip ağzı kapalı olan çocuğu gördün. Başını eğdin, ne demek istediğini pek anlamadın. "O, Inumaki Toge senpai, Y/N. Sadece Onigiri malzemeleriyle konuşabiliyor," diye açıkladı Nobara, bu da dikkatini çekti. Ona mutlu bir gülümsemeyle el salladın, "Tanıştığımıza memnun oldum, Toge abiciğim!" Toge’nin gözleri parladı, neredeyse senin tatlılığın yüzünden ağlayacak gibi oldu. "Merhaba Y/N, ben Panda," diye bir ses duydun, bu sefer ayı konuşuyordu.

Nobara'nın kucağından tereddüt etmeden zıpladın ve Panda'ya koşarak sarıldın. "Tüylü ayı! En çok Panda abiyi seviyorum!" dedin, bu da dört öğrencinin içlerinden çıkan çığlıkları tutamamalarına neden oldu.

"Çok tatlı! Onu korumalıyız!" dörtlüsü birden düşündü. O sırada... "Gumi abiciğim nerede?" diye sordun, merakla onlara bakarak.

Evet, Megumi'yi iyileşene kadar senden uzak tutmak zorundaydılar. Bir başka öfke krizini göze almak istemiyorlardı.

‧₊˚♡

+Bölüm attım sevinin hade

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 07 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

.☘︎MƳ ƇӇƖԼƊ𖤓 𓊆ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ𓊇Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin